Mursi’nin Türkiye için anlamı

100 yıllık parantezin kapanması...” Evet.“Türkiye’nin Türkiye, İslam dünyasının İslam dünyası olma mücadelesi...” Evet.

Menderes’ten Mursi’ye Türkiye - Mısır benzeşmesi de o, 27 Mayısçılardan Sisi’ye Türkiye - Mısır benzeşmesi de o.

27 Mayısçıların arkasındaki uluslararası vesayet de o, Sisi’nin arkasındaki uluslararası vesayet de o.

28 Şubat da o idi, Erbakan da Mursi idi... Refah’ın boynuna ip geçirilmesi de İhvan’ın terör örgütü ilan edilmesinden farksızdı.

27 Nisan da o, Ak Parti için açılan kapatma davası da o.

Şimdi Erdoğan’ın boy hedefi seçilmesi de o.

Suriye’’e Esed zulmüne seyirci kalınması da, Filistin’de Hamas’ın Gazze’de boğulması da, İsrail vahşetine ses çıkarılmaması da o...

Mursi idam edilir mi? İhvan lideri Bedii ya da Kardavi’nin boynuna yağlı ilmek geçirilir mi?

Bu, maalesef “Yassıada’dan idam çıkar mı, Başbakan Menderes idam edilir mi?” gibi bir soru.

1961’le 2015 arasında fark olur mu?

Dünya 2000’li yılların sonunda Bosna’da 250 bin Müslümanın katledilmesini seyreder mi?

Dünya 21’inci yüzyılda Suriye’de milyonlarca insanın başka ülkelere sığınmasına, yüzbinlerce insanın varil bombaları altında katledilmesine seyirci kalır mı?

Kalıyor mu?

Dünya dediğimiz şey ne ki Allah aşkına?

Dünya Hiroşima’ya atom bombası atan dünya, dünya Vietnam’ı papatya biçen bombalarla yakıp kül eden dünya. Dünya Filistin’de çocuklar üzerinde atış talimi yapılan, Irak’ta Ebu Gureyb cinnetleri geçiren dünya. Ve dünya demokrasi, insan hakları diyerek başka ülkelerin boynunda boza pişiren Amerika’nın Guantanamo rezaletini yaşadığı dünya...

Bu dünya, İslam Coğrafyasının boynundaki kemendin devam etmesi için Mısır’da darbe yapıp, diğer İslam yurtlarına ibret olsun diye halkın seçtiği  liderleri idam etmiş çok mu?

Boynumuzda hala kement var ey İslam ümmeti.

Kendisini hala ümmetten sayamamış olanlara diyeceğim yok, ama onlar da tıpkı Andan Menderes’in hunharca katledilmesi hadisesinde olduğu gibi, Mursi’nin idama çarptırılması karşısında da yüreklerinde bir daralma hissedecekler.

Evet yüzde 52  oy aldı bu adam Mısır halkından. Özgür bir seçimde.

Ne yapıyorsunuz siz bu darbe ile? Halkın yüzde 52’sinin üstünü çiziyorsunuz.  

Mursi’ye destek oranı arttıkça sizin yüreğinizde halk korkusu büyüyor, halkı daha çok tehdit olarak görmeye ve bir şekilde onun ellerine kelepçe takmaya yöneliyorsunuz.

Bakın o Menderes fotoğraflarına yeniden.

O millettir.

Bir çete, almıştır milletin Başbakanını, üzerine idam gömleği geçirmiştir.

Yarın öyle bir fotoğrafı Mursi için gördüğümüzde -Allah korusun- yüreklerimiz aynı derecede yanacak ve “Biz hala özgür olamadık” çığlığı içimizde düğümlenecektir.

100 yıllık parantezi kapatmalıyız.

Türkiye’yi Türkiye, İslam dünyasını İslam dünyası haline getirmeliyiz ki, böyle, Amerika’nın “Aferin Sisi, Aferin Evren. Aferin 28 Şubatçı ekip” diyeceği rol modellerin devri kapansın.

Olan biteni doğru anlamak lazım.

Pazar günü Kocaeli Kitap Fuarı’nda bir konferansım vardı: “Seçim düşünceleri”mi paylaştım dinleyicilerle.

Dedim ki:

Bu seçim, Türkiye’nin çağın içindeki yürüyüşünün hangi istikamete olacağı gibi bir temel perspektifi koyuyor önümüze. Olay asgari ücret ya da emekli maaşı olayı değil. Bir paradigma farkı. Büyük mücadele o. Türkiye bir “Olma mücadelesi” veriyor. Ölüm bandından çıkma mücadelesi. Çanakkale’nin ya da Milli Mücadelenin bir anlamda ruh transferi söz konusu.

Mursi’nin düşürülmesi ya da idama mahkum edilmesinin asgari ücretle ya da emekli maaşı ile ilgisi var mı?

Neden Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Başbakan Davutoğlu “Millet yolunda şehadetse Azrail’e selam olsun” diyor.

Neden hala İslam ülkelerinde millet iradesi hakim olamıyor ve neden hala Sisi’ye Washington’dan selam yollanıyor?

Asıl düşünülmesi gereken şeyler bunlar.

Mursi’ye, Bedii’ye, Kardavi’ye ve dava arkadaşlarına selam olsun. La galibe illallah.