Mutlu musunuz?

Masum ağaç eylemi ile başlamıştınız. Masumdunuz, ağaçları korumayı göze alıp polisle çatışacak, dükkânları yağmalayacak, simitçiyi evire çevire dövecek, yüzünüzü gizleyecek kadar masumdunuz (!) 

Penguen yürüyüşü yapacak kadar demokrat eylemci, polise kitap okuyacak kadar entelektüel, sabaha dek tencere tava çalacak kadar müzisyendiniz (!) Polisi linç etmekten çekinmeyecek kadar insan, yaralıyı taşıyan ambulansı yakmayı düşünecek kadar ince fikirliydiniz (!)

Kızıl maskeleri takanlara devrimci, Berkin için hayatı durdurun diyenlere sanatçı, Gezi parkında caddelere pisliğini yapan insan müsveddelerine eylemci diyecek kadar geniş ruhluydunuz (!)

Kaç TOMA eylemciyi ezdi diye milleti galeyana getirecek kadar yalancı, deniz kazasındaki ölen bir insanın bedenini TOMA altında kalıp can verdi diyecek kadar sahtekâr, Esad’ın Şebbiha’larının yaptığı katliam görüntülerini Türkiye’de olan görüntülermiş gibi yurt dışına servis edecek kadar haindiniz.

Çok övündüğünüz Gezi esnasında doğmamış çocuklarımızdan intikam yemini edecek kadar kindar, eşlerimize hakaret etmekten çekinmeyecek kadar yürekli, masum eyleminizde çocukların kanını döktürecek kadar gözü dönmüş ve ölen gençlerin kanından beslenmeyi politik hedeflerinize alet edecek kadar çaresizsiniz.

Bu milletin değerlerine ezandan rahatsız olacak kadar yabancı, Kuran-ı Kerim-i anlamayacak kadar uzak, Namaz kılıp oruç tutana yobaz diyecek kadar medeni, başörtülü bayanların bu ülkede bir yerlere gelmesini kıskanacak kadar fesat, sizin gibi düşünmeyene yaşam hakkını çok görecek kadar insansınız (!)

Ekmek için Ekmeleddin, Berkin için ekmek dediniz, bu ülkede kin ektiniz, ölüm ektiniz. Devrim dediniz, aslan dediniz, Çayan dediniz, çıyan çıktınız. Cemaatçisi, Gezicisi, DHKP-C’si bir olup bu devlete savaş açtınız, yetmedi bir olup kozmik bilgileri yabancı ellere ulaştırdınız. Maalesef utanmadınız, utanmayacaksınız.

İşte biz bu rezilliklerinize yıllardır katlanacak kadar, medeni, insan, cesur, geniş ruhlu ve sabırlıydık...

Siz ise bu insanlığımızı görmeden yine yapacağınızı yapıyorsunuz. Sokaklara eylem için gençleri çağırmaya devam ediyorsunuz. Seçimle hükümet olamayacağınızı bildiğinizden kandan medet ummaya ve çıkar sağlamaya çalışıyorsunuz. Hayatı durdurun diyerek sokakta eylem sanatınızı konuşturuyorsunuz (!) Gençlerin kanından beslenmeyi sanat edinip her seferinde eve ekmek götürüyordu diye Berkin Elvan adına yapmadık rezilliği bırakmadınız. Ve sonunda Berkin Elvan’ın gerçek katilini yakalamaya yönelik esas delilleri bulan bir savcıyı katlettiniz.

Ama unuttunuz. O da evine ekmek götürüyordu. Sizin hiçbir zaman eve ekmek götürmenin kutsallığını bilemeyeceğinizi unutup gerçekten eve ekmek götürdüğüne inandığı bir gencin katillerini arıyordu. 

Adı: M. Kiraz. Babasını küçük yaşta ondan aldınız. Babanın önemini ve ailenin kutsiyetini bilseydiniz zaten gençleri sokağa çağırıp oyunlarınıza alet etmezdiniz. Aileye önem veren ve evine ekmek götüren bir aile babasını öldürdünüz. Eşini dul, çocuğunu yetim koydunuz.

Cevabını biliyoruz ama yine de vicdanınıza dönerek soruyoruz; Mutlu musunuz?