Müslümanların en temel meselesi

Bugün İslam dünyasının en temel meselesi, temsil konusudur. Müslüman denilince bugün örnek şahsiyetler kimdir? Aile hayatında, komşulukta, ticarette, iş yerinde bir Müslüman nasıl fark edilir?

Mesela Türkiye, ekseriyetle Müslümanların yaşadığı bir ülke olmasına rağmen neden yaşantımız, ahlakımız, dürüstlüğümüz erozyona uğramıştır? Son günlerde -algı operasyonları için kullanılsa da- çocuk tecavüzleri neyin nesidir? Hata nerededir? Zaaf nereden kaynaklanıyor?

Mütedeyyin, muhafazakâr ailelerin evlatları da dâhil en sevdiklerimiz gözümüzün önünde elimizden kayıp gidiyor. Çocuklarımız bizim dünyamızdan çok uzakta iklimlere, zeminlere savruluyor. Okullarda rehberlik, sadece göstermelik olarak var. Bir adab-ı muaşeret dersi okutmayı bile düşünmüyoruz... Yeni nesiller, oturup kalkmayı, büyükle konuşmayı, sevgiyi ve saygıyı ailelerden öğrenseler bile -okullar da dâhil- kültür, sanat, televizyon, sinema, müzikle dayatılan Batılı sistemin saldırıları karşısında çaresizdir. Bir saldırı var, saldıranları da biliyoruz ama biz ne yapıyoruz?

Bunlara bir de terörle Müslümanlığı özdeşleştirmeye çalışan küresel medyayı, yabancı istihbarat merkezlerinin kumpas ve komplolarını ekleyin. Etrafımızdaki yangınların içine, başımıza sarılan terör belası ile itilmeye çalışıldığımızı ekleyin. Müslümanlık adına yola çıkıp, siyasete bulaşanları, İsrail’den “otorite” diye bahsederken kendi hükümetini devirmeye kalkanları hatırlayın...

İhanetler, demokrasi dışı yollardan yönetime hâkim olma hayalleri, darbeler ve dış güçler, küresel komplolar, kumpaslar, saldırılar; bunlar dünyevi hayatımızı cendereye sokuyor. Ama asıl yaralı olan ruhumuz, Müslüman kimliğimizdir. Peygamber Efendimiz, “din nasihattir” buyuruyor. Bu ikazı bile yıllardır doğru anlamıyoruz. Âlimler bu hadis-i şerif için “dinin dörtte biri” diyorlar. Diyanet İşleri Başkanı Muhterem Prof. Dr. Mehmet Görmez, bu konudaki makalesinde meselenin bamteline dokunuyor: “Nasihat kelimesinin, ‘öğüt vermek, vaaz ve tavsiye, ihtar etme’ gibi anlamları ön plana çıkmış ve bu hadis, ‘din samimiyettir’ yerine ‘din vaaz ve irşaddır’ şeklinde anlaşılmıştır. Nasihat kelimesi, ‘aldatılmak, kandırılmak, ihanet, adavet ve ikiyüzlü davranmanın zıddı olarak, ‘ihlâs, samimiyet, içten davranmak, gönülden bağlanmak’ anlamındadır...”

Müslümanların en temel meselesi “temsil” yani İslam’ı yaşamaktır. Laf değil, örnek Müslüman hayatlardır önemli olan... Temsilin ölçüsü de samimiyettir.

Samimiyeti kaybettiğimiz için güvenilmez olduk. Birbirimizi, en yakınlarımızı aldatır olduk. Kimse kimseye güvenemez oldu. Etrafımızı ihanet çemberleri sardı. Mümin müminin kardeşiydi, şimdi düşmanı oldu. Müminler birbirini yıkayan iki el gibiydi. Şimdi ortalık, “önce ben, önce nefsim” diye gürleyenlerle doldu. Allah (CC) Fussilet Suresi 34. Ayette mealen, “İyilikle kötülük bir olmaz. Sen (kötülüğü) en güzel bir şekilde önle. O zaman seninle arasında düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur” buyuruyor. Rabbimiz bize kötülükleri iyilikle savmayı tembih ederken, böylelikle aramızda yeni dostluklar, sağlam dostluk bağları kurulmasını tavsiye ederken biz kötülüklere misliyle, fazlasıyla karşılık vermeyi ahlak edindik... Nerede Müslümanlık, nerede biz?

İslam Zirveleri elbette çok önemli. Ama asıl derdimiz samimiyet, samimiyet...