Bu çocuk neden öldürüldü, bu narin çiçek neden solduruldu, kimler ve niçin yaptý? Cevapsýz sorular. Ortalýkta dolaþan söylentiler tatmin edici deðil. Þüpheliler, gözaltýlar var, ama henüz tam olarak bilmiyoruz neler olup bittiðini. Sadece akýl almaz bir cinayetle karþý karþýya olduðumuzu biliyoruz. Bütün bir ülke, dað taþ, insan, insan kalabilmiþ herkes, içten içe bu sorularý sorarak aðlýyor. Küçücük bedeni Narin'in, bir çuvala sýðmýþ ama üst üste sorular havsalaya sýðmýyor. Memlekete tam bir boðucu matem havasý hakim. Onu biliyoruz.
Cenazesi bulunup Adli Týp'a getirildikten sonra, elindeki bastonuyla yaþlý halasýný, koluna girmiþ birkaç kiþiyle birlikte "Diyarbekira þewitî"nin (Yanýp viran olasý Diyarbekir'in) Adli Týp'ýnýn kapýsýna doðru aðýt yaka yaka ilerlerken seyrettim ekranlarda.
"Narîna min lewo... Delala min lewo" (Narin'im yavrum... güzelim yavrum) diye diye gözyaþý döküyordu. Aðýt deðildi, daðý, taþý, Mêrgehmedi, Rasta Eli Gewroyu, Ziyareti, Hevseli, Sûka sipahiyaný, çarþýya þewitiyi, Dicleyi... yakýyordu. On gözlü köprü on çeþme olmuþ aðlýyordu adeta. Yürek, dað kapý olsa dayanmaz. Günlerdir herkes gibi ben de "amcalý... aðabeyli... anneli... babalý... komþulu " muhtemel suçlularýn, þüphelilerin adýnýn geçtiði bu akýl almaz, bu mide bulandýrýcý cinayetin etkisinden kurtulamýyorum. Bu akýl almaz cinayete bir izah getiremiyorum. Bu narin çiçeði kim kopardý hayattan ve niçin? diye düþünmekten vicdan yoruluyor. Gerçekten Narin, bazýlarýnýn dediði gibi "görmemesi gereken bir þey gördüðü için mi bu korkunç cinayete kurban gitti"? Gözlerin nasýl bir günah gördü Narin, bu korkunç cinayete sebep olacak? Nasýl bir alçaklýða þahit oldun ki gözlerinin nurunu söndürdüler? Hele katillerin amca kadar, aðabey kadar, komþu kadar yakýn olmasý ihtimali, vicdaný kahrýndan öldürecek gibi.
Cenaze namazýný kýldýran, komþu köyün imamý da bunu söylüyor zaten: "Þu anda bu musallada vicdanýmýz yatýyor..." Nasýl yer yarýlmaz, Kýrklar daðý içine girmez, hayret! Nasýl bakacak bundan sonra Ulu Caminin minarelerine Dað kapýnýn pirleri? Nasýl bakacaksýnýz akrabasý olmakla övünüp durduðunuz Mele Goranî'nin (Molla Gürani) yüzüne mahþer günü?
Nasýl ayaða kaldýracaðýz bu vicdaný? Ve asýl mesele, bir kere ölen vicdan bir daha dirilir mi?
Bir de nebbaþlar türedi daha ilk günden. Mezar soyguncularý. Kefen hýrsýzlarý. Cinayeti Ýslam'a, Kur'an kursuna, þu veya bu Ýslamî çevreye yýkmaya çalýþarak siyasi kazanç, ideolojik rant elde etmeyi uman arsýzlar.
Akþam saatlerinde izledim. Dem parti çevresinden bir grup, gösteri yapýyor Diyarbekir'de. "Katil Hizbullah, iþbirlikçi AKP" diye slogan atýyorlardý. Hizbullah derken Hüdapar'ý kast ediyorlardý. Sadece vicdan deðil musalla taþýnda yatan, akýl da göçüp gitmiþ bu diyardan, dedim. Ýnsanda ar olur, utanma olur, diyeceksin, ne gezer! Bir baþkasý "Narin, Kur'an kursundan çýktýktan sonra kaybolmuþ. Bütün Kur'an kurslarý kapatýlsýn" diye yazmýþ sosyal medya mecrasýnda. A be nadan, Ýlkokuldan çýktýktan sonra kaybolsaydý, bütün okullar mý kapatýlsýn diyecektin?
Ondan önce Ýsrail'le irtibatlý bir hesap yazmýþtý: Köy dindar, Hüda Par'lý... falan diye. Bir iþaret fiþeði gibi. Ortak düþman Ýslam'a saldýrý için iþte bir fýrsat der gibiydi.
Kimse düþünmüyordu, "Hizbullah" dedikleri örgütün (dediðim gibi Hüda-par çevresini kast ediyorlar) sekiz yaþýnda bir çocuðu öldürmesi için ne gibi bir motivasyonu olabilir? Dedikleri gibi "AKP" hangi saiklerle bu cinayette iþbirliði yapsýn? Düþünen yok. Ahlak sükut edince, akýl da devre dýþý kalýyor demek ki.
Ama o soru sorulacak "hangi günahtan dolayý öldürüldün" diye.