Tayyip Bey, yanýlmýyorsam 2013 yýlýnda, henüz baþbakanken “Beþinci Medeniyetler Ýttifaký Forumunda” yaptýðý bir konuþma sýrasýnda Siyonizmi insanlýk suçu olarak nitelendiren bir ifade kullanmýþ, Ýsrail’den sonra kimi Amerikalý yetkililerce de tepkiyle karþýlanmýþtý. Bugün kendisine yönelik saldýrýlarýn kökeninde de bu yatar. Ýslam fobisi, Türkiye’nin “sadýk, uysal önce canan sonra can diyen sadýk müttefik” konumundan onurlu, haysiyetli bir ortak konumuna geçmesi ne kadar da rahatsýz etmiþ “dostlarýmýzý”!
Tayip Bey’in Viyana’da söyledikleri tümüyle doðrudur. Neden mi? Gelin 65 yýl öncesine 10 Mart 1948 yýlýna ve Ziyonistlerin “DALET PLANINI, yani Filistin’de etnik temizleme uyguladýðý” günlere dönelim. Bugün Ýsrail’de hiç kimse ne Dalet Planý’ndan ne de etnik temizlikten söz eder; Dalet Planýný sorarsanýz da bunun bir “bölgesel deðiþim” olduðunu anlatýr ve “sürgün” sözcüðünü aðzýna dahi almaz.
Her þeyden önce Siyonizm, bir din deðil siyasi bir harekettir ve birçok Musevi de, Siyonizm dediniz mi yüzünü buruþturur en azýndan, kimi de sunturlu bir küfür savurur. ABD’de kurulu Ortadoðu’yu Anlama Enstitüsü (Institute for Middle Eastern Understanding) Siyonizmin, ilk ortaya çýktýðý günden bu yana, Araplarýn büyük bir çoðunlukta yaþadýðý bölgede bir Yahudi Devleti kurmanýn çabasý içinde olduðunu pek güzel anlatýr.
Siyonizmin kurucusu ve isim babasý Thedor Herzl, günlüklerinde “kendi kuracaðýmýz ülkede yaþayan Araplarý sýnýr dýþýnda iþ ve aþ aramaya zorlayacaðýz. Bunu, kendi sýnýrlarýmýz içinde ekmek parasý kazanmalarýna engel olarak saðlayacaðýz” der. Bu günlükler 1895’te yazýlmýþ ancak 1962 yýlýna kadar yayýnlanmamýþtý. Araplarýn “sýnýr dýþý” edilmeleri Aðustos 1937’de Zürih’te yapýlan 20. Siyonist Kongresinde, ayrýntýlý bir biçimde ele alýnmýþ ve Yahudi Ulusal Fonu’nun Ýsrail’in kurulacaðý bölgedeki bütün topraklarý satýn alarak Arap köylüsünü sýnýr dýþý etmesi konusunda görüþ birliðine varýlmýþtý. Ýsrail’in ilk Baþbakaný David Ben-Gurion þöyle demiþti kongreden bir yýl sonra: < span class="text26">“Kendi devletimizi kurabilmemiz için Araplarý bu topraklardan söküp atmanýnýn ötesinde baþla çare görülmüyor. Bedevi kabilesinin yaþadýðý bir tek köy bile býrakýlmamalýdýr sýnýrlarýmýz içinde. Ancak o zaman yeni ülkemiz milyonlarca kardeþimize kapýlarýný açabilecektir. “ (Yahudi Ulusal Fon Toprak Baþkaný Joseph Weitz’ýn günlükleri)
Plan Dalet neleri öngörüyordu: “Düþman sivillerin yoðun yaþadýðý bölgelere yönelik harekat düzenleyerek, bu bölgelerin daha sonra bize karþý savaþma olasýlýðý bulunan kuvvetlerce birer üs olarak kullanmalarýný engellemek. Köyleri yerle bir etmek, bölgeleri mayýnlamak, ayakta kalan yapýlarý, insanlar sürüldükten sonra yakmak. Karþý çýkanlarý yok etmek, direnmeyenleriyse hemen sýnýr dýþýna kovalamak.”
Ýsrail 14 Mayýs 1948’de baðýmsýzlýðýný ilan etmeden önce 200’den fazla Filistin köyü silah zoruyla boþaltýlmýþ, 175 bin Filistinli göçe zorlanmýþtý. Filistinlileri korku ve dehþete düþüren, Kudüs yakýnlarýndaki Deir Yassin ‘de yüzden fazla kadýn,çocuk ve erkeðin katledilmesidir. Arthur Koestler, daha sonralarý þöyle yazacaktý Deir Yassin katliamýyla ilgili: “Araplarýn Kutsal Topraklardan gitmelerinin kökeninde Deir Yassin’de dökülen kanýn neden olduðu ruhsal bunalým yatar.”
Ýsrail eski baþbakaný Menachem Begin, “Baþkaldýrý” adlý kitabýnda, “Deir Yassin’den sonra Eretz Ýsrail’deki Araplar korku ve dehþete düþtü. O güne kadar Haganah (Yahudi milisleri ki daha sonra Ýsrail ordusunun çekirdeðini oluþturacaktý) Kolonia Köyüne defalarca saldýrmýþsa da geri püskürtülmüþtü. Deir Yassin’den sonra Araplarýn kolu kanadý kýrýldý, Hayfa’ya kadar ilerledik ve bütün bölgeyi temizledik. Araplar hem kaçýyor hen de Deir Yassin diye aðlýyorlardý...” der. Deir Yassin’den otuz yýl sonra “Amerikalý Ziyonist” adlý dergide, Kudüs Üniversitesi Truman Araþtýrma Merkezi üyesi Profesör Mordechai Nissan, “þiddet uygulamalarý olmasaydý Yahudi Devleti kurulamazdý” diye yazmýþtý. Ýsrail kurulduktan sonra bir yýl gibi kýsa bir sürede 750 bin Filistinli köy, kasaba ve kentlerden sökülüp göçe zorlandý. Ýsrail’in önde gelen tarihçilerinden Ilan Peppe, Aralýk 1947 ile Ocak 1949 yýllarý arasýnda 31 toplu katliamýn gerçekleþtiðini televizyona çýkýp açýkça anlattý. (Yayýn tarihi 2008— Bknz: www.alanhart.net) “Beni asýl þaþýrtan dünyanýn bu etnik temizliðe ses çýkarmamasý deðil, Nazilerin elinde korkunç bir biçimde katledilen Yahudilerin yasýný tutanlarýn Filistinlilere uygulanan bu þiddet ve katliamlar karþýsýnda sessiz kalmalarýdýr.” Acaba Baþkan Obama, onca ABD’li senatör, Dýþiþleri Bakaný John Kerry, Tayyip Bey’e saldýrmayý hünerden sayan nice yabancý gazeteci “Plan Dalet’în” ne olduðunu bilmiyor mu? Bilmiyorsa neden bilmiyor!!
Ýþin en akýllara ziyan yanýysa bütün bunlarý dünyaya Viyana’dan haykýranýn bir Arap deðil bir Türk’ün olmasýdýr!