Mutluluk istasyonu...

Mutluluk varýlacak bir istasyon deðil, bir yolculuk þeklidir...” Ýnsan hayatý boyunca bir sürü þey öðreniyor, bir kýsmý beylik laflar, bir kýsmý beylik laflar zannettiði gerçekler... Sonra kendi beylik cümlelerini kuruyor insan... Önce hepsini yüzde bin doðru zannediyor, sonra büyüyor, kendi kurduðu cümlelere þaþýrdýðýný fark ediyor.

***

Ýnsan dediðin baktýðý yer kadar zannediyor herþeyi... Sadece kendisinin baktýðý cins köpeði sevenlerin tamamýna hayvansever denmeyeceðini öðreniyor mesela zamanla... Ya da nasýl baþladýðýnýn deðil de nasýl bitirdiðinin önemini anlýyor, magazin dünyasýna bakýnca. “Yürü arkandayýz” diyenlerin siz yürüdükçe yerinde sayanlar olduklarýný, aradaki mesafenin açýldýðýný, ya da futbol baþta “Arkamda mýsýnýz?” diye soranlarýn kendi hatalarýna, günahlarýna sizi ortak etmeye çalýþtýðýný öðreniyor insan...

***

Baðýrmanýn haklýlýktan deðil haksýzlýktan olduðunu öðrenmek birkaç on yýl alýyor mesela.

Böyle olunca tartýþma programlarýna bir baþka gözle izlemeyi de öðreniyor insan... Daha anne olmamýþ bir kadýný, televizyon dizisindeki rolü nedeniyle yýlýn annesi seçen, bununla övünenleri görüyor, þaþýrýyor. Fatmagül’e, Cemile’ye ya da Çalýkuþu Feride’ye üzülenlere Darfur’u, Gazze’yi, göz bebekleri üzerinde sinekler uçuþan ve açlýktan onlarý kovacak gücü bile olmayan çocuklarý anlatayým diyor, sonra vazgeçiyor...

Bize ne elin açýndan” diye baðýrýyor birileri... Türk, Arap, Slav, Müslüman, Hristiyan ya da Budist, bak hepimizin künyesinde insan yazýyor diyorsun, karþýnda bir duvar, her cümle geri dönüyor...

***

Evlendirme programlarýnda “bir evim, bir de emeklim” diye tanýmlanýyor kurulacak yuvanýn garantisi, aþklar pýrlantanýn karatýyla ölçülüyor, tek, üç, beþ taþ, tam tur...

Yoksul Afrika’nýn hala sömürülmekte olduðunun bir kanýtýdýr aslýnda her taþ, her taþta çalýnmýþ hayatlar vardýr. “Bize ne bunlardan, bize ne Afrika’dan diyor” birileri....

***

“Mutluluk varýlacak bir istasyon deðil bir yolculuk þeklidir...” Beylik laflar doðru çýkýnca insan dönüp yol arkadaþlarýna bakýyor önce. Anladýðý, anlayamadýðý, anlaþamadýðý bir sürü yüz, bir sürü ses...

Öyle zamanlarda burkulsa bile yolculuk sürüyor, tek gerçek bir yaþýna basan bir bebeðin masumiyeti, sevgisi oluyor...

Ýyi ki doðdun Elif Iraz...