Muhammed Mursi yerden göğe kadar haklı

Ya ne yapacaktı Muhammed Mursi? Eski sistemin bekçiliğine devam ederek Mısır’ı anakronizme mahkûm etmeye çalışan yüksek yargı cuntasının komplolarını ve ondan medet uman askeri cuntanın emellerini sineye mi çekseydi?

***

Demokratik seçimlerin sonuçlarını el birliği ile iptal etti bunlar. Parlamentoyu arsızca feshettiler. Cumhurbaşkanının yetkilerini kısıtlayıp ‘Raconu seçilmişler değil eski rejimin atadığı Yüksek Askeri Konsey Başkanı General Tantavi keser’ dediler. Düpedüz karşı devrim yapmaya kalktılar. Ama Mursi onlara pabuç bırakmadı. Aldıkları kararları iptal etti. ‘Seçim sonuçları geçerlidir, parlamento meşrudur ve otorite askerde değil seçilmiş sivillerdedir’ dedi. Tantavi’yi azletti. Şura Meclisi’nin bir an evvel yeni anayasayı hazırlayıp halkın takdirine sunması ve iktidar tartışmasının bir an evvel sona ermesi için gerekli olan tedbirleri aldı.

Eski rejimin kalıntıları telaşa kapıldılar tabii. ‘Anayasa referanduma sunulup kabul edilirse kurumlar demokratik bir zeminde yerli yerine oturur ve bize manevra sahası sunan kargaşa biter’ kaygısıyla süreci sabote etmek için harekete geçtiler. Tam Şura Meclisi’ni feshedip anayasayı gelmez ayın son cumasına ertelemek için düğmeye basmaya hazırlanıyorlardı ki, Mursi tepelerine bindi; Şura Meclisi’ni feshetme yetkisini Anayasa Mahkemesi’nin elinden aldı ve demokratik sürece daha başka sabotajların önüne geçmek maksadıyla ‘Cumhurbaşkanının kararlarının iptal edilemeyeceği’ni ilan etti. Bu yeni düzenlemelerin sadece 15 Aralık’ta yapılması planlanan anayasa referandumuna kadar geçerli olduğunu belirtmeyi de ihmal etmedi. Geçici bir tedbir -ve geçici olduğu ısrarla vurgulanan bir tedbir- söz konusu. Gelin görün ki, devrimci kılıklı karşı devrimciler ‘Mursi diktatörleşti’, ‘Yeni Hüsnü Mübarek’, ‘Yeni Firavun’ diye bastılar yaygarayı. Ortalığı velveleye verdiler, sağa sola saldırdılar, İhvan-ı Müslimin temsilciliklerini ateşe verdiler. 3-5 haftalık bir olağanüstü geçiş süreci sanki ebedi bir diktatörlükmüş gibi davrandılar. Şimdi bunun ne kadar saçma olduğunu kendileri de idrak etmiş olmalılar ki, diktatörlük masalından ziyade ‘Anayasanın aceleye getirilmesi’ni öne çıkarıyorlar. ‘Sakıncalı maddeler var, referandum ertelensin’ diyorlar. Mursi’nin cevabı gayet makul: ‘Muhalefet liderleri buyursunlar gelsinler, sakıncalı görülen maddeleri tartışalım ve gerekirse taslaktan çıkaralım.’ Bir şey daha söylüyor Mursi, altını çize çize: ‘Anayasa referandumundan hangi sonuç çıkarsa çıksın, anayasa ister kabul edilsin ister reddedilsin, olağanüstü yetkilerimle ilgili kararname referandumdan sonra geçerliliğini yitirecek’.

***

Netice-i kelam: Mursi bazı usul hataları yapmış olabilir (işin başından beri muhalefet liderleriyle sıkı bir teşrik-i mesaide bulunmalıydı mesela) ama ilk ve son tahlilde yerden göğe kadar haklıdır. Mısır’ın hakiki devrimcilerinin dediği gibi: ‘Eski rejimin adamlar Mursi’yi akşam yemeğinde yemeye hazırlanırken Mursi onları öğle yemeğinde yedi.’

Meşal’in muhteşem dönüşü

Hamas lideri Halid Meşal’in 12 yaşındayken Siyonist işgal kuvvetleri tarafından itilip kakılarak kovulduğu Filistin’e dönüşü muhteşem oldu. Gazze’ye ayak basar basmaz kapandığı şükür secdesini Allah Azze ve Celle kabul buyursun. Meşal’i karşılayan maşeri kalabalığın sevincini cân-ı gönülden paylaşıyoruz. Gazzeliler bu mutluluğu ziyadesiyle hak ediyorlar. Başbakan Erdoğan’ı Gazze’de görme mutluluğunu da öyle.

Ne zaman gidiyoruz, reis?

‘Apocular Şebbiha’

Hür Suriye Ordusu’yla beraber hareket eden Kürt gruplarından Meşal Temo Birliği’nin komutanlarından Usame Mansur Kamışlı kardeşimiz, Ra’sul-Ayn’da PYD/PKK kuvvetleriyle girdikleri bir çatışmada yaralanmıştı. Hayatından endişe ediliyordu. Şükür ki kurtuldu. Çabucak toparlandı ve görevinin başına döndü. Önceki gün devriye gezerken, askerlerinin kurduğu bir kontrol noktasında durup, şahane bir konuşma yaptı. ‘Bölgemizin güvenlik ve istikrarı için Suriye Devrimi bayrağı ve Kürt sancağı altında toplandık...’ dedi. Kürt askerler, komutanın konuşması sırasında ‘Birdir birdir birdir, Suriye halkı birdir’ ve ‘Apocular Şebbiha’ diye slogan attılar.

Budur.