‘Mutlu et, mutlu ol!'

Yıldız Holding (Ülker)'in Kasım ayının üçüncü Perşembe gününü tüm dünyada on yıldır kutladığını biliyorduk.

Bu sene 21 Kasım günü yapılan kutlamaya Murat Ülker beyden bir davet aldım.

Katılmaya karar verdim. Çünkü Ülker, ülkemizin en büyük şirketlerinden biri olarak ekonomimize katkısının yanı sıra binlerce insana istihdam alanı açan çok önemli yerli ve milli bir kurum.

Siz değerli okurlarımız haklı olarak, 'Başka kurumlar da var memlekette, neden hakkında makale yazacak kadar Ülker'e önem veriyorsun?' diye sorabilir.

Cevabım, 'Ülker benim hafızamda vefalı davranmam gereken bir şirket olarak kayıtlı!' şeklinde olacaktır.

İki sebepten dolayı.

Birincisi bu ülkede yapılan hayır hizmetlerinin hemen hepsine bir şekilde cömertçe destek verdiği için önemsiyorum.

Rahmetli Sabri Ülker'in kendisine başvuran ihtiyaç sahiplerini ve hayır işleri yürütenleri nasıl desteklediğini biliyorum. Görevi devralan mahdumu Murat beyin babasının izinde yürüdüğünü de biliyorum.

Saygı duyulacak en önemli özellikleri de yaptıkları bağışların hayırlı işlere verdikleri desteklerin reklamını yapmamalarıdır.

Bu İslami ve insani hasletleri için de önemsiyorum.

Destek alanlar bile çoğu zaman kimin desteklediğinin farkında olmazlar.

Mesela Kayserili bir grup genç Rasim Özdenören merhumu tanıtmak için bir kitap çalışması yapmak istiyor ve sponsor arıyorlardı. Öyle sıradan bir kitap değildi. Büyük boy, kuşe kağıt, renkli Amerikan ciltli pahalı bir işti. Beni aramışlar telefona hanım cevap vermiş. Hanım Murat Ülker beyi aramış o da kabul etmiş. Benim haberim de Murat beyin beni arayıp hesap numarası istediğinde oldu. Her neyse istedikleri meblağ hesaplarına yattı ve çok kaliteli bir Rasim Özdenören kitabı çıktı. İşte o gençler sponsorlarının Ülker olduğunu bilmiyorlardı!

Örnek çok!

Çevresindeki bazı zevatın kimi hayırlı işlere engel olduğu da vâkidir ama onlar devede kulak bile değil!

Muhafazakâr kesime karşı gösterdikleri cömertliği seküler kesimin sanat faaliyetlerinden de esirgemedikleri için bizim mahallede zaman zaman dedikodusu da yapılır.

Ama bu ülkede yapılan hayırlı hizmetlerin hemen hemen tamamına bir şekilde destek verdikleri için önemsiyorum.

Ayrıca ben kendimi kişisel olarak da borçlu hissediyorum. Çünkü 1975 yılından beri çok sayıda yakınım ve dostlarım Ülker sayesinde evlerine ekmek götürdüler.

1975 yılında ben Milli Selamet Partisi (MSP) İstanbul il teşkilatında il başkanı rahmetli Abdullah Tomba'nın sekreterliğini yapmaya başladım.

Abdullah bey Sabri Ülker ile anlaşmıştı iş arayanlar için. Avni İman imzasıyla bana tavsiye mektubu yazdırırdı. Antetsiz kağıda yazar antetsiz zarf ile verirdik gidenlere. Gönderdiğimiz herkes de işbaşı yapardı. (Ben Avni İman ismini müstear zannederdim. Meğer Sabri Ülker beyin kayınbiraderiymiş. O zaman sol sendikalar fabrikaları baskı altında tutuyordu. MSP mektubuyla gideni sendikacılar daha giriş kapısında engelledikleri için engel bu isim ile aşılıyordu.)

Allah Abdullah Tomba'ya da Sabri Ülker beye de rahmet eylesin. Benim akrabalarımdan arkadaşlarımdan ve dostlarımdan çok sayıda insan iş sahibi oldu, şimdi hepsi emekli.

Ben 1976 yılında yüksek tahsil için yurt dışına çıktım 1981'de döndüğümde Arkadaşım Hüseyin Güneş'in Ülker'in ihracat müdürü olduğunu gördüm.

Daha sonra Sabri Beyin özel kalemi Adem Sezer ve Personel Müdürü Mevlüt Onat'ın başını çektiği bir gruba uzun süre Arapça dersi vermeye başladım.

Sonra bir müddet, Murat Ülker beyle Orhan Özokur beyle ve çocuklarıyla birlikte özel dersler yaptık.

Ben 1990 yılından itibaren 10 yıl boyunca haftalık Yörünge dergisini yayınlarken de Ülker'in zaman zaman desteğini aldım.

Milletvekili seçildiğimde seçim bölgeme faydalı olabilmek için iş adamlarını Tokat'a davet ederdim.

Sağ olsun Murat bey de beni kırmadı Tokat'a geldi 3 gün kaldı birlikte önemli bölgeleri gezdik.

Özelleştirmesi gündemde olan Turhal Şeker Fabrikası'nı peşinden Turhal Organize Sanayi Bölgesini gezdik bilgi aldı.

Tokat Ticaret Odası'nda iş adamlarını topladık. Neler yapılabileceğini müzakere ettik. Murat bey o zaman Tokatlı iş adamlarına bir teklifte bulundu. Tokat meyve ve sebzesi bereketli bir şehir ama zamanında değerlendirilmezse onca ürün ya yok pahasına satılıyor ya da çürüyor. Murat bey iş adamlarına meyve ve sebzeleri uzun vadeli değerlendirmek için soğuk hava ve paketleme tesisi kurmalarını tavsiye etti ve paketleme makinalarını ücretsiz olarak verme taahhüdünde bulundu. Tek şartı ihtiyaç duyulan kartonun Ülker'den alınmasıydı.

Niksar ilçesinin cevizi meşhurdur. Niksar'a gittik Niksar ileri gelenlerini topladık. Murat bey Niksarlılara ne kadar ceviz ürettiklerini sordu. Dört bin ton dediler. Murat bey, 'Benim kırk bin ton cevize ihtiyacım var. Fidanlarını ben vereyim ceviz dikin 4 yıl sonra meyve vermeye başlar bütün ürünlerinizi satın alma garantisi veriyorum!' dedi.

Bizim oralarda o dönemde genel olarak -Erbaa hariç- devlet ya da özel sektör fabrika kursun onlar da orada olarak çalışsın beklentisi yaygındı, teşebbüs ruhu çok gelişmiş değildi. O yüzden ne Niksarlı ceviz dikti ne de Tokatlı paketleme tesisi yaptı.

Son olarak benim ilçem Artova sınırları içinde hayvancılık borsası için kapsamlı bir proje başlatmıştık. ÇED raporları falan hazırlanmıştı. Murat beyi oraya da götürdük. Gezdi inceledi. Örnek hayvancılık tesislerini görmek için Arjantin ve Brezilya'ya gideceğini, 'beraber gidelim sen de gözlerinle gör.' demişti.

Birkaç ay sonra heyete beni de aldı ve sayesinde Brezilya'yı ve Arjantin'i oralardaki tesisleri görme ve fikir sahibi olma imkânı yakaladım.

Yani demem o ki Murat Ülker beye bir vefa borcum vardı. O yüzden 21 Kasım Perşembe günü 'Mutlu et, mutlu ol' mottosuyla yapılan onuncu yıl kutlamalarına katıldım. 14.30'dan akşama kadar süren etkinlikler düzenlemişlerdi.

Murat bey, 'Programda ilk iki aktiviteye katılmanızı çok arzu ediyorum.' diye not düşmüştü gönderdiği mesaja.

Ben de kutlamaların ilk iki bölümüne katıldım, kendisini tebrik ettim ve diğer sanat etkinliklerinin stantlarını gezdikten sonra ayrıldım.

Çok kalabalıktı. İlim Yayma Cemiyet Başkanı Yusuf Tülün, Cumhurbaşkanı Başdanışmanı İsrafil Kışla ve Ertuğrul Özkök gözüme ilişen isimlerden bazılarıydı.

50 seneye yakın bir süreden beri yakından tanıdığım Ülker'i ülke ekonomisine, muhafazakâr camianın tüm hayırlı işlerine katkısı ve şahsen gördüğüm ilgi sebebiyle ben tebrik ve takdir ediyorum.

Allah sayılarını artırsın istikametten ayırmasın!