Önce ‘Ayla’ geldi… Bir dram filmiydi ve giþede 5 milyondan fazla seyirciyi kendine çekti. Giþe rekortmeni komedi filmlerine inat, bir dram filminin de seyirciyi cezbedebileceðini gösterdi. Yapýmcýlar bundan cesaretle, ‘Müslüm’ü çekti. Arabeskin ‘babasý’ Müslüm Gürses’in biyografik filmi olan yapým, bir aylýk giþe serüveninde 6 milyona doðru koþuyor. (1989’dan bugüne tüm zamanlarda Türk sinemasýnda izlenme rekoru kýran filmler arasýnda 6. sýraya yerleþti Müslüm. Ayla ise 7.)
Yakýn dönem Türkiyesi’nin müzikal serüveninde etkili bir yere sahip olan Müslüm Gürses’in hayat hikayesini çocukluðundan itibaren beyaz perdeye taþýyan film iki açýdan önemli. Birincisi, biyografi filmlerinin de giþede ‘iþ’ yapabileceðini göstermiþ olmasý, ikincisi, yaþadýðý dönemde milyonlarý etkilemiþ bir sanatçýnýn hayatýnýn bilinmeyenlerini, sanat yoluyla kitlelere aktarmasý, hafýza tazelemesi, belki de Müslüm Gürses’in en deðme hayranýnýn bile bilmediði bir dünyaya kapý aralamasý…
Filmin etkileyici sahneleri var. Müslüm’ün çocukluðunda yaþadýðý aile dramý, saz hocasýnýn öðütleri, kardeþi ve babasý ile olan iliþkileri, Muhterem Nur’la tanýþmalarý ve sonrasýnda birbirine tutunmalarý, yaþadýklarý büyük aþk… Artý, Müslüm’ü oynayan Timuçin Esen baþta olmak üzere tüm oyuncular çok baþarýlý.
Müslüm’ü Ketche ile birlikte çeken Can Ulkay’ýn sinema dilini beðeniyorum. Sanat ve festival filmi havalarýna girmeden, sinemanýn olmazsa olmazý estetik kaygýlarý da göz ardý etmeden hikayeye odaklanýyor ve iþin içinden alnýnýn akýyla çýkýyor. Þahsi kanaatim sinemamýzda bu türden ‘üretim’lere ihtiyaç olduðudur. Derdini net anlatan, yalýn, ayný zamanda detaylara hak ettiði deðeri veren…
Böylesi bir yönetmen tavrý hem yapýmcýyý hem de seyirciyi memnun ediyor ve sektörün dönmesi için de umut oluyor.
Bakýn, Ayla ve Müslüm’ün yapýmcýsý Mustafa Uslu sýrada Naim Süleymanoðlu filmi olduðunu söyledi.
Fatoþ Güney, çekilecek bir Yýlmaz Güney filminin de giþe rekorlarý kýracaðýndan dem vurdu. Neden olmasýn?
Bunlar sinemamýz adýna güzel geliþmeler. Adý geçen kiþiler öyle ya da böyle Türkiye sosyolojisinin önemli parçalarý oldu. Hepsi bu toplumun içinden çýkmýþ deðerler.
Bakýn þimdi büyük bir medya grubunun desteðiyle yeni kurulan Sinehane film þirketi de yakýn tarihimizin iki önemli spor ve savaþ hikayesini sinemaya aktaracaðýný açýkladý. Biri ‘Korkunç Türk’ lakabýyla tarihe geçen, dünya güreþ tarihinin efsane ismi Koca Yusuf, diðeri ise Çanakkale’nin kramponlu kahramanlarý olarak bilinen ve çamurlu sahalardan cepheye koþan futbolcularýn hikayesi… Ýþte toplumsal hafýza ve tarih bilinci bir millette böyle böyle diri tutulur.
Önümüzdeki hafta Cuma akþamý (21 Aralýk) gazetemizin düzenlediði Necip Fazýl Ödülleri töreni yapýlacak. Keþke, Üstad’ýn filmini yapacak bir yapýmcý da çýksa…
Cumhurbaþkanlýðý Kültür Sanat Ödülleri’nde bu yýl Milli Þairimiz Mehmet Akif Ersoy’a vefa ödülü verildi. Ve keþke ona olan vefamýzý, dünya çapýnda dev bir biyografi filmiyle de gösterebilsek…
Bu tür filmlere hem sinemamýzýn, hem de milli hafýzamýzýn ihtiyacý var.
Bu baðlamda Ayla ve Müslüm yeni bir dönemin habercisi olabilir mi? Olabilir…