‘Dað 2’ filminde komando yarbay Veysel karakterini canlandýran Murat Serezli “Zor çekimler de þehitlerimiz aklýma geldiði için sustum ve þikayet etmeden görevimi yaptým” dedi.
Yedi Türk komandosunun bir gazeteciyi kurtarmak için verdiði mücadeleyi anlatan ‘Dað 2’ filmi sinemamýzda çok da görmediðimiz askeri yapýmlardan. Ellerinde gerçek silahlar ve sýrt çantalarýyla dað, tepe dolaþan oyuncularýn çekimlerde yaþadýklarý ayrý bir konu. Filmde komando yarbay Veysel karakterini canlandýran Murat Serezli ile filmi ve çekim sürecini konuþtuk.
Filmin senaryosu size geldiðinde ne düþündünüz?
Senaryo ilk geldiðinde zaten ‘Dað’ filminden haberdardým, hemen tekrar seyrettim. Devam filmlerinin ilk filmden daha büyük, daha geniþ ve daha gürültülü olmasý kuralý bu filmde de geçerliydi ama minimal bir asker grubu arasýnda geçecek bir film beklerken, topyekun bir operasyon filmiyle karþýlaþmak iþtahýmý kabarttý. ‘Dað 2’, benim içinde bulunduðum 22’nci sinema filmi. Ama þunu rahatlýkla söyleyebilirim, bugüne kadar canlandýrdýðým en derinlikli karakter bu. Belki Türk sinemasýnýn bile en detaylý karakterlerinden birisini. Bu yüzden çok sýký bir çalýþmaya girdim. Bu askerin hala sahada görevli bir yarbay olmasý sebebiyle çökük yanaklý, çatýk kaþlý, fit, ince, yað oraný düþük bir adam olmasý gerekiyordu. Bugüne kadar hiçbir rol için yapmadýðým derecede detaylý bir analize girdim. 20 sayfalýk küçük bir karakter kitabý yazdým. Bu arada bütün diyetimi deðiþtirdim. 15 kilo verdim. Askeri kitaplar okudum. Hem psikolojik, hem fiziksel, hem de entelektüel bir hazýrlýða girdim.
Film için Türk ordusuyla bir iliþkiniz oldu mu?
Alper senaryodaki sözler, telsiz konuþmalarýndaki kodlar ve senaryodaki bizim davranýþ þekillerimize kadar birçok konuyu danýþmanlardan geçirip sentezini yapmýþtý. Bizi buluþturduðu çeþitli insanlar, ya da internet üzerinden konuþtuðum insanlardan biraz askerliðin doðasý, hayatlarý profesyonel askerlik olan insanlarýn nasýl hareket ettiði hakkýnda bilgiler aldým.
Doðada çekim zor muydu?
Elbette zordu ama buna zor diyemeyecek kadar hazýrdým, dört aydýr kardiyo yapýyordum. Mýrýn kýrýn etmeyip tepeye sýrtýnda silahý ve çantasýyla ilk giden oyuncuydum. Profesyonel hayatlarý öyle olduðu için kahramanca, fedakarca duran adamlarý düþünürsek bizim yaptýðýmýz kumda oynamaktý. Oyuncu konformistliði ile þikayet etmeyi hiç kendime yediremedim.
Biliyorum ki film entelektüel kesim tarafýndan militarist bir film olarak nitelendirilecek.
Asker filmi bu, askerleri gösteriyor, askerlerin hayatýný ve askerlerin doðasýný anlatýyor. Ama filmin savaþý yüceleþtiren, cazipleþtiren bir film olduðunu düþünmüyorum, dolayýsýyla da militarist bir film olmadýðýný savunuyorum. Bu filmin kahramanlýðý, hümanizmi, kendinden önce bir baþka adamý, bir baþka halký ve vataný düþünme fedekarlýðýný anlattýðýný, askerlik mesleðini seçmiþ kahraman, fedakar, Atatürk ilkelerine baðlý yüce insanlara bir saygý duruþu olduðunu düþünüyorum.
Toplumda askere, þehide karþý büyük hassasiyet var. Bu kesim ne tepki verecek sizce.
Senaryoyu okuduðumda beni en duygulandýran ve etkileyen yanlarýndan biri de oynadýðým Veysel Yarbay karakterinin þehitlerin her birinin hayaletini yanýnda taþýyan bir adamýn, onlarýn yüzlerini unutmayý bile bir vefasýzlýk olarak görmesi oldu. Biz de tüm toplum olarak bu vefa duygularý içinde olmalýyýz.
Bazý oyuncularýn yaptýðý gibi rolün üzerinize yapýþmasý gibi bir çekinceniz olabilir mi?
Hayýr böyle bir çekincem olmaz. Alper bunu yüksek ihtimalle üçleme olarak düþünüyor. Devam filminde de ayný karakteri canlandýrmaktan gurur duyar, ayný hazýrlýk sürecine tekrar girerim.
Bir ülke ana akým sinemasý kendi ülkesinin politikasýyla yoðrulmuþtur, mesajlarýnýbu doðrultuda verir. Ama Türkiye’de bu konuda bir yetersizlik var gibi.
Bence de. Yýllardýr sorduðum soru þudur: Bu ülkede çok iyi yönetmenler, çok iyi oyuncular, çok düzgün yapýmcýlar var, artýk çok iyi prodüksiyonlar yapýlýyor ama yabancý bazý sitelerde fanfiction denen þeylerde bile gördüðüm nefis yazýmlar varken, orada eli kalem tutan herkes bir þey yazarken biz nedense senaryolar konusunda ülkece bir üretim güdüklüðü içerisindeyiz. Böyle zengin bir tarihi, zengin hikayeleri, topraðý, yöresel hikayeleri olan bir ülkeden neden daha çok bizim hayatýmýzý, bizim tarihimizi, bizim yaþam tarzýmýzý anlatan film çýkmýyor diye hayret etmemek mümkün deðil. Neden böyle, nasýl düzelir bilmiyorum.
Veysel Yarbay’ýn þehitlerin yüzlerini unutmayý bile vefasýzlýk görmesi beni çok etkiledi.