Kuzey Irak'taki referandum 'MÜSLÜMAN ZÝHNÝ'ne dair varlýk yokluk sýnavýna dönüþtü. Bizim yetiþtiðimiz kuþak ýsrarla "Ýslam Alemi" dedikçe, Tevhid'ten Ümmet'ten bahsettikçe, Batýlý sözcüler (özellikle neo-con düþünce kuruluþlarý) "Ýslam Dünyasý diye bir þey yok, birbirinden kopuk, birbirinden ilgisiz Müslümanlar var, Ýslam Toplumu þeklinde yekpare bir kavram yok" diyorlardý. Ýslami meydan okuma anlamýna da gelen "Ümmet" kavramý yok saydýrýlýrken, yerine "terörizm" kavramý ikame edildi.
Kuzey Irak'taki referandum bizim turnusol kaðýdýmýz gibi oldu, içimizdeki tüm hoyrat, ilkel, örtbas etmeye çalýþtýðýmýz ýrkçýlýða has ne kadar aðýr yük varsa hepsi ortaya çýktý.Barzani, hem Baðdat, hem Tahran, hatta PKK karþýsýnda yalnýz bir adamdýr. Türkiye dýþýnda sýrtýný rahatça dönebileceði hiçbir dostu olmayan bir adam... Türkiye'den en üst derecede hem diplomatik protokol anlamýyla, hem de kardeþlik hukuku töreleriyle saygýn bir muhataplýk görmüþtü. Maddi iþbirliði, parasal ve proje anlamýyla ciddi destek bulmuþtu Kuzey Irak Yönetimi, Türkiye'den. Peki ya þimdi ne oldu? Ya o Ýsrail bayraklarýna ne demeli... Büyük bir utanç.
Benim derdim þu; demek ki ahir ömrümüzü adadýðýmýz Ýslam Kardeþliði ancak güzel bir hayal imiþ. Din birliði, kan birliðiyle baþ edemez imiþ. Demek Resulullahýn ayaðýnýn altýnda ezdiði kan davasý meðerse bitmemiþ. Demek Kuraný Kerim'deki "kardeþsiniz" ayetleri, göklerden henüz yere inmemiþ... Benimkisi, aldanmýþ insanlara has, derin bir hüzün... Biz kardeþ olmayý bilemedik.
Irak ve Suriye krizlerinde çarpýcý bir þekilde tecrübe ettik bu yokluðu. Zira Filistin, Afganistan, Bosna veya Çeçenistan mücadelelerinde iþgalci dýþ güçlere karþý cihad bilinci devredeydi. Ama 2002 sonrasýnda ihdas edilen karþýtlýk ekseni, bir yandan "barbarlar" baþlýðý altýnda topluyordu Müslümanlarý ve 3. Dünyayý topyekûn anlamda... Diðer yandansa ayný "topyekûn"u, mikser diplomasisine tabi tutuyordu. Tespit edilen fay hatlarý üzerinden birbirine düþman edip kýrdýrma stratejisiydi bu...
Müslümanlarýn, Ýslam Alemi veya Ýslam Dünyasý gibi bir idealleri olmamalý, Ýttihad-ý Ýslam gibi nihai hedefleri infilak etmeli, ütopya çökmeliydi... Ýçerden çöküþü, içeriye serpilen yabancýlaþma ve nefret tohumlarýyla kurguladýlar... Mezhepler, etnik kimlikler, kültürel meþrepler, sosyal sýnýflar, kuþaklar, hatta cinsiyetler, ten rengi, birbirleriyle savaþým içinde, duygusal kopuþma halinde olmalýydý. Yeni harita bu þekilde çizilecekti, çiziyorlar.
1979 sonrasý uzun yýllar süren Ýran/Irak savaþý, Körfez Krizleri, Irak'ýn iþgali ve Suriye iç savaþý derken bugün yurtlarýmýz kan çanaðýna döndürüldü. Þimdiyse Kuzey Irak'taki referandum dolayýsýyla patlak veren ilk elden ýrk ve etnik kimlik fünyeli duran yeni bir bombanýn üzerindeyiz. Sis perdesini araladýðýnýzda Kuzey Irak'ta sadece Arap/ Türkmen/ Kürt düþmanlaþtýrýlmasýný deðil Þii/Sünni restleþmesini de okursunuz...
Bunu nasýl önleyebiliriz...
"Müslüman Zihni" devreye girmeden, bu zihnin yeniden kuruluþuna dair sahih niyet ve azimli çalýþkanlýk gösterilmeden hapsolduðumuz medeniyet krizini, çöküþü engelleyemeyeceðimiz açýk. Geçen asýrda çok sert þekilde tabi tutulduðumuz uluslaþtýrma projeleri bizi içe kývrýk ve birbirine yabancýlaþmýþ, dertlerine olduðu kadar baþarýlý tecrübelerine de gafil, birbirinden kopuk toplumlar haline getirdi. Öyle ki "Ýslam Toplumu" diye bir þey var mý ki þeklindeki umutsuz çökertici soruya kadar dayandýk.
Bozgunda fetih düþü görelim demiyoruzelbette. Lakin Akif Emre'nin ifade ettiði gibi; "ütopyasý elinden alýnmýþ olanlarýn yeni bir dünya kurma idealleri de ellerinden alýnmýþ demektir."
Ýslam Alemi veya Ümmet gibi bir nihai hedefimiz varsa; 1. Tevhidi özün analizi, 2. Örnekleme yönetimiyle düþünce sistemini kurma, 3. Sosyal kurumlar sistemini ihdas etme aþamalarýný gözden geçirmek zorundayýz. (Ýsmail Raci Faruki)
('Müslüman Zihni' kavramýný gündemde tutup içerik kazandýran Yusuf Kaplan'a teþekkür ile...)