Mukayese

Gündemin perdelediði sorular ve cevaplarý zamanýnda soramýyoruz.

Böyle olunca da gerçeklerden birine sýðýnma mecburiyeti bir çok yanlýþý da sahiplenmemize sebep oluyor.

Doðrudan sorulara geçelim.

Gündemde Ak Parti'nin  meþhur  eski siyasilerinin çýkýþlarý önemli bir yer tutmaya devam ediyor.

Bugün Ak parti sözcüsü Sayýn Ömer Çelik “bu arkadaþlar” diyerek açýklamalarda bulunmuþ.

Parti içi muhalefetin geleneklerinde olmadýðýný fakat eleþtirinin sürekli olabileceðini belirterek, bu çýkýþlarýn yeni bir siyasi hareketi içermediðini eklemiþ.
 

Þimdi soru þu bu eleþtiri veya çýkýþlar içinde olan kiþileri parti yönetimine yerleþtirseniz ve mevcut yönetimden Ömer Çelik’te dahil bir o kadar kiþiyi alsanýz ne deðiþir?

Ayný soru bakanlar kurulunda karþýlýk bulsa ne deðiþir?

Kanaatim deðiþecek bir þey yoktur.

Daha da somutlaþtýralým..

Halk nezdinde oluþacak bir seçimde diðer þartlarý baðlý tutup Ömer Çelik ile Bülent Arýnç’ý yarýþtýrsak kim kazanýr?

Ak Partid'e Bakanlýk yapmýþ eski siyasilerin önemli bir kýsmýný CHP den aday gösterseler CHP’nin oyu artar mý?

Bu siyasiler yine MHP'ye transfer olsa sonuç nasýl oluþur.

Bülent Arýnç ve bir kaç siyasinin Saadet'e dönüþü siyasette nasýl bir algýyý taþýr.

Cemil Çiçek parti kursa kaç oy alýr?

Bu sorularýn cevaplarýný en doðru þekilde versek ne deðiþir?

Bu da ayrý bir soru tabii.

Þimdi Bülent bey ve diðerlerinin açýklamalarýnda baþkaca bir þey daha var.

Diyorlar ki, bazý sorunlarýn sebepleri biz olmadýðýmýz halde, neden sorunlara sebep olanlar, hala bakan, milletvekili veya yetkili. En önemli eleþtiri bu bence.

Dolmabahçe mutabakatý konusunda veya diðer bazý önemli konularda paradigma sahipleri neden sorumlu tutulmuyor demekteler.

Olaylar ve hadiseler mukayese mantýðýnda bu çýkýþlara sebep.

Abartýlmýþ itaat sahipleri ile sahte sadakat gösterenlerin baþkaca bir yöntem önermeleri mümkün deðildir.

Bunu hisseden bir liderin özgürleþtirici davranmasý elinden alýnmýþtýr.

Bir yönüyle abartý ve sahteliðin sürekliliði kaçýnýlmaz bir baþka yönetim tarzýna doðru gitmemize sebep olacaktýr.
 

GÜL’ÜN DÝKENÝ


Abdullah Gül Bey Cumhurbaþkaný Sayýn Erdoðanla görüþmüþ ve sonra Sayýn Arýnç’ýn dostane daveti üzerine bir araya gelmiþler.

Sayýn Gül yine kendisinden öncede var olan o yumuþak uslubu ve dengeli tutumuyla olaya müdahil olmuþ.

Gelinen nokta yapýlan açýklamalardan anlaþýlmaz bir hale dönüþtü.

Ben bir þey anlamadým.

Bir kaç gün önce anladýðým þey, Ak Parti'de yönetim deðiþikliði þeklindeydi.

Bu deðiþikliðin ciddi bir içeriði var sanýrým.

Sayýn Baþbakan ve Ak Parti yönetimi bu olup bitenler konusunda ciddi bir deðerlendirme yapmadýlar.

Yine dediðime geliyorum;

Sayýn Cumhurbaþkaný olduðu sürece, siyasi her inisiyatif keenlemyekündur,

Yok hükmündedir.

Dikenini hissetmeden varlýðýný sürdüren tek gül Abdullah Bey olsa gerek.