'Ermeni Meselesi'nde umarýz, akl-ý selîm noktasýna daha çok yaklaþýlýr.. Çünkü Ermenistan baþbakaný Paþinyan, bu yýl, þlk olarak, 'Artýk þu 'SOYKIRIM' lafýný etmeyelim..' diyor ve bazý ermeni parlamenterleri de 'Ermenilere soykýrým uygulandýðýný düþünmüyoruz!' demek noktasýna bile geldiler..
Her yýl, 24 Nisan yaklaþýrken, 'soykýrým' iddialarýyla dünyayý velveleye vermeye çalýþan özellikle de 'diaspora Ermenileri', etkin olduklarý Amerika'da, -artýk, ne dediðini bilmeyecek kadar matûhiyet alâmetleri gösteren- Amerikan Baþkaný Biden'a, '24 Nisan 1915 tarihinde Osmanlý Dahiliye Nâzýrý Tal'at Paþa'nýn emriyle baþlayan 'tehcir'/ mecburî olarak 'göç ettirme' ameliyesini ,'Ermenilere uygulanmýþ bir soykýrým' olarak nitelettirdiler.
Evet, 'Osmanlý ülkesindeki Ermenilerden Ýstanbul dýþýnda olanlarýnýn, savaþta olduðumuz ülkelerin sýnýrlarýndan uzak yurt köþelerine 'tehcir edilmeleri'nin, -keyfî veya ihtiyarî deðil, mecburî olarak- 'göç ettirilmeleri'ne dair verilen bir emir var..
Ancaak, neydi o 'tehcir'in hakikati ve gerekçesi?
Evet, Ermeniler'in, baþta Kafkaslar, Doðu Anadolu ve Balkanlar gibi, Rus ordularýyla temas kurulmasý mümkün yerlerden, yine Osmanlý'nýn bir parçasý olan Suriye ve Lübnan gibi uzak bölgelere 'tehcir edilmeleri' bir gerçekti..
Ama, bu tehcirde ana hedef neydi?
En baþta unutulmayan bir husus þuydu: 1877-78 Rus- Osmanlý Savaþý sýrasýnda, ordularý, Kafkaslardan ilerleyip taa Bayburt'a ve Balkanlar'dan da -o zaman, 500 yýldan fazla zamandýr Osmanlý topraðý olan bugünkü Romanya ve Bulgaristan üzerinden Ýstanbul'a doðru ilerleyen Rus ordularý, Taa Ýstanbul varoþlarýna kadar gelirken, o zamanki ismiyle Ayastefanos denilen Yeþilköy'e kadar ilerlerken; Osmanlý'nýn 'ölüm yataðý'nda olduðunu düþünen bir kýsým Ermeniler, özellikle Taþnaksutyun' isimli silâhlý mücadele örgütünün militan unsurlarý, hem Doðu Anadolu'da , hem de Balkanlar ve Trakya'da, iþbirliði yapmýþlar, onlara yol göstermiþlerdi..
Dahasý, Rus ordularýnýn Kafkaslar'daki en önde gelen komutanlarý arasýnda ermen generalleri de vardý ve yazýk ki, yörenin ermeni halký içinden, ihanete ayarlanmýþ 'Taþnak' militan ve gönüllüleri ilerleyen Rus ordularýna yol göstermiþlerdi ve bu ihaneti Müslüman halkýmýz görmüþtü..
Dahasý, Rus ordularýnýn kumandaný - geleceðin son Çar'ý olacak ve komünist devrim sýrasýnda ailesiyle birlikte öldürülecek olan- Grandük Nikola, Yeþilköy'de karargâh çadýrýný kurduðunda onu ilk tebrike koþanlardan birisi, Ýstanbul'daki Ermeni Patriði Nersesyan olmuþtu..
Osmanlý'nýn hükümrân olduðu hemen heryerde irili-ufaklý aileler veya gruplar halinde Ermeniler vardý.. Ve hemen bütün 'zanaat' dallarýnda en etkili söz sahibi onlardý.. Ve ayrýca, Osmanlý- Müslüman Ordusu'nun mutfaðýnda çalýþmalarýna izin verilen Hristiyanlar, sadece Ermeniler idi. Yani bu kadar güveniliyordu onlara.. Onun için de, Ermeniler için, 'Millet-i sâdýqa..' (sadakatli millet) ve 'kavm-i necîb' (asaletli kavim) nitelemeleri yapýlýrdý. Çünkü onlar isyan ve ihanet etmezlerdi. Hattâ, Hristiyan Ermenilerin mahalleleri ile Müslüman halkýn mahalleleri yan yana, neredeyse iç içeydiler.. O kadar itimad ediliyordu onlara.. Ermeniler, diðer gayrimuslim halklardan ayrý bir statüde tutulurdu.
*
Ama, Osmanlý'nýn artýk 'Hasta Adam' olarak nitelenmeye baþlandýðý hele de Miladî-19. asýrda, Hristiyan dünyasý, Osmanlý'dan bir parça koparmasý için bütün gayrimüslim unsurlarý harekete geçirmeye aðýrlýk vermiþ ve bu tuzaða, Ermenilerden bir kýsým ermeni nasyonalistleri ve þovenistleri de düþmüþtü.. Ve içeriden de kendilerini 'aydýn' zanneden ve Ýslâm'a, Avrupalýlar gibi 'düþman' gözüyle bakan unsurlar..
Hatýrlayalým, Joris isimli bir ermeni militaný ve arkadaþlarý, Yýldýz Sarayý yakýnýndaki Yýldýz Camii'nde Cuma Selâmlýðý sýrasýnda Sultan 2. Abdulhamîd'e bombalý bir suikast bile düzenleyebilmiþlerdi.. Ama, patlama, bir anlýk gecikmeyle gerçekleþtiði için, Sultan Abdulhamîd öldürülememiþti.. Bu durumdan derin üzüntü duyanlardan birisi de 'ateist' þairlerden birisi olan Tevfik Fikret idi ve 'Bir lâhza-i teahhur' (Bir anlýk gecikme) isimli þiirinde, 'Ey þanlý avcu, 'dâm'ýný (tuzaðýný) beyhûde kurmadýn; /Attýn; fakat, yazýk ki, yazýklar ki vurmadýn!..' diye hayýflanacak kadar alkýþlamýþtý, o teröristleri..
Daha sonra, Osmanlý 'nýn Merkez Bankasý olan durumunda olan Osmanlý Bankasý da soyulmuþ ve yakalanan soyguncularýn cezalandýrýlmamasý için, hemen bütün Avrupa devletleri seferber olmuþlardý..
Birinci Dünya Savaþý'nda Rusya ile de yeniden savaþa girilince, bir kýsým Ermeni unsurlarýn özellikle levazým ve istihbarat konularýnda, -40 sene öncelerdeki, 1877-78'deki (93 Harbi) sýrasýnda olduðu gibi düþmanla yeniden iþbirliði yapmamalarýný temin için ve de, savaþ zamanýnda zayýflayan iç otoritenin daha bir zayýflamasý halinde taþra Ermenilerinin korunmasý için, evet öyle bir 'tehcir' gerekli görülmüþtü..
Ama, elbette o günün þartlarýnda tren, otobüs, kamyon vs. olmadýðýndan ermeni halkýndan yüzbinlerce insan kaðnýlarýna yükledikleri her neleri varsa, bilmedikleri uzak yerlere gönderildiler. Yollarda soðuktan ve eþkýya baskýnlarýnda telef olan on binler oldu..
Ama, sadece onlar mý?
Milyonlarca Müslüman da asýrlardýr yaþadýklarý Balkanlardan Ýstanbul'a doðru güle- oynaya mý geliyorlardý?
*
Evet, Ermeniler çok kayýplar verdi, günahsýz insanlar da telef oldu.. 50. yýlýnda, 500 bin deniliyordu, sonra bu rakam 1 milyona yükseltildi..
Peki, Osmanlý'nýn çökertiliþindeki sivil Müslüman halklarýn kayýplarý ne kadardý? En azýndan 5-6 milyon..
Evet, 'Soykýrým' ise, her kime yapýlýrsa yapýlsýn, yüreðimiz yanmalý..
Ama, Biden'lara göre, 'Müslümanlar , Gazze'de olduðu gibi en barbarca yöntemlerle 40-50 bin çocuk ve kadýn öldürülebilir ve bu soykýrým sayýlmaz, ama, ve Birinci Dünya Savaþý'nda hayattan koparýlan milyonlarca Müslümanýn da hesabý tutulamaz; ama, gayrimüslim unsurlar?
Onlar ayrý..
Bu açýdan, Paþinyan'ýn geldiði noktayý desteklemek gerekiyor.. Bu yaklaþým, Müslümanlarla dün'ün 'kavm-i necîb'inin yeni nesillerini barýþtýrabilir; yeter ki mazlumiyet içinde ölen herkese birlikte göz yaþý dökelim.
*