Müziğin şiiri ve ezginin dansı

Hindistan’ın ünlü Bharatanatyam dansçısı Alarmel Valli, “Zubin Mehta yönettiğinde sadece muhteşem müzik duymuyorum, müziğin şiirini ve ezginin dansını derinden hissetmemi sağlıyor” demiş... Altmışlı yıllardan bu yana klasik müziğin dünya çapında en önemli yorumcularından biri olan Mehta, şimdi İstanbul’da!

İKSV 40. yıl kutlama etkinliklerini yarın akşam Zubin Mehta yönetimindeki Maggio Musicale Fioretino Orkestrası’nın Güher ve Süher Pekinel Kardeşler ile vereceği konserle kapatıyor. Haliç Kongre Merkezi’nde dünyaca ünlü piyano ikilimiz, Zubin Mehta’nın 1985 yılından bu yana yönettiği Maggio Musicale ile birlikte, Verdi’nin La Forza del Destino uvertürünü, Bartok’un İki Piyano, Vurmalılar ve Orkestra İçin Konçertosu ve Dvorak’in Re Minör 7. Senfoni’sini seslendirecek. Şanslı sanatseverlerin müziğin şiirini ve ezginin dansını hissetmemesi mümkün olmayacaktır herhalde!

TIME dergisi 19 Ocak 1968 tarihli kapağında Mehta’ya yer vermiş. Başlık: “The baton is passed to youth / Baton gençliğe geçti”. Yeni kuşak orkestra şefleri arasında Zubin Mehta’yı öne çıkarmış TIME... İsabetli bir kapak: Yarım asırdır Zubin Mehta’yı alkışlıyor dünyanın dört bir yanındaki müzikseverler! Nasıl alkışlamayalım? Öncelikle yaptığı müziğin yüksek kaliteli olmasına odaklanan, çok çalışkan, çok girişken bir şef Mehta!

***

Kemancı ve şef, Mumbai Senfoni Orkestrası’nın kurucusu babası Mehli Mehta’nın izinden giden genç Zubin, Viyana Müzik Akademisi’nde öğrenim gördü. 1958’de Liverpool Uluslararası Orkestra Yönetimi Yarışması’nı kazanarak dikkat çekti. Birkaç yıl içinde Viyana, Berlin, İsrail filarmoni orkestralarını yönetmişti bile! 

Mehta’nın kahramanı olduğu başarı öyküsünün bundan sonrası okurken başınızı döndürebilir: 1961’de Montreal Senfoni’nin müzik direktörlüğüne getirildi. Bir yıl sonra 1967’ye kadar sürdüreceği bu görevin yanı sıra Los Angeles Filarmoni’nin de müzik direktörü olmuştu. Opera şefliğine de 1963’te Montreal’de “Tosca” ile başladı. 1969’da İsrail Filarmoni’nin müzik danışmanı olarak göreve başladı. 1977’de direktörü oldu. 1978’de L.A.’den NY’a geldi ve 13 yıl boyunca New York Senfoni’yi yöneterek en uzun süreli şefi unvanını kazandı. 1981’de İsrail Filarmoni’nin Ömür Boyu Şefi olarak atandı. 1985’te Floransa’daki Maggio Musicale’nin başına getirildi. Bu arada dünyanın en önemli operalarında New York Metropolitan’da, Viyana Devlet Operası’nda, Londra Covent Garden’da, Milano La Scala’da operaları yönetiyordu! 1998 - 2006 yılları arasında Münih’teki Bavyera Devlet Operası’nın müzik direktörlüğünü yaptı. 2006’da ise Valencia’daki Kraliçe Sofia Sanat Sarayı’nın açılışının ardından burada her yıl düzenlenen Akdeniz Festivali’nin başkanı oldu.

Muhtemelen okurken yorulmuşsunuzdur. Bir de üstüne dünyanın dört bir yanında konserler veriyor, operalar yönetiyor. İspanya’dan, İsrail’den, Japonya’dan, Almanya’dan alanındaki en yüksek devlet nişanlarını aldı. Daha da önemlisi doğru bildiğinden ödün vermeden çalışan, dirençli ve inatçı bir müzik adamı olması. Zor bestelerin hakkından gelmesiyle tanınıyor.

***

Geniş kitlelerin zevkine hitap eden eserleri yönettiği, Roma Caracalla’daki ünlü üç tenor (Domingo, Carreras, Pavarotti) konseri ve Beijing’deki Yasak Şehir’de sahneye koyduğu “Turandot” operası gibi popüler etkinliklere imza attığı için müzik çevrelerinde eleştirildiği oldu. İzleyici faktörünü asla göz ardı etmiyor Zubin Mehta. Münih ve Viyana’da her gece salonların dolmasını önemsiyor. 

1956’da tanıştığı Daniel Barenboim en yakın arkadaşlarından biri. Nerede hayır için bir büyük müzik etkinliği varsa orkestranın şefi ikisinden biri olur mutlaka! Mehta, İsrail’deki Filistinli Arap gençlere müzik eğitimi veren bir proje başlattı. Ülkesi Hindistan’ın ise en büyük gurur ve ilham kaynaklarından biri. Mumbai’de 2002’de kaybettiği babasının adına bir vakıf kurdu.

İKSV’nin 40. yıl kutlamalarının finali muhteşem olacak!