Başlığa bakıp da, Mursi’nin yaptığı “hataların” bir dökümünü beklemeyin.
Mursi, sürekli istiskalle karşılanan, parlamentosu feshedilmiş, yetkileri elinden alınmış, atama yapması bile ağır müeyyidelere bağlanmış bir Cumhurbaşkanıydı.
Elinin altında bir ordu bulunmuyordu.
İstihbarat desteğinden yoksundu.
Polisi teşkilatı “karşıt barikattakilere” servis yapıyordu.
Basın, hâlâ Mübarek döneminin refleksleriyle hareket ediyordu.
Selefiler desteğini çekmişti.
Bürokrasi sürekli “boykot” halindeydi.
Bu Mursi’den, 101 yıldır birikmiş problemleri çözmesi, ekonomiyi şahlandırması, işsizlik sorununu halletmesi, gelir dağılımını düzenlemesi, iç barışı sağlaması, dünyanın her yerinde hoşnutsuz bir görüntü sergileyen liberalleri hoşnut etmesi, “tarihsel bir imtiyazdan” gelen Mübarek yanlılarının (ve bürokratların) hukuk dışı imtiyazlarına dokunmaması (nitekim dokunamamıştır) bekleniyordu.
Bir yılını bile doldurmamış bir Cumhurbaşkanı’ndan beklenen ultra hamleler...
Bütün bu işleri, 11 ayda yapacaktı üstelik...
Darbeyle gelmiş Nasır’ın, Enver Sedat’ın, Hüsnü Mübarek’in, hatta Kral Fuad’ın, Kral Faruk’un yapmadıklarının, yapamadıklarının hesabını 11 aylık seçilmiş Cumhurbaşkanı Mursi’den sor, sonra da “bu da başaramadı” diyerek darbe yap...
Ne güzel, değil mi?
Bugün hâlâ utanmadan, “Mursi nerede hata yaptı, niçin hatalarını kabullenmiyor?” şeklinde yazılar yazıyorlar, üstün akıl ve firasetle donanmış analizler döktürüyorlar.
Bunu, Türkiye basını yapıyor.
Darbe olmuş, seçilmiş Cumhurbaşkanı içeri alınmış, muhalifler tutuklanmış, ülkede kan gövdeyi götürüyor, Can Dündar Mısır’a gitmiş, Mursi’nin hatalarını araştırıyor.
Darbecilerin hiç mi kabahati yok birader?
Neden, “Ordu nerede hata yaptı?” sorusunu sormuyorsunuz?
Mursi seçilince bürokrasinin engelleyici rol üstlendiğini, Kıptilerin ve Mübarek yanlılarının provokasyonlarını Tahrir meydanına taşıdıklarını, gayrı memnun liberallerin bile isteye “gayrı memnun rolü” oynadıklarını niçin yazmıyorsunuz?
Mursi hata yaptıysa, tezciye görevi ordunun mudur?
Elinde silah olması, bir kuruma, “ıslah etme, yola getirme, tedip etme” hakkı ve görevi mi vermektedir?
Bu mudur?
Dün sabah ordu, Adeviye meydanında toplanarak darbeye karşı sivil direniş sergileyen İhvan mensuplarına ateş açtı.
Çok sayıda ölü ve yaralı var.
Baktım, mümtaz Türk basını, “İhvan en iyi yaptığı şeyi yapıyor, yine mağduru oynuyor” şeklinde üstün analizler döktürüyor.
Hazır Mısır’a gitmiş Can Dündar da, bugünkü köşesinde, “İhvan’ın hatalarını” sıralıyordu.
Bu Can Dündar, “Polis Taksim’de katliam hazırlığı yapıyor” demiş, bunu diyebilmiş ve hiç utanmamış bir Can Dündar’dır.
Olmayan katliama için kanal kanal dolaşıp provokasyon yapacaksın, olan katliam karşısında kulağının üstüne yatacaksın.
Sonra da insanlardan saygı bekleyeceksin.
HAMİŞ:
Mursi döneminde ülkede benzin kıtlığı vardı. Darbe gelince benzin bollaştı. Ne ilginç, değil mi?
Mursi döneminde yine sık sık elektrikler kesilirdi.
Darbe bu işi de halletti. Ülkede artık elektrik kesintisi yok.
Mursi döneminde bazı tüketim malları karaborsaya düşmüştü.
Darbe gelince karaborsa ortadan kalktı.
Kenan Evren’in darbesi de de, aynı şekilde, Türkiye’deki benzin, motorin, gaz, çay, şeker, yağ, un, makarna sıkıntısını ortadan kaldırmıştı.
Bu “başarısının” diyetini de ödetmişti:
50 idam, 177 gözaltında ölüm ve yurt sathında kurulmuş binlerce işkence tezgâhı.
İlaveten kapatılan partiler, dernekler, sendikalar, odalar ve gözaltına alınmış 650 bin insan...