Mührü nereye basacağız?

Bir işgal girişiminin ardından referanduma gidiyoruz...

Asla unutulmaması gereken: Bu topraklar 15 Temmuz gecesi işgal edilmeye çalışıldı!

Kemalizm üzerinden Müslüman Anadolu halkının zihinlerini işgal eden Batı ne oldu da 100 yıl sonra, bu sefer Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nü kullanarak fiilî bir işgale yeltendi?

Evet, ne oldu, neler oluyor?

Gezi ayaklanması, 17-25 Aralık kumpasları, kazılan hendekler…

Bunların yanında, Müslüman Anadolu halkının iktidarına karşı yapılan onlarca desîse; çoğunu unuttuk…

Hepsini unutabiliriz ama unutmamız gereken tarih 15 Temmuz’dur!

Meşhûr asker filminden mülhem: Unutursan, ölürsün!

Unutursan, esir olursun!

Unutursan, izzetin gider!

Unutursan, namusuna namahrem eli değer!

Unutma, düşman uyumaz!

Unutma, düşman sana senin benzerinle gelir!

Nasip olursa 16 Nisan’da Türkiye’de yeni sistemle ilgili rey vereceğiz. “Cumhurbaşkanlığı sistemi”nin kabulü veya reddine yönelik referandum sadece Türk halkını ilgilendirmesi gerekirken Batı’daki bu telâş aceb nedendir?

Evet, ne oldu, neler oluyor?

Batı medyası her gün attığı Türkçe manşetlerle neyin alarmını veriyor?

Bir kez daha düşünelim, 15 Temmuz’da Müslüman Anadolu toprakları neden işgal edilmek istendi?

15 Temmuz’da halkın işgalciyi çıplak elle püskürtmesi neden küçük bir adımmış gibi gösterilmek isteniyor; “Kontrollü” denilerek yapılmak istenen ne?

Hulâsa, Hak ve halk düşmanlarının korkusu ne?

“Türkiye Türklere bırakılamayacak kadar önemlidir” dedirtenler Türkiye’nin ellerinden kayışını çaresizce izliyorlar. Yıllardır istediklerini yaptırdıkları Anadolu topraklarında bu saatten sonra sözlerinin geçmeyeceğini biliyorlar. Müslüman Anadolu halkının 100 yıldır, her türlü melanete karşı sabırla ektiği tohumlar meyve vermeye başladı.

15 Temmuz bir halk ihtilâlidir. Bu ihtilâlin devamı mahiyetinde atılan adımlar inşaallah bir daha eskiye dönüşü engelleyecektir. Batı’nın Kemalizm ve FETÖ gibi yapılanmalar üzerinden hâkimiyet kurması imkânsız hâle getirilecektir.

Hususiyetle genç kardeşlerime, akranlarıma sesleniyorum. Yazının başından beri sorduğum oldukça ‘basit’ soruları düşünüp sandık başında öyle karar veriniz.

İdraklerimizi iğdiş edenlerle hesaplaşmanın başlamasına “Evet” diyorsanız, mührü nereye basacağınızı da biliyorsunuzdur!

Vesselâm!..