Bazý konularda tuhaf takýntýlarýmýz var; ‘ulusal mutabakat’ denilen þey de bunlardan biri... Ayný topraklarý paylaþtýðýmýz herkesin, bütün ulusun, belli bir konuda ayný çizgiye gelmesini ‘mutabakat’ sayýyoruz. Bir kiþi bile itiraz ederse ‘ulusal mutabakat’ saðlanmýþ olmuyor bu kafaya göre...
Psikolojiden anlayanlarý, insan karakterini bilenleri kýs kýs güldürecek bir yanlýþ kabul bu...
Ýnsanýn nereden baktýðýnýza göre deðiþen tanýmlarý var da, bir yönüyle de itiraz eden, baþkaldýran bir mahluk insan... Yeryüzünde bütün insanlarý içine alacak geniþlikte bir mutabakat saðlanmýþ hemen hiçbir konu yoktur; en geniþ ölçüde üzerinde birleþilmiþ tespitlere bile itiraz edenler mutlaka çýkmýþtýr. Çýkmasý da doðaldýr.
CHP ülkemizin en kronik derdi olan ‘Kürt sorunu’nun çözümünde bir ‘yöntem’ önerisinde bulunmak üzere harekete geçti. Önce bir komisyon kurulsun ve sorunu bütün boyutlarýyla görüþsün, ardýndan daha az sayýda kiþiden oluþacak bir ‘âkil adamlar heyeti’ de gerekli temaslarý yapsýn önerisi bu. CHP’nin beklentisi, bu ikili çalýþmanýn soruna ‘çözüm’ yolunu açmasý...
“Komisyon kurulsun, akýllý adamlardan da yararlanýlsýn” teklifinin itiraz edilecek nesi var? Yok, ama yine de MHP “Ben bu iþte yokum” tavrýný en baþtan koyduðu için, “Ulusal mutabakat saðlanamadý” deniliyor. MHP yoksa ‘ulusal mutabakat’ olmuyormuþ... ‘Baþörtüsü sorunu’ da CHP yok diye yýllarca çözümsüz kalmýþtý.
‘Mutabakat’ için herkesin ayný noktada birleþmesi gerekmediðini en baþta söyledik. Ýnsan karakteri buna müsait deðil, siyasi insanýn karakteri ise hiç müsait deðil... Mutabakat arayýþlarýnýn varolan birlik ve beraberliði bazen berhava etmesinin sebebi de budur. “Ben farklýyým” diyebilmek için bile itiraz eden çýkabilir.
Elbette MHP’nin de içinde yer alacaðý türden daha geniþ bir mutabakat saðlanabilseydi daha iyi olurdu. Ak Parti ile CHP aldýklarý oy oranlarýyla halkýn yüzde 75’ini temsil ediyor; onlara bir de BDP’yi eklediðinizde yüzde 80’i aþan bir çoðunluk söz konusu... Þimdiye kadar hiçbir konuda bu denli geniþ bir uzlaþma gerçekleþemedi ülkemizde... Ucu açýk olarak sorulan “Sizce hangi deðerler en önemli?” sorusuna dahi tek bir deðer üzerinde yüzde 80’lik buluþma saðlandýðý anlamýna gelen bir cevap alýnamýyor.
Size bir þey söyleyeyim mi: Meclis’te temsil edilen üç parti yöntemde birleþsin, önerideki komisyon ve heyetler oluþturulup çalýþmalarýna baþlasýn, böylesine geniþ bir mutabakatýn dýþýnda kalmayý MHP de kendine yakýþtýramayacaktýr. Þimdilerde sergilediði türden uzlaþmaya uzak anlayýþa gerçekten sahip olsaydý, BDP’li bugünkü Meclis’te de bulunmak istemezdi MHP... MHP lideri Devlet Bahçeli daha ilk gün BDP’lilerin elini sýkmadý mý?
Çalýþmalar baþladýðýnda uzlaþanlar içinden de itirazlar yükselecektir: Kullanýlan kavramlara, temas kurulacaklara, âkil adamlarýn kimlerden oluþacaðýna, çözüm önerilerine... Her itirazda herkesi ikna etmeye çalýþmak gerekmez; hep büyük uzlaþma (yani yüzde 50’den fazlasý) aranarak sorunlarýn üstesinden gelinebilir.
Ne dersiniz, hiç deðilse bunda mutabýk mýyýz?