Müslüman kardeþler ve Vehhabilik

Müslüman Kardeþleri, Vehhabi olarak görmek çok yanlýþ bir düþünce. Müslüman Kardeþler, 1928 yýlýnda kuruldu. Kurucusu Hasan el-Benna'nýn baþýnda Osmanlý kalpaðý var. Vehhabilik, Osmanlý devletine karþý ayaklanmalardan doðdu. Müslüman Kardeþler ise Ýngilizlerin sömürgeciliðine karþý duyduðu kýzgýnlýk ve öfkeden yükseldi. Hasan El-Benna, Ýngilizlerin iþlettiði Suveyþ Kanalýnýn bulunduðu Ýsmailiye kentinde yetiþmiþti ve burada Ýngilizlerin emperyalist yayýlmacýlýðýndan etkilenerek Ýslami mücadeleye karar verdi.

Vehhabiler, Osmanlýya karþý savaþýrken Ýngilizlerden büyük destekler aldý. Abdülaziz B. Suud, Ýngiliz elçisine, Müslüman olup da onlardan olmayanlara "onlar müþrik, sizler ise öyle deðilsiniz" diyordu. 1938 yýlýna kadar da Ýngiliz destekleri devam etti. Oysa Müslüman Kardeþler, Ýngiliz sömürgeciliðine karþý dini hat üzerinden yükselen büyük bir hoþnutsuzluðu ifade ediyordu.

Vehhabilik, Necd sosyolojisinden yükseldi. Kuru ve cimri bir coðrafya. Kabile ve aþiretlerin savaþlarý. Cehalet ve hurafenin yaygýn olduðu insanlarýn yaþadýðý beldeler. Oysa Müslüman Kardeþler, Kahire'de doðdu. Ýslam tarihinde en önemli kültür ve ilim merkezlerinden biri olan þehir. Ezher, onuncu yüzyýldan beri hep devam eden bir ilim havzasý.

Vehhabilik, haricilik ve selefilik sentezidir. Hariciliði Ýbn Teymiyye selefiliðine karýþtýrarak yeni bir eklektik yol bulur. Bu açýdan da senkretik bir inançtýr. Kabile ve dinin birleþiminden çýkan yeni bir mezheptir. Tekfircilik bunun en belirgin yönüdür. Ýslam toplumunun doðrudan kendisine yönelen bir isyan, muhalefet ve çatýþma yöntemidir. Ameli sapma þirke götürür. Siyasi alan da iman meselesidir. Buradaki bir yanlýþ davranýþ insaný küfre götürür. Ýslam'dan çýkma, günahlar, bidatler ve küfür üzerinde durulur ve bunlar da tamamen Müslüman toplumla ilgilidir.

Müslüman Kardeþler, Ýngiliz sömürgecilik gölgesi ve arkasýndan gelen darbeci generallerin tahakkümleri altýnda geliþiyor. Bundan dolayý zaman zaman iþkence, tutuklanma ve idam olgularýyla karþýlaþýyorlar. Buradan da Seyyid Kutup gibi sert siyasal söylemler geliþtiren þahsiyetler ve düþünceleri doðuyor. Kutup, Hilafetin de yokluðu nedeniyle, Ýslam Devlet tezini "politik tevhit" temelinde formüle etmeye baþlýyor. Ýslam devrimi yaklaþýmýný geliþtiriyor. Tevhidi tamamen politik temelde yorumlar.

Ýhvan, eþittir Kutup demek doðru deðil. Hatta Ýhvandan birçok baþka alt gruplar da doðuyor. Onlar Ýhvan'ýn genel anlayýþýndan da uzaklaþtýklarý için ondan ayrýlýyorlar. Et-Tekfir vel Hicre bunlardan biri. Ýhvan, sert söylem geliþimine karþý mesafelidir. Bu nedenle Genel Mürþidi Hudeybi, "biz yargýç deðil, tebliðciyiz" der.

Ýhvan, Ehli Sünnet anlayýþýnýn çaðdaþ dönemde "Ýslami hareket" olarak doðuþunu anlatýyor. Çünkü liderleri ve takipçileri Ehli Sünnet mezhebinden insanlar. Ýbadetlerini ve muamelatlarýný buna göre yapýyorlar. Fakat siyasi ve toplumsal dini cemaattir. Bu açýdan da iktidar, bölge güçleri ve uluslararasý güçlerin þimþeklerini üzerlerine çekiyor. Mýsýr ulus devleti ötesinde ümmet anlayýþýný önemsedikleri için birçok ulus devlet sýnýrýný aþarak geliþiyor.

Ýhvan'ýn tarihi, birçok ulus devlet tarihinden daha uzun. Irak, Ürdün, Arabistan, Körfez devletlerin tarihinden daha eski. Bu durumu, Ýslam toplumlarýnda güçlü bir sosyolojik derinliðe sahip olduðunu gösteriyor. Diktatörler ve isyanlar diyalektiðini aþan bir çaba içinde. Nitekim Mübarek'in düþüþü ile demokratik seçimlerde birinci parti olarak çýkýyor. Ancak yeniden darbeyle birlikte yasaklý hale geliyorlar. Çünkü Arap Baharýnda, demokrasinin yükseliþinde bütün otoriter ve diktatör rejimlerin korkusuna dönüþüyor.

Vehhabilik, bir devlet mezhebi. Onun siyaseti. Baþlangýçtan itibaren böyle. Nitekim bugün de Prensin kapitalist ve Batý kültür açýlýmlarý için her fetvayý veriyor. Sert dindarlýktan lüks dindarlýða rahat kayabiliyor. Arabistan devletinin nüfuz yayýlmacýlýðýnýn ve ülkedeki egemenlik için önemli bir meþruiyet aracý. Devlet mezhebinden öte adeta devlet dini!