Þimdiye kadar “baþarýsýz liderliði” sürdürmeyi baþarmýþtý.
Bu sistemde seçimdeki hezimet deðil, kurultaylardaki performans önemliydi!
Þimdi düzen deðiþiyor, baþarý kriteri bireyselleþiyordu.
Üstelik de cumhurbaþkaný seçilemeyen, milletvekili de olamýyordu.
Her ne pahasýna olursa olsun bu deðiþiklik engellenmeliydi!..
Hýyanetini 40 yýl gizlenmeyi baþaran takýye üstatlarý taktik verdi:
“Sürekli yalan söyle ama hep ayný þeyi söyle. Ýtirazlara cevap vermeyi býrak, çamur atmaya bak”
Bu “çok tanýdýk” taktik ve maðduriyet pozlu, düþük tonlu yine iyi tanýdýðýmýz “aðlak” üslupla en çirkin yalanlarý sýralýyor, önüne gelene hakaret yaðdýrýyordu.
Týpký, gülümseyerek küfreden problemli karakterler gibi…
Konuþtuðu herkese, “Evet” derseniz Erdoðan sizi piþman edecek” diyordu.
Muhtarlara, “Muhtarlýklarý kaldýracak”, minibüsçülere, “Hatlarýzý daðýtacak”, esnafa da “Lokantalarý kapatacak” yaygarasý yapýyordu.
Coþtukça coþuyor; Kuraný Kerim’i ve Hadis-i Þerifi bile “Hayýr” için kullanýyordu.
FETÖ’ye kalkan oldu…
“Her ne pahasýna olursa olsun ‘Hayýr’ olsun”saplantýsý onu öyle savurdu ki, “15 Temmuz bir kontrollü darbeydi” deyiverdi.
Bu ifade de“15 Temmuz tiyatrodur” hýyanetine ne kadar benziyor deðil mi?
FETÖ’nün 40 yýldýr “Hizmet” diye yutturduðu “Hýyanet”i ortaya çýkaran 15 Temmuz, Kýlýçdaroðlu’nun FETÖ partnerliðini de açýk etmiþti.
Hatta Kýlýçdaroðlu, Yenikapý’ya da,“15 Temmuz’un kontrollü darbe olduðunu bilerek”(!) gitmiþ, yani takýye yapmýþtý.
Düþünebiliyor musunuz… Cumhurbaþkaný Erdoðan, göz göre göre bütün Türkiye’yi tehlikeye atmýþ, 250 vatan evladýnýn þehit olmasýna, binlerce kiþinin yaralanmasýna sebep olmuþtu!..
Sanki o gece tank üzerindeki askere selam çakýp gizlendiði evde darbenin sonuçlanmasýný bekleyen Erdoðan idi.
Cumhura Hakaret Partisi
Kýlýçdaroðlu, dürüst siyaset ile sonuç almaktan ümidini kesen CHP’de, yalan ve iftira liderliðini layýkýyla yapýyordu!
Nitekim Hüsnü Bozkurt diye biri, “Deki Evet çýktý. Kimse heveslenmesin. Ulan sizi Ýzmir’e kadar kovalayýp yedi sülalenizle birlikte denize dökmezsek ana….” dedi.
Aman Allahým… Kaybetme korkusuyla, kendileri gibi düþünmeyen herkesi “Yunan gavuru” olarak görmeye baþlamýþlardý.
Biz,“Bu partide aklý baþýnda kimse yok mu” diye hayýflanýrken, Deniz beyden de bir “deniz” lakýrdýsý geldi.
Sayýn Baykal, “Bu referandumdan ‘Hayýr’ çýkarsa, düþmaný Ýzmir’den denize dökmüþ gibi sevineceðiz” dedi.
Partinin vicdaný(!) da kurumuþtu…
Hayýrdýr inþallah…
Türkiye’nin kapýlarýný, ecnebi yandaþlarýna açmaya kalkan FETÖ’ye tek kelime edemeyenler, Türk milletine savaþ açtý da haberimiz mi olmamýþtý?
Zahir, Kýlýçdaroðlu da bir ara “Bu referandum, Kurtuluþ Savaþý’nýn ikinci aþamasýdýr” diye bir þey söylemiþti de anlayamamýþtýk. Sanýrým þimdi anlaþýldý!
Muharrem Ýnce liderini solladý!
Bir de “Kýlýçdaroðlu’nun alternatifiyim” diye geçinen ama liderinin izleyen Muharrem Ýnce var.
Her maddeyi çarpýtan Muharrem Ýnce, “Bunlar hangi maddede gösterir misiniz” diye sorunca da, “Bana AK Parti’deki FETÖ’cülerin listesini vermiþlerdi ama evde unuttum” diyen liderini gerçekten gölgede býrakan bir cevap verdi.
Ahmet Hakan'ýn programýna bir çuval kupürle çýkan Ýnce, "Yerini göster" sözü üzerine önce gayr-i ihtiyari olarak anayasa taslaðýnýn da bulunduðu evrak çantasýna doðru döndü. Sonra kýsa bir süre öyle hareketsiz kaldý. O kýsa çaresizlikten sonra aklýna liderinin çözümü geldi ve Ahmet Hakan'a dönüp, “Metin yanýmda yok” dedi!..
Bu Ýnce, Avrupa’nýn tavýrlarýn týpký 15 Temmuz gibi “danýþýklý dövüþ” olduðunu iddia ediyor ve “Çok büyük bir oyun tezgahlanýyor. Aslýnda batý, ‘Evet’ için çalýþýyor” diyor.
Oysa kendilerinin tavrý da batý ile tam olarak örtüþüyor.
Hatta bu ittifak, Avrupa’da salonlara yansýyor.
Bu durumda Sayýn Ýnce, acaba siz de bu “büyük oyun”un içinde batý ile beraber, aslýnda “Evet” için mi çalýþýyorsunuz?..