Ýki tarafýn aday ilân etmede birbirini bekledikleri belli de, düz bir akýlla, Ak Parti’nin CHP ve MHP’nin ‘çatý aday’ diye karþýsýna çýkaracaðý ismi beklediðini sanýyordum. Meðer muhalefet partileri Ak Parti’nin adayýný açýklamasýný bekliyormuþ...
Kaynaðým, CHP lideri Kemal Kýlýçdaroðlu’nun “Ortak aday çýkaralým” teklifi ile, ona önce olumsuz cevap vermiþ MHP lideri Devlet Bahçeli’nin piramitli grafiklerle anlattýðý ‘çatý adayý’ karþý teklifini sütununda okuduðumuz Hürriyet yazarý Þükrü Küçükþahin... Dünkü yazýsýnýn baþlýðý açýklayýcý: ‘Muhalefet AKP adayýný bekleyecek’...
Aday Abdullah Gül olursa baþka, Tayyip Erdoðan olursa baþka isim (veya taktik) uygulayacaklarmýþ... “Muhalefet için” diyor, “Gül’ün adaylýðý ile Erdoðan’ýn adaylýðý arasýnda uçurum var.”
Oysa ikisi de Ak Parti kurucusu olan isimler...
Eskiden, cumhurbaþkanýný Meclis’in seçtiði dönemlerde, Çankaya seçimleri siyaseti çok zorlamýþtý. Bir parti adayýnda ýsrar etti diye askeri müdahale (12 Eylül 1980) yaþandýðýný da biliyoruz, askerin dayattýðý bir orgenerali seçtirmeyip bir oramiralin Çankaya’ya gönderildiðini (1973) de... 2000 yýlýnda da, partiler kendi aralarýnda anlaþamayýnca, Meclis dýþýndan biri (Ahmet Necdet Sezer) son dakika adayý olarak önlerine konulmuþtu.
Þimdi cumhurbaþkanýný halk seçecek, ama muhalefetin konuya yaklaþýmý yine deðiþmiyor: Çankaya’ya en fazla yakýþacaðýný düþündükleri birini deðil de, iktidarýn adayýný zora düþürecek bir ismi seçmen önüne sürecekler...
Bunun adý da ‘siyaset’ oluyor...
Gerçekten ayýp ediyorlar...
Ak Parti’nin Tayyip Erdoðan’ý aday göstermesi durumunda ‘boykot’ taktiðine baþvuracaðýný da Fuat Keyman’dan öðreniyoruz. Belli bir ‘çevre’ ile irtibatlý bildiðim taktik CHP için ciddi bir seçenekmiþ... “Ýlk turda seçimlerin az katýlýmlý olmasýný ve Erdoðan’ýn cumhurbaþkanlýðýnýn meþruiyetinin sorgulanmasýný saðlamak” diye açýklýyor taktiðin ilk boyutunu Radikal yazarý; ikinci boyut için de “Eðer Erdoðan ilk turda seçilemezse, ikinci turda seçimlerden çekilerek Erdoðan’ý yalnýz býrakmak, Erdoðan’a verilecek ‘hayýr’ oylarýnýn ‘evet’ oylarýndan fazla olmasýný saðlamak” diyor...
‘Cumhurbaþkanlýðý seçimini geçersiz kýlmak’ imiþ amaçlarý...
Ne diyelim, “Allah iz’an versin” demekten baþka...
Yapýcý deðil yýkýcý olan, istikrar deðil kaos peþinde, devleti temsil eden kurumlarýn haysiyet ve itibarýný gözetmek diye bir derdi bulunmayan muhalefetimizin cumhurbaþkaný seçimine yaklaþýmý iþte bu...
Etrafa yayýlan “Sürpriz bekleyin” söylentisi, büyük ihtimalle, Kristof Kolomb’un “Yumurtayý düz zemine nasýl dik oturtabilirsiniz?” sorusuna cevap olarak yumurtayý bir tarafýndan çatlatarak masaya yerleþtirmesi gibi bir þey...
Kolay bir çözüm, ama marifet yumurtayý çatlatýp kýrmadan düz oturtabilmekte...
Seçimde de marifet, Ak Parti adayý karþýsýna halkýn ondan daha fazla teveccüh gösterip oyunu vereceði birini çýkartabilmektir. Seçimi boþa çýkartmak için boykot etmekle, seçmenin, geçmiþin ülkeyi kaosa sürükleyen darbe davetçisi nafile turlarýyla kendilerini özdeþleþtireceðini bile düþünemiyorlar.
Kargaþa ve kaosa dayalý taktik arayýþlarýndan bir þeyi öðreniyoruz: Muhalefetin halka beðendirebileceði bir aday bulmakta zorlandýðýný... Çýkýþ yolu olarak, geçmiþte de kullandýklarý siyaseten hoþ olmayan taktikleri denemeyi düþünmeleri bundan...
Halkýn bunu idrak edemeyeceðini sanýyorlar demek ki... Halký tanýmamýþlar...