Muhalif bir dil var mý?

Yeni bir yaygýn ‘muhalefet dili’ son birkaç yýldýr siyasi analizlere hakim olmaya baþladý. Aslýnda ne ‘muhalif’ olarak isimlendirmek mümkün ne de ‘dil’ olarak. Zira ‘muhalif olmak’ hiçbir þey deðilse, ciddi bir iþtir. Entelektüel bir faaliyettir. Belli bir düzeyde maddi bilgiye sahip olmanýn yanýnda, asgari düzeyde kavramsallaþtýrma ve soyutlama yeteneðine sahip olmayý icbar eder. Hele bunlarýn dile dökülmesi gerekiyorsa iyi kötü inandýðýnýz, baþý sonu belli bir dünya görüþü de kaçýnýlmazdýr. Ezcümle baþkalarýný da davet edebileceðiniz bir inancýnýzýn olmasý beklenir. Burada tartýþtýðýmýz mesele siyasi partilerden mütevellit günlük ‘muhalefet’ deðil. Eli kalem tutanlarýn, kürsüsü olanlarýn ortaya koyduðu ‘muhalefet’ ve ‘dilinden’ bahsediyoruz.

Yeni yaygýn muhalefet dilinin en temel sorunu ciddiyet. Özellikle son yýllarda artýk bir fenomene dönüþen, ‘twitter düzeyi’ þeklinde tarif edebileceðimiz dalga ile birçok açýdan örtüþüyor. Konu ne olursa olsun, laf sokma düzeyini, anekdot aktarýmýný, aforizma kolaycýlýðýný aþamayan bir yaklaþýma dönüþüyor. Mesela son birkaç haftadýr büyük bir trajedi ile karþý karþýyayýz. Filistin’de yaþanan dram, Ortadoðu’daki asýrlýk Ýsrail sorunu gündemimizde. Bu nevzuhur ‘muhalif dil’, yaþanan büyük dramýn karþýsýnda bile ayný düzeysizliði üretmeye devam ediyor. Yeni bir çarpanlarýný da zikretmek lazým. Gülen Grubu da acemi ve sonradan görme ergen bir tavýrla, ‘Ýsrail solu’ tadýnda, can havliyle malzeme taþýmak için çýrpýnýyor.

Bu durum, büyük þehirlerdeki turistik bölgelerde, þehrin manzara resimlerini çizenleri andýrýyor. Bilenler bilir, sokaklarda o resimleri çizenlerin çoðu ne sanatkardýr ne de ressam. Bir iki haftalýk bir teknik edinme eðitimi sonucunda tuvalin karþýsýna oturur. Dýþardan bakanlar resim çizdiðini düþünürler. Oysa elinde fýrça, ezberlediði algoritma akýþýný tuvale geçiriyordur. Aslýnda sürekli ayný þeyi yapýyordur. Çizdikleri resimle ciddiye alýnabilecek bir ünsiyetleri olmaz. Akýþýný ezberledikleri her manzarayý her kareyi tuvale dökebilirler. Yeni muhalif dilin bu resim teknisyenlerinden bir farký yok.

Konu ne olursa olsun mallarýný alacaklarý müþteri kitlesine uygun bir argümantasyon paketini üretmekte sýkýntý çekmiyorlar. Son tahlilde, en fazla, sokaktaki ‘ressam’ kadar iddialý olduklarýný müþterileri de biliyor. Beþ on dakika içerisinde müþterisinin talep ettiði resmi çizecek olan resim teknisyeni, bir sanat eleþtirisiyle muhatap olmayacaðýnýn konforuyla iþini yapmasý gibi, mezkur muhalif dil de benzer bir rahat alanda hareket ediyor. Piyasanýn ne kadarýna hakim olduklarýný anlamak için son birkaç yýl içerisinde çýkmaya baþlayan ‘marjinal sol, radikal sol-ulusalcý ve Kemalist’ gazetelere bakmak yeterli. Bu yeni medyanýn aðýr toplarýnýn neredeyse tamamý Kemalist ana akým medyadan transfer isimler. Hal bu olunca ‘yeni muhalif dilin’ kalitesinin dökülmesine þaþmamak lazým.

Bu durumun en acý örneklerine Filistin meselesine yaklaþýmda þahitlik ediyoruz. Konu, Ýsrail iþgali altýndaki Filistin’in Gazze bölgesinde yaþanan katliamlar. Mezkur medyada ayný konu baþlýðý Erdoðan, Davutoðlu ve AK Parti üzerinden tartýþýlmanýn ötesine geçemiyor. Çünkü ezberledikleri algoritma, konu ne olursa olsun, ayný resmi çizmelerini icbar ediyor. Etraflarýnda birikmiþ olan kalabalýðýn da çok daha fazlasýný talep etmediðini bilmenin rahatlýðýyla; ‘her þey gider’ düzeyine iyice gömülüyorlar.

Erdoðan, an itibariyle, kendilerine mükemmel bir kamuflaj ve kalkan vazifesi görüyor. Onlar adýna da sahici bir þekilde ‘mirasla’ yüzleþmeye devam ettikçe, hastalýklý bir rahatlama hissiyle Erdoðan’la uðraþmaya devam edecekler. Aksi durumda, Irak’ta, Suriye’de, Mýsýr’da, Filistin’de, Balkanlar’da çok zor bir soru ile karþý karþýya kalacaklarýný biliyorlar. O zor soru ne mi? Çok karmaþýk deðil. Aksine oldukça basit. “Sizin bu baþlýklarda, mesela Ýsrail konusunda, fikriniz nedir ve nasýl bir pozisyonunuz var?”. Bugünlerde oldukça yüksek sesle konuþmalarý, heyecanlanmalarý ‘mezkur suale’ bir cevap verdiklerinden deðil. Aksine Erdoðan’ýn verdiði cevabýn hem ‘ilgili yerlerde’ duyulmasýný saðlamak hem de -mümkünse- Erdoðan’ýn cevabýný bastýrýrken ciddi bir faturanýn kesilmesini de saðlamak için. Zira Erdoðan’ýn cevabýna katýlmamanýn nerede, nasýl ve ne hýzda sermaye birikimi saðladýðýný fazlasýyla biliyorlar! Yüzyýllýk Kemalist parantez, mezkur sualden kaçmanýn ismiydi. Ama artýk fazlaca kaçacak bir yer kalmadý.