Muktedir olmanýn ilk günü

Dün itibariyle Türkiye’de yeni bir dönem baþladý. Hayýrlý olsun. 

Bu dönemin en önemli özelliði, halkýn seçerek iktidar yaptýklarýnýn artýk muktedir olmalarýdýr. 

Düne kadar Parlamenter Sistem vardý, artýk Baþkanlýk Sistemi var. Bize özgü olduðu için de adý, Cumhurbaþkanlýðý Hükümet Sistemi… 

Parlamenter Sistem’de milletin oy verdikleri iktidar oluyor ama muktedir olamýyorlardý. 

Muktedir olan, yani gerçek iktidar sahipleri, seçim yarýþýna girmeyen vesayet odaklarýydý. Halk kimi seçerse seçsin Türkiye onlardan sorulur, onlar kendilerini asýl yönetici olarak görürlerdi. 

Tek parti döneminden itibaren onlar muktedirdi ve yönetim güçlerini, halkýn seçtikleri ile paylaþmak niyetinde hiç deðillerdi. 

Dünya þartlarýndan dolayý çok partili hayata geçilmiþti ama seçilmiþlere, iktidarýn gerçek sahibi olduklarýný hatýrlatmada hiç gecikmediler. 

Rahmetli Menderes’e, “halk seni sandýkta iktidar yapmýþ olabilir ama sandýk, demokrasi için bir þey ifade eder. Bizim düzenimizde (vesayet sistemi/statüko) ise sandýk bir þeydir ama her þey deðildir. Sana haddini bildireceðiz” dediler. Ve iki bakanýyla birlikte Baþbakan Menderes’i astýlar. 

Saldýklarý korkuyla bütün siyasilere þu mesajý verdiler: “Seçimler yapýlýyor ve halk size hükümet etme imkâný veriyor diye sakýn muktedir olacaðýnýzý zannetmeyin. Türkiye’nin yönetimi, kurucu irade olarak bizim hakkýmýzdýr. Siviller olarak siz, sadece bizim çizdiðimiz sýnýrlar içinde icraat yapabilirsiniz. ABD’ye ve Avrupa ülkelerine de güvenmeyin, onlardan medet ummayýn. Zira iþlerine gelen vesayet sistemi, zaten onlarýn projesi ve teminatý altýnda...” 

Bu mesajý, 10 yýlda bir, cuntacýlar eliyle yaptýklarý darbeler vasýtasýyla sivillerin baþýna tokmakla vurur gibi hatýrlatýp durdular. 

Darbe anayasalarý ile vesayet sistemini tahkim ettiler. Hükümetleri oyuncaklarý haine getirdiler. Parlamentoda partilerin içi ile siyasilerin onurlarýyla oynadýlar. 

En büyük destekçileri de vesayetin siyasetçileri ve vesayetin medyasýydý. Bu medya, milletimizin deðerlerinin ve gerçek demokrasi talebinin düþmanýydý. Düne kadar da öyleydiler. Artýk onlarýn devri de dün bitti... 

Her darbe için kamuoyunu; bu ilkesiz, basýn ahlâkýndan yoksun, rantçý medya oluþturdu, provokasyonlara onlar malzeme taþýdý, darbeciler için her türlü manipülasyonu onlar yaptý. 27 Mayýs’ta, 12 Mart’ta, 12 Eylül’de, 28 Þubat’ta, 27 Nisan’da, 15 Temmuz’a giden Gezi olaylarýndan itibaren bütün FETÖ operasyonlarýnda hep onlar vardý. Evet, vesayetin siyasi partileri ile kol kola, halkýn iktidar yaptýklarýnýn muktedir olmamasý için hep onlar devredeydi... 

Düne kadar böyleydi... 

Evet, halkýn doðrudan seçmesiyle artýk yürütmenin baþý Cumhurbaþkaný Erdoðan’dýr. Evet, AK Parti kurulduðu günden beri ilk defa dünden itibaren muktedir olma iradesinin sahibidir. 

Artýk iktidarýn siyaset dýþý ortaklarý yoktur. 

Artýk sivil ve askeri oligarþinin, darbeci medyanýn devri bitmiþtir. 

Cumhuriyet Halk Partisi, son bir çýrpýnýþla PKK’nýn uzantýsý HDP’yi Meclis’e taþýdý. HDP’lilerin yemin töreninde, Ýstiklal Marþý okunduktan sonra Meclis’e girmeleri, CHP’lilerin gözünü açmaya baþlamýþtýr herhalde... 

CHP, milletin öyle bir ahýný aldý ki, aheste aheste de bedel ödemeyecek. Ýþte daha ilk günden parti içinde kavgaya tuþtular. 

Kandil düþtükten sonra da HDP ile birbirlerini yiyecekler. 

Dünkü tablo þuydu: Cumhurbaþkaný Sayýn Erdoðan yemin etti, Bakanlar Kurulu açýklandý. CHP’de ise kurultay için imza toplanmaya baþlandý. 

Bir yanda muktedir olmanýn heyecaný ile yürüyüþe geçen hizmet kervaný, bir yanda da kavga için taþ toplayan CHP...