Gençlere sürekli olarak pembe tablolar çizildi. "Avrupa'ya kapağı atın" diye zihinlere işlendi. Çok yakın bir arkadaşım muhalif medyadan bir haberi bana atmış "Mutsuz umutsuz nesil" manşetiyle hesap soruyor. Özetle bu ülkede yaşanmaz, çocukların geleceği karanlık algısı. Kendisiyle 1997'den bu yana süren dostluğumuz var. Bu süreçte eşi ve kendisi iki daire, bir yazlık, iki araba, kolejde okuyan çocuklar ve üst düzey yönetici gelirine sahip bir yaşam sahibi oldular. Ama hâlâ gelecek endişesi yaşıyorlar. Oysa benim babam İstanbul'a sırtında bir döşekle geldi. Hamallık yaparak 5 çocuk büyüttü. Bu kadar endişeli değildi. Neyse sözü çok uzatmayayım. Arkadaşımın bana yolladığı haberi kısaca özetleyeyim, "Mutsuz umutsuz nesil" haberi İstanbul'un çok seçkin liselerinde okuyan gençlerin büyük çoğunluğu Avrupa'ya gidiyor şeklinde. Liselerin ismini yazmayayım ama tahmin ettiğiniz okullar. Kendisine cevap olarak Yalova'da 4 geminin denize indirildiği törende Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaptığı konuşmadan bir bölüm gönderdim. Bize ilk fırsatta ülkeyi terk etme planı yapan değil, bilimi, ilimi öğrenip yurduna dönüp ülkesi için mücadele eden gençler lazım diye yazdım. Önce Erdoğan'ın konuşmasını bir hatırlatayım.
"Ülkemizde 2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken, bugün aynı sayı 850'yi geçti. Savunma sanayimiz 3 bin 500'ü aşkın firması ve 80 bini aşkın çalışanıyla Türk ekonomisine en yüksek katkıyı veren sektörlerden biri hâline geldi."
Yani Batı'daki iş imkânları Türkiye'de de mevcut ve her gün de imkânlar artıyor. Elini vicdanına koyan herkes geçmişe göre özellikle iyi eğitimli, donanımlı olanlar için imkânların arttığını kabul eder. Çalışmak isteyene, kendini geliştirene de gerçekten iş çok. Batı hayali kuranlara da gitmeden önce orada yaşayanlarla gurbetçilerle bir konuşmasını tavsiye ederim. Zira Avro Bölgesinde kamu borcunun GSYH'ye oranı yüzde 89,9 oldu. AB'nin toplam kamu borcu 13,7 trilyon avroyu geçti. Yunanistan, İtalya, Fransa, İspanya ve Belçika kamu borcunun GSYH'ye oranının en fazla olduğu ülkeler arasında. ABD'nin borcu 33 trilyon doların üstünde ve oradan video paylaşanlar buraya gelenler rakibini günlük iki dolara çalışan Meksikalılar videosu paylaşıyor. Takdir sizin.
Türkiye kazandı
Türkiye'nin uzay misyonu sürerken NASA'dan bir transfer yaptık...
Astrofizikçi Umut Yıldız ABD'nin uzay üssünde 10 yıldır sürdürdüğü görevinden istifa edip. Türkiye'ye kesin dönüş yaptı. 24 Muhabiri Yağmur Yıldız kendisiyle ayağının tozuyla bir röportaj gerçekleştirdi. Söyledikleri çok ama çok kıymetli: Zira kendisi uzay araçlarının iletişim konusunda uzmanlaşmış ve Türkiye'de çalışabileceği bir ekosistem oluştuğunu gördüğü için döndüğünü söylüyor. Hatta küçük de bir sitemi vardı. "Biz bu işlerde çok ama çok geç kaldık" diyor. Haklı da ama memleketin içinden geçtiği süreçlere verilen mücadelelere bakınca sıra uzay meselesine anca gelebildi diye düşündüm. Zira Rusya ve ABD 1961'de uzaya çıkarken, Türkiye Başbakan Menderes ve dava arkadaşlarını idam ediyordu. Astrofizikçi Dr. Umut Yıldız'ın Türkiye'ye dönüş kararını açıkladığı videonun altına bile işsiz kaldı, o yüzden dönüyor diye yorum yazanlar oldu. O da oturup "Benim süresiz sözleşmem var işsiz filan değilim" diye cevap yazma telaşına düştü. Yıldız'a tavsiyemiz zehirli zihinleri çok ciddiye almadan işine odaklanması. Zira Astronot Alper Gezeravcı'nın Uluslararası Uzay İstasyonu'ndaki görevini küçümseyenler bakış açısını değiştirir mi bilinmez ama biz doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam etmeliyiz. Gençlere ilham olacak, imkân olacak işlere imza atıyor olmamızı muhalif zihinler takdir etmese de birçok ülke gıpta ederek izliyor. Başta da komşumuz Yunanistan, İran, İsrail gibi ülkeler. Google'a yazın, yabancı medyada bir tur atın görürsünüz. Siz bakmayın "Ne işimiz var uzayda?" diyenlere. İstikbal uzayda...
Bu arada 24 TV Muhabiri Yağmur Yıldız'ın röportajını da buraya bırakıyorum.