Cumhurbaþkaný adayý Muharrem Ýnce’nin Meclis misafirhanesine mevzuat gereði kabul edilmeyen korumasý için, resepsiyon görevlisini arayýp, aðzýna geleni saydýðý o ses kaydý dolanýyor internette.. Benim açýmdan aleniyet kazanmasý ise, Muharrem Ýnce’nin, Fox TV’de kendisine bu soru sorulduðunda; “.. bu aþþaðýlýk bir komplo alçakça bir montaj ve bir siyasi tezgahtýr..” dememiþ olmasý.. Evet Ýsmail Küçükkaya bir gazetecilik yaptý ve Muharrem Ýnce’ye, internette dolaþan o ses kaydý size mi ait?’ diye sordu.. Bu sorunun iki cevabý vardýr normalde; Evet ya da hayýr.. Ama Muharrem Ýnce çetrefilli bir üçüncü cevap türetti..“Erdoðan’ýn sýfýrlama kasetleri montajsa bu da montajdýr..” Ya hu bunun Erdoðan’a yapýlan alçakça saldýrýyla ne ilgisi var?.. Ne bugünkü þartlar o þartlar ne de ortaya çýkan tablo ayný.. Burada meclis misafirhanesi santralinde yapýlan yasal kayýtlar muhtemelen de bir CHP’linin, hatta belki de bizzat Muharrem Ýnce’nin talebiyle dýþarý çýkmýþ.. Ortada þantajlýk, montajlýk bir durum mu var?.. Ýnce, bu cevabýyla tartýþmayý bitirmek þöyle dursun, kendi eliyle aleniyet kazandýrmýþ ve kamuoyunda tartýþýlmasýný bir anlamda istemiþ görünüyor… Dün sabahtan bu yana Ekþi Sözlük baþta olmak üzere pek çok platformda konu tartýþýlýyor.. Þimdi daha mý iyi oldu?.. Anlamadým.. Muharrem Ýnce’nin seçimlere iki gün kala çýkan bu ses kaydý için þunu demesi beklenirdi; “… saçmalamayýn benim gibi bir adamýn bir emekçiye böyle aðýr sözler söyleyebileceðine nasýl inanýrsýnýz?.. Bu bana kurulmuþ bir siyasi komplodur..” Açýk söyleyeyim, bu cevabýyla o ses kaydýný bir anda gömebilirdi.. Ama o ‘tartýþýlsýn’ istedi.. Ve biz, bir Cumhurbaþkaný adayýnýn sadece yönetmeliði delmediði için bir gariban memuru nasýl tehdit ettiðini gördük demektir.. Eðer gerçekse, o milletvekili, nüfuzunu kullanarak bir memuru nasýl baskýlamýþ, kendisine ‘ama ben size hayraným’ diyen bir adama nasýl hayatýnda daha evvel duymadýðý küfürleri sýralamýþ onu duymuþ olduk deðil mi?.. Hâlâ bekliyorum, ‘bu ses kaydý bana ait deðildir’ demesini.. Zira bir Cumhurbaþkaný adayýnýn, gücünü garibanlar üzerinde bu þekilde kullanmýþ olmasýný hazmedemiyorum..
Sözcü yazarý Yýlmaz Özdil çýkmýþ,‘biz birbirimizi kazandýk ya, seçim sonuçlarýnýn ne önemi var’ anlamýnda bir yazý yazmýþ. Hatta hýzýný alamamýþ, SP genel baþkan yardýmcýsý için, ‘binsin sýrtýma Kabe’ye kadar taþýyayým’ falan demiþ. Yavaþ olalým Sayýn Özdil. Öyle kalemle çizgiyi çekince bitmiyor her þey.
- AK Parti seçmenine ‘Bidon Kafa’ diyen sensin.
- Soma’da þehit olan madenci için ‘AK Parti’ye oy verdiler, müstehaktýr’ diyen sensin. - Mirzabeyoðlu’na yapýlan iþkence ile dalga geçip sevenleri önünde haysiyet cellatlýðý yapan sensin.
- Uludere Trajedisi’nde ölen 34 insan için ‘Katýr’ benzetmesi yapan sensin.
- Ahmet Türk’e yumruk atan saldýrgan için ‘duygularýmýza tercüman oldu’ diyen sensin.
- Erdoðan için; ‘Tükürmesinler diye mezar taþýna, TOMA bekleyecek baþýnda’ yazan sensin.
Daha da arttýrabilirim Ama meseleyi anlatmaya kafi sanýrým. Bak Mirzabeyoðlu öldü gitti. Rahmetli’nin eþinden bir helallik istesene, madem kazandý herkes birbirini. Ahmet Türk’e ‘oh olsun’ demiþtin, bak o yaþýyor hâlâ ve senin güzelleme yaptýðýn Ayhan Bilgen’in partisinde ‘aðabey’ konumunda. Onunla bari hallet meseleni. Öyle ‘kazandýk’ deyince kazanýlmýyor yani.