Bu yapý yýllardýr binlerce masumun âhýný aldý, hesabýný mutlaka vermelidir...
Cemaatin en büyük maðdurlarýndan biri de Kürtler’dir.
Balyoz maðdurlarýnýn yakýnlarýna yaptýklarý küstahlýk bugün onlara yapýlmýyor, buna dua etsinler.
Davasý olan Pensilvanya’ya gidiyor ve buradaki davasý çözülüyordu.
Bir ‘hizmet hareketi’nin MÝT’i
ele geçirmek gibi bir hedefi nasýl olabilir.
Sen devleti ele geçirmek isteyebilirsin, bu beni ilgilendirmez. Ama bunun için Nurculara kadar herkesi alet edemezsin; kullanamazsýn. Bunun için toplumun karþýsýna çýkýp hesap vermesi gerekir. Öyle iki gencin çýkýp, “Sizi üzdük, özür dileriz” demesiyle olmaz.
Balyoz ve Ergenekon’da insanlar mahkemesiz-cezasýz 5 yýl cezaevinde yattý. Þimdi haktan, adaletten, masumiyetten bahsedenler o zaman bunlarý neden hiç dile getirmedi.
Ýki gündür dünyanýn en büyük demokratý kesildiler, “Gelin bize destek verin” diyorlar.
Niye destek verelim, sizin demokrasiyle ne ilginiz var?
Zekeriya Öz Radikal gazetesine polisleri gönderip ortalýðý tarumar ettirirken iki gündür basýn özgürlüðünden dem vuran siz cemaatçiler tek kelime söylemediniz. Tam aksine, “Onlar gazetecilik sebebiyle girmedi” dediniz.
‘Paralel devlet var ama’
Yukarýdaki ifadelerin tamamý alýntýdýr ve AK Parti’ye oldukça mesafeli kiþilere aittir.
Bu deðerli þahsiyetler, devleti ele geçirmeye çalýþan paralel bir yapýnýn birçok kiþinin canýný yaktýklarýný; hatta ölümüne sebep olduklarýný söylüyorlar. Dahasý, bu yapýnýn “Pensilvanya’dan baþlayýp; Cemaat üzerinden bütün bürokrasiye uzanan bir silsile” olduðunu ifade ediyorlar.
Madem öyle neden böyle?
Toplum beðenmediði iktidarý bir sonraki seçimde sandýða gömer. Nitekim yakýn dönemde tek baþýna iktidar olan nice ‘güçlü’ partinin bir sonraki seçimde nasýl hýzla eritip ‘partiler çöplüðü’ne yuvarlandýðýný hep birlikte gördük.
Ama, devleti; içeriden teslim alarak siyasi iktidarý alaþaðý etmeyi hedefleyen bir yapý varsa toplum adýna büyük bir risk olan bu yapýnýn bertaraf etmesi gerekmez mi?
Gelin görün ki toplumun bir kesimi “Evet, büyük bir tehlikeyle karþý karþýyayýz. Bu yapý mutlaka bertaraf edilmeli” diyor ama “Mücadelede ben yokum” diyor.
Hatta býrakýn mücadelede yer almayý, yaptýklarý tespitlerin Cumhurbaþkaný Erdoðan’a veya AK Parti Hükümeti’ne destek olarak anlaþýlmasý endiþesiyle “Bu mücadeleleri tasvip etmiyoruz. Bu süreç Türkiye’yi tek parti devletine götürebilir. Bu da yeni bir vesayettir” gibi zorlama gerekçelerle muhalifliklerini tekrar teyit etme ihtiyacý duyuyorlar.
“Darbe teþebbüsü var” diyeceksiniz, seçimle gelen bir iktidarý beðenmediðiniz için karþýsýnda yer almayacaksýnýz.
Bu dev bir çeliþkidir. Ve yarýn size de birileri “Þimdi mi demokrat oldunuz” diyebilir.
KAFAMA TAKILANLAR..
Bu nasýl demokrasi?
CHP lideri Kýlýçdaroðlu her fýrsatta demokrasi dersi veriyor.
Hadi son kurultaylardaki ayýklamalarýný “CHP geleneðidir” deyip geçelim. Ama sayýn Süheyl Batum kendisiyle ters düþtü ve beþ dakikada ihraç edildi.
Geçenlerde sayýn Kýlýçdaroðlu’na, Birgül Ayman Güler’in, “30 Mart’ta Cemaat ile ittifak yaptýk” sözü hatýrlatýlýnca, “O konuya arkadaþlar bakýyor. Doðru ise gereken yapýlacak” dedi.
Galiba sayýn Güler’e de “Güle güle” diyecekler...
Orada paralel yargýç yok!
Paralel yapýya mensup arkadaþlar Erdoðan düþmanlýðýna endekslenerek nerelere savrulduklarýný göremiyor; yýllardýr ayný çizgide olan insanlarý düþman belleyerek yaylým ateþine tutuyorlar. Hakaret ve doðrudan/dolaylý tehditler bir tarafa, kendilerinden son derece emin olarak öbür alemi hatýrlatýp; “Mahkeme-i Kübra’da halimizi merak ettiklerini” söylüyorlar.
Sanýrým orada da paralel yargýçlar olduðunu sanýyorlar!