Türkiye’nin önündeki en önemli yapýsal reform alaný kuþkusuz yeni anayasa ve sistem deðiþikliði. Hükümetin bu konuyu ötelemesi demek AK Parti’yi AK Parti yapan deðiþim ve reformcu kimliðini bir kenara koymasý demek. Bu ise hýzla eski tarz merkez sað partilerin akýbetine savrulmasýna yol açabilecek bir tehlike. Demokrasinin konsolidasyonun durup bir soluklanmakla mümkün olabileceði görüþü de orta gelir tuzaðý gibi bir þey. Ve dahasý Baþkanlýk sistemine karþý yürütülen “Erdoðan kendi bedenine göre baþkanlýk sistemi istiyor” tezviratýna bu tezin asli savunucularýnýn bile yapamayacaðý katkýyý yapmak demek.
Baþkanlýk sistemi ya da daha genel ifadesiyle muhtemel bir sistem deðiþikliði için peþ peþe sýralayacaðýmýz önemli hususlar var.
Bunlardan ilki ve bence en önemlisi; bizzat baþkanlýk sistemini savunan cenahýn ön almasýyla bu meseleyi tartýþma dilinin deðiþtirilmesi. Baþkanlýk sistemini artýk bir taarruz ve savunma hattý içinde ele almaktan vazgeçmeli ve kim ne diyorsa desin -zaten bu konu çerçevesinde edilmedik hakaret, söylenmedik yalan, benzetilmedik diktatör kalmadý- muhtemel modelleri birbirine nispetle ve Türkiye’ye uygunluðuyla ele alan bir zemine kavuþturmalýyýz.
Bu çerçevede evvela yapýlmasý gereken, sistem tartýþmasýný Erdoðan ismi ile müsemma bir tartýþma olmaktan kurtarmak. Evet, baþkanlýk sistemi Cumhurbaþkaný Erdoðan için Türkiye’nin 2023 ufkunu ifade ediyor. Erdoðan liderliði olmasaydý biz bu konuyu asla bu kadar güçlü bir þekilde tartýþabiliyor ve mümkün görüyor olmayacaktýr. Ancak baþkanlýk sistemi sadece Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn arzu ettiði bir sistem deðil. Merkez saðdaki hemen tüm liderler baþkanlýk sistemini telaffuz etmiþ ancak hiçbiri siyaseti vesayetten kurtarmayý baþaramadýklarý için bu ideali realize etmeye de yaklaþamamýþlardýr. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn kendisi için deðil Türkiye için istediði bir modeldir baþkanlýk ve Erdoðan bu konudaki yaklaþýmlarýn hepsinin tartýþýlmasýndan ve el birliðiyle Türkiye’yi ekonomik ve demokratik açýdan üst ligde çýkartacak bir modelin hayata geçirilmesinden söz etmektedir.
Tartýþmanýn sýhhati ve spekülasyonlardan uzak tutulabilmesi için önemli bir görev de AK Parti’ye düþmektedir. AK Parti gerek 7 Haziran seçimlerinde gerek 1 Kasým seçimlerinde baþkanlýk sistemi önerisine beyannamesinde yer vermiþ ancak seçmene bunu yüksek sesle söylemekten imtina etmiþtir. Halký ikna etmek için yeterince zaman olmadýðý gibi tereddütlerin buna sebep olduðu söylenebilir. Ancak bu mütereddit tavýr “seni baþkan yaptýrmayacaðýz” karþýt kampanyasýnýn etkisini daha da hissettirmesine ve AK Parti’nin buna gerektiði ölçüde mukavemet göstermediði yorumlarýna yol açmýþtýr. Þu halde, yani neredeyse yüzde 50 oy almýþken ve 7 yýldýr yeni anayasa ve sistem deðiþikliðinden söz ediyorken AK Parti’nin artýk bu tartýþmayý Cumhurbaþkaný’nýn omuzlarýndan almasý gerekir.
Çok önemli bir görev de muhalefet partilerine düþmektedir. Muhalefet partilerinin baþkanlýk sistemi tartýþmasýnda demokrasiye halel getirebilecek deðiþikliklerin önüne geçmek gibi bir misyonla hareket etmesi gayet anlaþýlýr. Kategorik olarak baþkanlýk sistemine karþý olmak ve baþkanlýðý Erdoðan’la özdeþleþtirerek tartýþmayý boðmak yerine kendi önerilerini hazýrlayabilirler mesela. Böylece o çok korktuklarý “Cumhurbaþkaný’nýn kendine göre gömlek biçmesinin” de önüne geçebilirler. Bu vesileyle yeniden siyasete ýsýnýrlar, uzun zamandýr unuttuklarý muhalefet görevlerini ifa etmiþ olurlar. Yoksa “istemezük” diyerek varýlacak hiçbir yer yok. Ancak muhalefet ve etrafýndaki aydýn zümresi bu kadar önemli ve ciddi bir konuyu Erdoðan parantezinden çýkmadan tartýþamadýkça, kendi varlýk alanlarýna yönelmiþ bir dinamit olarak algýlamaktan kurtulamadýkça bu histerik yaklaþýmýn kendisi bir dinamit etkisi yapacak.
Tersi durumda ise muhalefet bir sonraki seçimde kendisi için elzem olan yapýsal reformlara da bu sayede baþlayabilir. Türkiye’nin muhtelif baþkanlýk modellerinden birine evrildiði bir vasatta muhalefet için de kartlar yeniden karýlabilir ve kim bilir baþkanlýk sistemi AK Parti’den çok muhalefetin lehine sonuç verebilir?