"Oldukça muhafazakâr görünen ve bir zamanlar Hizbullah ile anýlan bu köyde son seçimlerde 154 oyun 100'ünü AKP, 16'sýný HÜDAPAR, 3'ünü YRP, 2'sini Saadet almýþ. Geri kalan 32 oy ise DEM Parti'ye gitmiþ".
Bir paragrafta, bu verileri sýralayan meþhur bir gazeteci, arkasýndan da yine kendisi sonuç çýkarýyor. Ýþte buradan çýkardýðý sonuç:
"Hulisi Akar bu tabloya bakarak köyde eksik olanýn 'Allah korkusu' olduðunu hâlâ düþünüyor mu"?
Nasýl bir aþýrý yorum!
Narin'in öldürüldüðü köydeki siyasi parti oy oranlarýný veriyor ve arkasýndan da cinayeti de bu oranlarla doðrudan baðlantýlý bir þekilde düþünüyor. Ak Parti çok farkla en yüksek oy aldýðý için doðrudan cinayetle iliþkili gösteriliyor. Bu da yetmiyor. Oy oranlarý sýralamasý da çok ilginç. Alýnan oy çokluðuna göre sýralamanýn ikincisi 32 oy ile DEM'in yer almasý gerekirken onu en sona koymuþ. Bütün muhafazakâr partiler arka arkaya sýralanarak bir bütüne çevriliyor. DEM de en sonuna yerleþtirilerek etkisiz elemanmýþ gibi gösteriliyor. AK Parti ve arkasýndan gelen HÜDAPAR'ý suçla yakýnlýk iliþkisi açýsýndan okuyucunun önüne koymuþ oluyor!
Yazara göre bu bir "tablo". Sanki ciddi bir istatistik araþtýrmasý ve onun bilimsel yapýlanmasý varmýþ. Arayýþýna göre oluþturulan tabloya "bakýlmasýný" istiyor. Görünecek þey bellidir tabloda. Çünkü neyi istiyorsa ona göre bir görüntü üretiyor. Bu da yetmiyor. "Allah korkusu "nu da yerin dibine batýrýyor. Sahi yazar, bu cinayet grup aðýyla derinlikli mülakat mý yapmýþ? Onlarýn eylemleri ile Allah korkusu arasýnda nasýl bir korelasyon olduðunu araþtýrýp ortaya mý koymuþ?
Hayýr! Hiç birisini yapmamýþ. Yapmýþ algýsýný üretiyor. Bir emekli generale, savunma bakanlýðý yapmýþ bir þahsiyete "Allah korkusu"nun olup olmadýðýný soruyor. Hala vekillik yapan þahsiyet, doðal bir konuþma ortamýnda þahsi ve dini duygularýný gençlerle paylaþmýþ. Bir Müslüman için oldukça doðal olan bu duygular, nedense bu yazarlarý çýldýrtýyor.
Aslýnda yazar, hiçbir bilimsel temele ve akla dayanmayan bu mukayeselerle sonuca giderek Allah korkusunu da inkâr ediyor.
Allah korkusu, kendine göre "tablo" dediði verilerle örtük bir þekilde iliþkili hale getiriyor. O da Ak Parti ve diðer partilerin dindar olduklarý ve ona oy verenlerde oy korkusu olacaðý, ancak bunlar güya cinayeti iþledikleri için de Allah korkusunun iþe yaramadýðý iddiasýna dayanýyor. Nasýl dolaylý ve zorlama bir iliþki!
Daha suçlu veya suçlular belli deðil iken az bir veriyle nasýl da korkunç sonuçlara varýyor! Tam bir aþýrý yorum, algý üretimi, çarpýtma, þahsi düþünce ve yargýlarýyla insanlarýn inançlarýyla iliþkilerini yargýlama...
Müslüman olan kiþi hiç mi suç iþlemez? Elbette iþler. Müslüman da beþeri zafiyetleriyle kötülüðe her zaman açýk. O da yanlýþlar yapar ve suç iþleyebilir. Fakat yine de suç, onun Müslümanlýðýndan gelmez. Suç onun beþeri zafiyetinden, kötü insan olmasýndan gelir.
Allah korkusu, çok iþ görür. Ýnsaný kötülüðe karþý mesafeli yapar. Allahtan daha büyük gazap sahibi kim olabilir? Cehennemin sahibi kimdir? Toplumlarý büyük afetlerle cezalandýrarak yok edenin kendisi olduðunu Kuraný Kerimde anlatýyor. Cennet ve cehennemi yaratan, yargýlama gününe sahip olan da yine odur. Ama her muhafazakâr partiliden Allah korkusu olduðunu düþünmek de sadece aptallýktýr. Mümin, Allah korkusu taþýr. Allah korkusu onu haramdan zulümden, iftira atmaktan ve suç iþlemekten uzak tutar. Fakat Allah korkusu taþýmayanlar bunu beþeri kötü özellikleriyle yaparlar.
Bu gazeteci hep yapar bunlarý. Fakat sýcak sýcaðýna yaþanan ve toplumun gündemini oluþturan Narin olgusu üzerinde bunu nasýl yaptýðýný, birazcýk sosyoloji yaparak göstermeye çalýþtým.