Türkiye 18 yýllýk icraatlarla bölgesel güç olduðunu tescil ettirmiþ, küresel güç olma yolunda emin adýmlarla ilerlerken, muhalefet büyük resmi görmezden gelip kimi sorunlarý öne çýkartarak iktidarý baþarýsýz gösterme gayretini sürdürüyor.
Evet, sorunlar var. Yok demek gerçekle baðdaþmaz. Lakin Türkiye’nin sorunlarý aþacak gücü ve birikimi de var.
Millet bu gücü en iyi kullanabilecek birikim ve tecrübeyi iktidarda gördüðü için her seçimde onu baþ tacý etmiþtir.
Çünkü mevcut iktidar Türkiye’yi 236 milyar dolarlýk bir milli gelirden almýþ bunu 740 milyar dolara çýkarmýþtýr. IMF’ye olan borcunu ödemiþ ekonomik baðýmsýzlýk istikametinde önemli bir adým atmýþtýr.
36 milyar dolar ihracatý 180 milyar dolara çýkaracak þekilde üretimi artýrmýþtýr.
20 milyar dolarlýk Merkez Bankasý rezervini 105 milyara çýkarmýþtýr.
Savunma sanayiinde yüzde 30’luk yerli üretimi yüzde 70’e çýkarmýþ ve Türkiye dünyada bu alandaki dört devletten biri olmuþtur!
Saðlýk alanýnda dünyaya örnek olacak bir baþarý sergilemiþ pandemi sürecinde 134 ülkeye yardým edecek güce kavuþturmuþtur.
Derin denizlerde hidrokarbon arayabilen dünyadaki 10 ülkeden biri olmuþ ve nihayetinde 320 milyar metreküp doðal gaz keþfi yapmýþtýr.
Yerli tank, yerli uçak, yerli otomobil projelerini baþlatmýþ yerli elektrikli tren üretecek kadar sanayii geliþmiþtir.
Daha saymakla bitiremeyeceðimiz kadar ülkeye sýnýf atlatan icraatlar vardýr.
Ama eksikler de vardýr sorunlar da vardýr.
Ýþte muhalefet Türkiye’nin büyük fotoðrafýný görmezden gelip hatta inkar edip sadece sorunlarý gündemde tutarak iktidarý eleþtirmektedir.
Eleþtiri de hakkýdýr elbette ki.
Fakat dile getirdikleri sorunlarla ilgili ortaya seçmeni ikna edecek bir çözüm önerisi sunmadýklarýný görüyoruz.
Ýttifak ettikleri tek bir nokta var, o da baþkanlýk sisteminden çýkýp parlamenter sisteme dönmek. Adýný da güçlendirilmiþ parlamenter sistem diyerek süslüyorlar. Ama bugüne kadar güçlendirilmiþ parlamenter sistemin ne olduðunu açýklayan bir muhalefet sözcüsüne rastlamadýk.
Baþkanlýk sistemi, yarý baþkanlýk ve parlamenter sistemlerinin ortak özelliklerinden olan seçim kanunu güçler ayrýlýðý gibi hususlarý gündeme getirerek baþkanlýk sistemini eleþtirdiklerini zannediyorlar. Hatta bazý muhalefet sözcüleri çýkýp tv kanallarýnda mecliste bakan göremiyoruz meselelerimizi ulaþtýramýyoruz kabilinden eski Türkiye alýþkanlýklarýný milletvekillerinin iþ takip etmesini demokrasi zanneden yorumlar dinliyoruz.
Kimileri sistemleri ve farklarýný gerçekten bilmiyor, kimileri de bilerek hinlik yapýyor.
Aslýnda muhalefetin kaygýsý demokrasi falan deðil. Parlamenter sistemi de millet için deðil kendileri için istiyorlar.
Çünkü hiçbirinin tek baþýna iktidar olma ihtimali yok, görünmüyor. Baþkanlýk sistemi devam ederse muhalefet partilerinin iktidara gelmeleri mümkün deðil.
En güçlü muhalefet partisinin oyu yüzde 25, oylarý yüzde 10 civarýnda olan diðer iki parti ve yüzde birlerde gezen diðerleri.
Hepsi umutsuz vak’a. Tek baþýna iktidar þanslarý bir yana meclise girip giremeyecekleri bile belli deðil.
Parlamenter sistem onlar için ufak da olsa bir umut.
Kimse iktidara gelemez ama ne kadar küçük olursa olsun koalisyon ortaðý olabilirler. Bütün umutlarý iktidar nimetlerinden az da olsa faydalanmak.
Adýný da güçlendirilmiþ parlamenter koymuþlar. Engin Ardýç’ýn ifadesiyle içi boþ bir laf.
Parlamenter sistem, adýný ne koyarsanýz koyun koalisyon kültürü oluþmamýþ siyaset dünyamýzda istikrarsýzlýðýn adýdýr.
Kim kazanýrsa kazansýn baþkanlýk sistemi de tüm eksikliklerine raðmen siyasi istikrarýn adresidir.
Beðenmeyen 5 sene sonra yenisini seçer ama bakan veya hükümet düþürerek, icraatlarý engelleyerek, erken seçim kararý alarak ülkenin huzurunu bozamaz.