Müslümanlar nerede ve nasýl birleþecek?

Bugün yaþanan iþgal, iç savaþ, terör ve zulümlerin çoðu, Ýslâm dünyasýnda yer almaktadýr. 2 milyar Müslümanýn, bir avuç Siyonist karþýsýnda yaþadýðý eziklik canýmýzý çok acýtmaktadýr. Lübnan, Irak ve Ýran gibi ülkelerin kalbinde gerçekleþtirilen son saldýrýlar, vahametin boyutlarýný anlatmaktadýr!

Bu zilletin sebebi, Ýslâm ülkelerinin zayýflýðý deðil; daðýnýklýðýdýr. Bunu saðlamak için asýrlarca çaba sarf eden Haçlý Siyonist ittifak, nice fitneler çýkararak ve Hilafeti kaldýrtarak Müslümanlarý; "imamesi koparýlmýþ tespih"e çevirmiþtir! Sadece Filistinlilerin bile 20 parçaya bölünmesini iyi anlamak gerekir.

Zulüm ve katliamlarýn "cinnet" sýnýrýný aþtýðý günümüzde, Müslümanlarýn birleþmesi zarureti daha da artmýþtýr ve önümüzdeki dönemde çok konuþulacaktýr. Çünkü bu daðýnýklýktan bütün Müslümanlar zarar görmektedir. Ve bu felaketten kurtulmanýn tek yolu birleþerek karþý koymaktýr.

Peki bu birleþme nasýl olacaktýr?

Öncelikle mevcut fotoðrafýn iyi anlaþýlmasý gerekir. Malum; doðru tedavi için doðru teþhis þarttýr! Bu "sorgulama" yapýlmadýðý için, herkesin katýldýðý "Müslümanlar birleþmeli" temennileri hiçbir þey ifade etmemekte, kavram kargaþasýnda kaybolup gitmektedir.

KÝM NEREDE DURUYOR?

Mevcut durumu, "doðru" anlayabilmek için önce, "ayrýþma"nýn nasýl oluþtuðuna bakmak gerekir.

Bütün hak dinler, sonradan ortaya çýkan sapýk fraksiyonlarýn yayýlarak; gerçeðinin yerini almasýyla yok olmuþtur. Ýslâmiyet'in kýyamete kadar devam edecek olmasý, "yýkýcý" saldýrýlara muhatap olmayacaðý anlamýna gelmemektedir. Nitekim, farklý fýrkalar üretip yayma çabalarý, Ýslâmiyet ile birlikte baþlamýþtýr.

Ýslâm'da ilk "fitne" organizasyonu olan Þiîliði (Sebeiyye), 650 yýlýnda Abdullah bin Sebe adýndaki Yemenli bir kripto Yahudi kurmuþtur.[1]

Zamanla zayýflamýþ olan Þiîliði, Þah Ýsmail Safevî devletini, Sünnî Osmanlý karþýsýnda ayakta tutabilmek için tekrar güçlendirmiþ ve bütün Anadolu'ya yaymýþtýr. 25 civarýnda kolu olan Þiîliðin ortak paydasý, ilk 3 halifeye yönelik inkâr ve iftiradýr.

Muhammed bin Abdülvehhab'ýn, Hempher isimli bir Ýngiliz misyonerin telkinleriyle kurduðu Vehhabîlik de, Müslümanlarý "müþrik" ilan etmiþ, "Canlarý; mallarý ve kadýnlarý helaldir" diyecek kadar ileri gitmiþtir. Vehhabi bozguncularýnýn, hacýlara ve Mekke/Medine ahalisine yaptýðý iðrençlikler, Hicaz'da yýllarca görev yapan Eyüp Sabri Paþa'nýn "Tarih-i Vehhabiyân" kitabýnda ayrýntýlý anlatýlmaktadýr ama okumaya yürek dayanmamaktadýr.

Vehhabilik de Batý'nýn desteðiyle, ABD baþta olmak üzere her yerde kurulan "Islamic Center"ler üzerinden bütün dünyaya; "Ýslamiyet" olarak yayýlmaktadýr. Muhammed bin Selman, Washington Post'tan Karen De Young'a verdiði mülakatta "Vehhabîliði, Amerika'nýn isteði üzerine yayýyoruz" demiþtir.[2]

Ýngilizlerin, Hindistan'daki Müslümanlarý kontrol altýna almak amacýyla Mirza Gulam Ahmed Kadýyanî üzerinden dizayn ettiði Kadýyânîlik de bu sapýk yollardan biridir. 1885 yýlýnda "mehdi"liðini ilan eden bu devþirme, 1891 yýlýnda haþa "vahiy" aldýðý iddiasýnda bulunmuþtur. Pakistan Parlamentosu, 7 Eylül 1974 tarihli kararýyla bu sapýklýðý "Ýslâm dýþý azýnlýk" ilan etmiþtir.

Bunlar ve daha nice sapýk akýmlarýn nasýl kurulduðunu iyi anlamak için "Düþmanýmýzý tanýyor muyuz" baþlýklý yazýmýz mutlaka okunmalýdýr.

"DOÐRU" NASIL ANLAÞILACAK?

Peki, herkesin "Biz doðru yoldayýz" dediði bu ortamda, "gerçek doðru" nasýl anlaþýlacak?

Mesele tam da burada düðümlenmektedir. Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi vesellem) "Ümmetim 73 fýrkaya ayrýlacak. Sadece benim ve eshabýmýn yolundakiler kurtulacak" buyurarak, doðru istikameti açýkça gösterdiði halde, domates alýrken bile "organik" ürün arayan Müslümanlar, "din" adýna tercih yaparken gözü kapalý davranmaktadýr.

Bugün Ýsâmiyet'e; Ýsâmiyet'in istediði gibi inanmanýn tek yolu, Peygamber Efendimizin tarif ettiði "ehl-i sünnet"in temsilcisi olan dört hak mezhepten birine uymaktýr.

FETÖ gibi bir istismar canavarý, Müslümanlara "gerçek Ýslâm" öðretilmediði için ortaya çýkmýþtýr. Eline "ehl-i sünnet miyarý" verilmeyen Müslümanlar maalesef, adi sarý madeni "altýn" zannederek ihya etmiþtir. Ayný durum "mezhep" ve "cemaat" diye yutturulan sapýk yapýlar için de geçerlidir. Ehl-i sünnet kriterlerine uymayan yapýlar ne kadar popüler olursa olsun, "yol kesici" ve "istismarcý"dýr.

NEREDE BULUÞACAÐIZ?

O halde Müslümanlar nerede buluþmalýdýr?

Peygamber Efendimiz, yukarýda zikrettiðimiz hadis-i þerifi açýklarken, bir doðru çizgi çizmiþ ve iki tarafýna; balýk kýlçýðý gibi eðri hatlar eklemiþti.

Saðlý-sollu dizayn edilen sapýk fýrkalarla ancak, "ortadaki doðru hat" olan ehl-i sünnet çizgisi üzerinde birleþilebileceði, bu muhteþem örnekten daha güzel nasýl izah edilebilir?

Bu düz çizgi dýþýnda bir yeri kasteden "Ortada buluþalým" teklifleri, son hak dini de yozlaþtýrmak anlamýna gelmez mi?

Gerçek Ýslâm'ý, sonradan ortaya çýkan sapýklýklarla birleþtirmek, Musevîliðin Yahudileþtirilmesi ve Ýsevîliðin Hristiyanlaþtýrýlmasý gibi Ýslâmiyet'in de tahrif edilmesi deðil midir? Ayrýca bu teþebbüs, "Ýslâmiyet kýyamete kadar baki kalacaktýr" mealindeki irade-i Ýlahi'ye aykýrý olmaz mý?

Þiîlerin tamamen propaganda amaçlý "Lâ Þiîyye, Lâ Sünnîye... Vahdet-i Ýslâmiyye..." sloganlarýný, "Ýslâm birliði için yapýlan bir fedakârlýk" olarak deðerlendirmek, en masum ifadeyle onlarýn tuzaðýna düþmektir. Bunu söyleyenlerin, Ýslâm'ýn temel direklerine hakaretten asla vazgeçmemesi bir tarafa, "Lâ Sünnîyye" diyerek hakiki Ýslâm'ý reddedenlerle, nerede ve nasýl bir "vahdet" oluþturulabilir?

Bugün Müslümanlara kan kusturan Haçlý Siyonist ittifaka vurulacak en büyük darbe, Ýslâm dünyasýnýn; Peygamber efendimizin buyurduðu "necat" yolunda birleþmesidir.

Bu gerçekler ýþýðýnda, "gerçekçi" bir birleþme için gayret etmeyenler, bugünkü daðýnýklýðýn sebep olduðu katliam ve zulümlerden sorumludur.

[1] TDV Ýslâm Ansiklopedisi, Abdullah bin Sebe, Editör: Ethem Ruhi Fýðlalý, Ýstanbul-1988, c. 1, s. 133-134.

[2] Vehhabîliði ABD istedi, Yeni Þafak, 29 Mart 2018. (https://www.yenisafak.com/dunya/vehhabiligi-abd-istedi-3191274)