Narkozlu maç!

Haftanýn en kritik ve en önemli maçýný heyecanla seyretmeye gittiðinizde; karþýnýza sinik-sönük bir mücadele çýkýnca, bütün hevesiniz kaçýyor.

Hem Trabzon hem F.Bahçe; maça risk almaktan korkan kontrollü bir futbolla baþladý. Gerçi sarý-lacivertliler; sahayý iyi parselliyor, rakibine kendi oyununu kabul ettiriyordu ama, futbol adýna yaratýcý zekadan eser yoktu. Koca bir 45 dakika, her iki taraf için de pozisyonsuz bitti. Bu mudur?

Trabzon'un neredeyse tüm kadrosu yeni... Üstelik tek idmanla maça çýkmýþlar. Bu durumda birbirlerini tamamlamalarý zaten mümkün deðil. Ýlk devrede hiç yoktular.

F.Bahçe ise; bildiðimiz, alýþtýðýmýz ve oturmuþ kadrosuyla sahadaydý. Ligdeki ilk maçýna çýkan Diego; çok yeni olmasýna raðmen, soðukkanlý tavrýyla yabancýlýk çekmedi. Ancak ilk yarýda tek þutla sýnýrlý kaldý. Üstelik ikili mücadelelerde kolay düþüyor. Olaylara karýþmaya hevesli...

Heyecansýz ve sakin ilk yarýnýn nadir iyilerinden biri, sakat haliyle oynayan Caner'di... Çokça sorumluluk aldý. Deli-fiþek sokuluþlarý, iyi ortalarý oldu. Frikiði auta gitti ama, etkili bir atýþ yaptý. Top nerdeyse köþeye takýlýyordu.

***

Neyse ki ikinci yarý, aklý baþýna nihayet gelmiþ takýmlarýn enerjisiyle baþladý. Trabzon iki pozisyon bulup, Mehmet Topal direkten dönünce; maç bir þeye benzemeye baþladý. Waris'in, kendisine harika bir açýyla gelen topa, kalenin iki metre önünde vurduðu kafa; acemi iþi bile deðil, komikti...

Yatabare'nin kötü vurduðu top da, daðlara-taþlara gitti.

Takýmýn liderliðini eline almak istediði açýkça görülen Diego; sorumluluk alanýný geniþletti, duruma el koydu. Daha bir toparlanmýþtý. Emre Belözoðlu ise, kendisine sýkça yapýlan faullere; geçmiþte sergilediði haþin karþý koyuþ ve itiraz modunda deðildi.

Nispeten hoþgörülüydü.