Önce bir iç konu: Hele de yaz gelince, Belediyeler 'sanatçý' denilen ve büyük çoðunluðu fâsid meþhurlardan oluþan birilerini, hattâ bazan yurt dýþýndan ünlü isimleri, konser vermeleri için büyük paralarla davet ediyorlar; hemþehrilerine, hoþça vakit geçirtmek adýna...
Geçen hafta Isparta'da, böyle bir sözde sanatçýnýn, ahlâksýzlýk kelimesiyle bile anlatýlamayacak ve burada tekrarlanamayacak derecede bir pespâyelik sergilemesi üzerine, programýnýn ibtali gürültü koparmýþtý.
Ama, Turizm Bakaný, ayný pespâye kiþiliði, baþka bir programa dâhil etti... Ýçiþleri Bakaný da, 'Bizi ilgilendiren bir durum yok...' diye geçiþtirmiþ, konuyu...
O pespâyeliðin sembol kadýný ise, 'Konuþmaktan asla vazgeçmiyeceðim... Kurduðum cümlelerle, uslûbumla, herhangi bir þeyle yargýlanmadýðým bir gelecek hayal ediyorum.' Demiþ...
*
Burada, iktidar tarafýnda, milletin aslî inanç deðerlerine ve ahlâk kurallarýna baðlý olduklarýnýn mesajýný veren birçok belediye baþkanlarý, kendiliklerinden tavýr takýnamazlar mý? Her konuda illâ Tayyib Bey'in görüþ açýklamasý mý gerekiyor?
Tayyib Bey'in etrafýndakiler, onun yükünü azaltmakla mükellef iken, her yükü onun omuzlarýna yüklemeye çalýþýyorlar.
*
Toplumlarý çürüten bir çok etkenler vardýr elbette; ama, ahlâk ve adâlet yönünden çöküþ hepsinden önde gelir. Bir toplumda, ahlâklý insanlar en azýndan ahlâksýzlar kadar cesur ve dikkatli olmak zorundadýrlar, tarihin çöplüðüne atýlmak istemiyorlarsa...
*
Bu hatýrlatmadan sonra gelelim, asýl konumuza...
*
**
Evet, dünya siyasetinde müthiþ tehlikeli bir satranç oynanýyor... Her oyuncu, bir merhale sonraki hamlelerini düþünerek, kendi 'þah'ýný, kendi hakkýný, gücünü ve menfaatini, uzun vâdede koruyacak duruma getirmeye ve 'mat' olmamaya çalýþýyor.
Bu açýdan bakýldýðýnda, bu satrancýn baþ oyuncularý Rusya ve Amerika... Ama, direkt birbirleriyle savaþmayacak kadar dikkatliler... Sadece, arada ezilenler baþkasý, bugün için Ukrayna olduðu üzere... Ama, hemen bütün ülkeler, dünyadaki bir gerilimin yeni bir dünya savaþýna varmasý halinde, kendisini rahatsýz eden hangi devletlerle nasýl karþýlaþacaðýnýn hesabý içinde, bir barut fýçýsý halinde ve silahlanma yarýþýndalar..
Ýlk iki Dünya Savaþý öncesindeki durum da böyleydi...
Rusya televizyonunda evvelki gece yayýnlanan bir programda yer alan, 'Sadece Ukrayna'nýn deðil, NATO'nun da silahsýzlandýrýlmasý gerekiyor...' gibi laflar, bunun en çarpýcý örneði..
*
Arkasýndan, Ýngiltere Baþbakaný Boris Johnson'ýn yeni bir Avrupa gücü oluþturma fikri gündeme geldi.
Ýtalya'nýn yüksek tirajlý Corriere della Sera gazetesinin haberinde, Ukrayna ile bazý AB ülkeleri arasýndaki gerilim karþýsýnda, Ýngiltere Baþbakaný Boris Johnson'ýn da, 'Avrupa'da yeni, bir güç odaðý oluþturmak için sahaya girmeye çalýþtýðý ve AB'ye alternatif olarak yeni bir siyasî, ekonomik ve askerî ittifak sistemi önerdiði' gündeme geldi ve Johnson, bu iddiayý reddetmedi.
Johnson'ýn önerisinde, Ýngiltere liderliðinde Ukrayna, Polonya, Estonya, Letonya ve Litvanya'nýn yaný sýra, potansiyel bir güç olarak Türkiye'yi de içine alacak bir ittifak' varmýþ... Türkiye'ye, Avrupa'nýn jandarmalýðý rolü verilmek isteniyor.
*
'Bir iddia' deyip teðet geçilemeyecek bir konu...
*
Bir diðer konu, Amerikan Dýþbakaný Blinken ve NATO Genel Sekreteri Stoltenberg'in Ýsveç ve Finlandiya'nýn NATO'ya alýnmasýna karþý çýkan Türkiye için, övücü sözler söylediði bir sýrada, Rusya Dýþbakaný Sergei Lavrov'un da Türkiye'ye, 'Suriye'deki geliþmelere ilgisiz kalamaz...' diyerek 'yeþil ýþýk' yakmasý...
Halbuki, Suriye'de Türkiye'ye bugüne kadar müþkülât oluþturmak açýsýndan, Amerika'dan geri kalmamak dikkatindeydi, Rusya... Bu durum, Türkiye'nin Suriye'deki terör odaklarýna karþý yeni bir harekât düzenlemesinde iþini nisbeten kolaylaþtýrýr mý?
Bu, henüz bilinmiyor... Çünkü, Amerika, 'Türkiye'nin müdahalesinin Suriye'nin istikrarýna zarar vereceði'ni ileri sürüyor. Sanki, Suriye'de bir istikrar varmýþ gibi...
Anlaþýlýyor ki, Suriye'de, bozulmasýndan endiþe edilen istikrar, yani, Amerika'nýn menfaati...
Türkiye'nin Suriye'deki ve Irak'da yuvalanmýþ terör odaklarýna karþý yeni bir temizlik harekâtýna giriþeceðine dair Tayyib Bey'in günlerce önceden açýklamalarý, gerçekte, gelecek muhtemel tepkileri ölçmek için, 'iskandil atmak' denemesi gibi bir durum...
*
Bu arada, Yunanistan Baþbakaný Kiryakos Miçotakis'in geçenlerde, Amerikan Kongresi'nde defalarca alkýþlandýðý konuþmasýnda Türkiye'yle diplomatik bir hesaplaþma peþinde olduðunu sergilemesi ve Yunanistan ile Türkiye arasýndaki gerilimler için, 'Ege adalarýnýn silahsýzlandýrýlmasý konusundaki 1923- Lozan ve 1947- Paris Andlaþmalarý'ný 'modasý geçmiþ' ve 'Türkiye'nin 1974- Kýbrýs Çýkarmasý'ný ise, 'Helenizmin 48 yýllýk büyük acýsýný ve hâlâ kapanmayan bir yarasýný unutmamanýzý istiyorum.' demesi de ilginç...
*
Mevlûd Çavuþoðlu'nun, Ege'deki mevcud durumun devam edemiyeceðini dile getirmesi üzerine, Amerikan Dýþbakanlýðý, 'Yunanistan'ýn bu adalar üzerindeki hakký sorgulanamaz' ifadesine yer verdi.
Baþkan Erdoðan ise, 'Yunanistan'la yüksek stratejik iþbirliði' konularýndaki ikili görüþmeleri kestiðini açýkladý...
Miçotakis'in, Amerikan Kongresi'nde, Türkiye'yi kasd ederek, 'kaybedilmiþ imparatorluklar ile ilgili fantezilere ve uluslararasý hukuk ile uyumlu olmayan güç gösterilerine müsamaha gösteremeyiz. Ama, NATO'nun güneydoðu kanadýnda meydana gelecek bir gerilimden Rusya'da birilerinin, çok sevineceðini' belirtmesi de ilginç...
Türkiye, 'Yunanistan tarihten ders alsýn...' diyor; ama, karþý tarafta da, 'taa Ankara kapýlarýna, Polatlý'ya kadar gittiðimizi de unutmayýn...' diyenler var...
Böyle bir anda, Amerika'nýn Türkiye'yle Yunanistan arasýnda 10'dan fazla üss kurup, Yunanistan'ý savunmak için hazýr beklediðini ihsas ettirmesi de çok sýradan deðil...
Almanya Þansölyesi Olaf Scholz'un da Miçotakis'e, týpký Amerika gibi sýcak mesajlar vermesi de bir baþka merhalesi bu satrancýn... Fransa Baþkaný Macron da zâten dünden Yunanistan'ýn yanýnda...
Evet, çok çetin ve herkesin kafasýnda ileri hamleleri bir ayrý olan bir satranç...
Sonunda kim 'mat' olacaktýr; onu beþer plânýnda kim bilebilir?