Mescid-i Aksa’ya postalla girmek... Yerlere atýlmýþ mushaf görüntüleri... Bunlar, Müslümanýn yüreðine hançer saplayan olaylar.
Bütün Ýslam dünyasýnda þu anda yüreklerin öfke ile dolu olduðunu söylemeye gerek yok.
Yine Ýslam dünyasýndaki öfkenin, Ýsrail’e anladýðý dilden cevap veremiyor olmakla bilendiðini de söylemeye gerek yok.
Ýslam Konferansý bünyesinde 58 devlet var ve Ýsrail bu vahþeti icra edebiliyor! Böyle bir çarpýklýðýn, bütün bir Ýslam dünyasýný “Neden böyle?” sorusu etrafýnda kilitlediði de muhakkak.
Böyle bir týkanmanýn içinden IÞÝD de çýkar baþkalarý da...
Þundan adým kadar eminim:
Ýsrail askerlerinin Mescid-i Aksa’ya postallarla girme haber ve görüntüleri, belki de IÞÝD’de sembolleþen öfkeyi bin kat daha artýrmýþ ve dünyanýn pek çok yerinden IÞÝD’e yönelik ilgiye kan pompalanmýþtýr.
Þu sýralar IÞÝD’le mücadeleye odaklanan Washington bu postallý vahþet karþýsýnda ne düþünüyor acaba?
Ortadoðu’daki bütün ateþlerde Filistin’in yaþadýðý acýnýn derin tesiri olduðunu dünya biliyor. 1986 yýlý Mart ayýnda çýkardýðýmýz Altýnoluk dergisinin kapaðýnda “Kudüs Acýsý” ifadesi vardý, görüntü olarak da Mescid-i Aksa’nýn kubbesine saplanmýþ bir David Yýldýzý bulunuyordu. Kubbe’den kan sýzýyordu. Hala Mescid-i Aksa kubbesinden kan sýzýyor ve saplanan okun köþeleri, David Yýldýzý’ndan oluþuyor. 1986’dan 2014’e, tam 28 yýl. Bu “Kudüs Acýsý”ný 1948’lerden baþlattýðýnýzda, 66 yýllýk bir vahþet sürecini hatýrlamýþ oluyoruz.
Ortadoðu’da “Savaþlarýn Anasý” diye nitelenir Filistin’in verdiði hürriyet mücadelesi.
Filistin burada, diþine kadar silahlý ve arkasýnda süper dünya güçlerini bulan Ýsrail ile varlýk mücadelesi verdi.
Amerika, Avrupa, sözümona barýþ aradý ama Filistin’in hürriyet mücadelesinden çok, “Ýsrail’in güvenliði” gündemini sýcak tutarak. Gazze’nin bombalar altýnda kývrandýðý, 20 gün içinde çoðu sivil bini aþkýn insanýn can verdiði günleri yorumlarken bile Amerika’nýn aðzýnda ana söylem “Ýsrail güvenlik kaygýsýyla her türlü cinayeti iþleyebilir” yaklaþýmý vardý.
Þimdi ben ya da Ýslam dünyasýnýn en sade insaný, nasýl inansýn Amerika’nýn Ortadoðu’da barýþ aradýðýna?
Nasýl öfkesini yutsun Ýsrail vahþeti ve onu koruyanlarýn tavrý karþýsýnda?
Hani bir tez var, bu, Türkiye’deki bazý derin odaklar için de seslendirilir: Derin yapýlar, Türkiye’de Kürt siyasi hareketinin terörize olmasýný, dolayýsýyla kriminolojik bir alana savrulmasýný istediler, demokratik bir Kürt siyasi hareketi oluþmasýný tercih etmediler, güvenlikçi politikalar sürdürülmesi ve güvenlik konseptinin devlete empoze edilmesi için PKK gibi bir yapýyý gerekli gördüler, zaman zaman PKK adýna bile derin yapýlarýn Kürtler üzerinde vahþet uygulamasý oldu.
Þu anda bile, Kobani olaylarýnda bu derin yapýlarýn devreye girdiðinden ve provokasyonundan bahsediliyor.
“Dünyadaki islami yükseliþi kriminalize etme politikasýnýn olmadýðý söylenebilir mi” diye sormak istiyorum. IÞÝD büyüsün ve Ýslam, küresel atmosfere IÞÝD’in vahþet görüntüsü ile yansýsýn.
Ki vurmak kolay olsun.
Dünyanýn her yerinde, IÞÝD’e katýlým psikolojisinin arkasýnda Ýslam dünyasý adýna yaþanan mazlumiyetler ve emperyalistlerin insanlýða karþý iþlediði suçlarýn bulunduðu biliniyor.
Sormak lazým Obama’ya:
- Ne yapsýn dünya Müslümanlarý bu Mescid-i Aksa görüntüleri karþýsýnda? Ne yapsýn?
ANLAYANA: Veysel Ayhan’ý tanýmýyordum. Zaman’ýn künyesine de bakmamýþtým. Meðer genel yayýn editörlerindenmiþ. Tamam, kabulüm, bu benim eksikliðim. Onun gazetenin beyin takýmýndan olduðunu öðrenmiþ oldum, yani tavrý, merkezi bir beyni yansýtýyor. Ama dünkü Zaman’da benim 5 kasým tarihli yazýma verdiði cevapta önemli bir ýskalama var. O 4 kasým tarihli Zaman’da þöyle yazmýþ: “2023 hatta 2071’e kadar iktidardan gitmeme. Ak-saray’ý yapan zihnin 5 yýl sonra orayý baþkasýna býrakacaðýný düþünenler hayal görüyor.”
Ben de soruyorum: “2023’e hatta 2071’e kadar gitmeyeceðini düþündüðünüz bir siyasi kadro ile savaþa devam mý edeceksiniz?” Evet, edeceðiz, diyebilirsiniz. Buna itirazým yok. Ben diyorum ki, bu savaþ dilini, masum insanlara taþýtmayýn. Bunu Bugün’e Veda’dan önceki yazýmda da ifade ettim. Ama anlaþýlmadým. Bu yapý maalesef, “Fethullah Hoca’yý tanýmak hayatýmýn son 25 yýlýnýn þerefidir” diyen Hüseyin Gülerce’yi bile anlamadý. 35 yýl, Camia bünyesinde konferanstan konferansa koþan bir insana yönelik itibarsýzlaþtýrma kampanyasý baþlattý. Sormak isterim: Nerdeyse bütün dostluklarýnýz pamuk ipliðine baðlý. Fethullah Hoca’yý ne zaman yersiniz?
Veysel Ayhan Zaman’ýn beyin kadrosundaymýþ. Öyleyse vay yaþanacak zamanlara. Ve vay, karýn tokluðuna Moðolistan’da öðretmenlik yapan ya da mutfak bütçesinden para ayýrýp öðrenci bursu veren annelere... Veysel Ayhan gibi beyin takýmý olanlara vay!