Eðer romanýný yazmaya hemen koyulmuþsa Ahmet Altan, istifasý arkasýndan yazýlanlarý okumuyordur; ama eðer kendine teneffüs arasý vermiþ ve gazetelere göz atmaya devam ediyorsa, hayatýnýn en büyük þaþkýnlýðýný yaþýyor olabilir...
Bir gün öncesine kadar Taraf’ý hedef seçen, en aðýr þahsi saldýrýlarý göðüslemesine sebep olan ‘tipler’ ardýndan gözyaþý dökmeye ve Taraf’ýn onsuz olamayacaðý öngörüsüyle “Bu iþ bitti” notu düþmeye baþladýlar. Meðer ne kadar çok severlermiþ Ahmet Altan’ý... Meðer ne çok korkarlarmýþ Taraf’tan...
“Taraf kapanýr” diyenlere bir hatýrlatmam olacak: En küçük bir gazetede bile 100’ün üzerinde insan çalýþýr, ekmeðini kazanýr. Düzenli ödenmiyor olsa bile, sonuçta maaþlarýný, teliflerini alýyordur o insanlar...
Ayýp oluyor gerçekten...
Ýngiltere için ‘The Times’ gazetesi bir milli gurur vesilesidir; ülkenin referans gazetesidir çünkü. 1980’lerde Avustralyalý Rupert Murdoch Ýngiliz medyasýna girince bu gerçeði anlamýþ ve Times’a göz dikmiþti. Özel sektöre ait olmasýna raðmen devlet araya girmiþ ve ancak belli kýsýtlamalarla bir yabancýnýn Times’a sahip olabileceðine karar vermiþti: Yayýn yönetmenlerini Murdoch tek baþýna azledemeyecek, yenisini de atayamayacaktý.
Murdoch geçen gün Times’ý beþ yýldýr yöneten James Harding’i istifaya zorlayýverdi. Tek baþýna verdiði kararla... Kaç gündür Londra’da çýkan gazetelere göz gezdiriyorum; hiçbirinden doðru dürüst bir itiraz sesi yükselmiyor. Ada medyasýna hâkim olan hava, “Murdoch bu, yapar” havasý...
Bir süre öncesine kadar Murdoch ile yakýnlarýný Parlamento önünde hesap vermeye zorlayan, kýzý muamelesi yaptýðý Rebekah Brooks’u en az on yýl hapisle cezalandýrýlmayý getirecek bir hukuk sürecinin içine sokan Guardian bile, sadece “Yazýk oldu” türü bir-iki yazýyla olayý geçiþtiriverdi.
Rebekah Brooks’un Murdoch’un Ýngiltere’deki sað kolu olmaktan uzaklaþmasýnýn bedeliyle daha fazla meþgul gazeteler. ‘Kýzýl saçlý güzel’ diye anýlan Rebekah Haným’a tam 8,5 milyon Sterlin (yaklaþýk 25 milyon TL) ödemiþ Murdoch...
James Harding’in Times’ýn baþýndan uzaklaþtýrýlmasýna tek itiraz Ýngiltere Musevi cemaatine hitap eden Jewish Chronicle (JC) gazetesinden geldi. Ýngiltere’nin bütününde 263,346 Musevi yaþadýðýný kocaman rakamlarla manþetine çeken gazete, içerisindeki küçük bir haberle, Harding’in ayrýlmasýndan duyduðu burukluðu okurlarýyla paylaþtý.
Times tarihinde ilk kez Musevi bir yayýn yönetmeni olmuþ, onu da hiçbir gerekçe göstermeden istifaya zorlamýþ Murdoch... Kýsa süre önce sonradan özür dilediði “Sahibi Yahudi olan gazeteler neden her krizde Ýsrail-karþýtlýðý yapýyorlar” çýkýþý da dikkat çekmiþti Murdoch’un...
Bana sorarsanýz, Obama’nýn yeniden seçilmesi sonrasýnda kendisine ve þirketlerine çeki düzen veriyor Murdoch; bizdeki patronlarýn yapmadýðýný yapýyor yani...
“Gazete içinden kaynaklar” diyor JC, “Zamanlamanýn þaþýrtýcý olduðunu söylüyor; Harding’in görevini ileriki günlerde terk etmesi bekleniyormuþ, ama bu kadar erken deðil...”
Ahmet Altan için de ayný durum söz konusu galiba. “Ben romanýmý yazayým” gerekçesi herkesten kabul görüyor, ama kimse kendisinden bu kadar erken ayrýlmasýný beklemez görünüyor...
Olayda adý geçen herkesi tanýyan bir dostum þu gözlemi aktardý: “Unutulan bir þey var tahlillerde: Ahmet Altan yüzbinlerce satýþ yapan romanlarýn yazarý; onun esas geçim kaynaðý da roman yazarlýðý... Taraf’ýn baþýnda bulunduðu süre içerisinde hazýrdan yediðini, eski birikimlerini kullandýðýný biliyorum. Sadece para motif deðil elbette, edebiyatýn kalýcýlýðý da câzip... Taraf’tan büyük keyif aldýðý muhakkak, ama gözü hep yeniden romana dönmekteydi...”
Harding’in gidebileceði baþka bir iþi yok: Financial Times’ta baþlamýþ gazeteciliðe, Times’ýn ekonomi bölümünü yönetmiþ ve çok genç yaþta yayýn yönetmeni olmuþ... Murdoch, “Kendisiyle yine birlikte olmak isterim” diyor, ama gitti gider...
Ýngiltere’de kimse “Misyonu bitti, gidiyor” çiðliðinde bulunmadý Harding için...