Baþlýk þu: “Ýdam kararlarýnda Türkiye’nin rolü.”
Yazarýmýz böyle bir rol oynandýðýndan emin.
Yazarýmýz Ali Bulaç. Mekan, Zaman gazetesi.
Allah, Allaaah. Allah Allaaah.
Ýnanýlmaz deðil mi? Bu kadarý olmaz deðil mi?
Ýnanmýyorsanýz okuyun:
“Mýsýr’ý askeri darbeye götüren geliþmelerden en önemli olaný Türkiye’nin Ýhvan yönetimindeki Mýsýr’la kurmaya çalýþtýðý iliþki biçimi oldu. Türkiye, Ýhvan’ýn seçimleri kazanmasýyla öyle bir hava estirdi ki, sanki Mýsýr’ýn önderliðinde Arap âlemi Türkiye’nin kontrolüne geçti; bölgenin tamamýný içine alacak “Yeni Osmanlý imparatorluðu” kurulmasýna ramak kaldý. Buna tuz biber eken son geliþme darbeden iki ay önce Mursi’nin Türkiye ziyareti sýrasýnda Türkiye ve Mýsýr ortaklaþa ordu kurup Suriye’ye müdahale edip Esed’i devirecekleri yolunda çýkan haberler oldu. Maalesef Türkiye’nin bölgeye iliþkin cehaleti, gemlenemez ihtiraslarý, Ýhvan’ý yanlýþ yönlendirmesi ve “Yeni Osmanlýcýlýk” adý altýnda hortlayan Ýttihatçýlýðý Mýsýr ve Suriye’nin bu hale gelmesinde rol oynadý, bölgeye felaket getirdi.”
Sonrasý da var:
“Bundan sonra Ortadoðu’yu hakiki manada dönüþtürmeye aday bütün Ýslami hareket ve oluþumlarýn sistemli bir biçimde tasfiye edilmeleri süreci baþladý. Türkiye’nin dahil olduðu bu musibetlerle dolu süreçten þimdilik sadece Tunuslu Müslümanlar kendilerini kýsmen koruyabilmektedirler. Bölgede sadece Ýhvan deðil, Ýslami hareketler idam edilmek isteniyor.” (21 Mayýs 2015)
Birinci paragraf, adeta Mursi’yi yargýlayanlarýn gerekçelerinin Türkiye’ye ve Tayyip Erdoðan’a uyarlanmýþ halini andýrýyor. Ne diyeyim Ali Bulaç Bey’e ki? Böylesine gönüllü bir “Savcýlýk” yakýþýyor mu dünlerin “Ýslamcý” Ali Bulaç’ýna?
Önceki paragraflarda bizzat kendisi yazmýþ Mursi’ye idam cezasý veren Sisi hukukunun gerekçelerini. Ýþte þöyle:
“Mursi ve arkadaþlarýnýn idamýný isteyen savcýlarýn öne sürdüðü iddialara ve Mýsýr medyasýnda yer alan haberlere göre Mursi, Mýsýr’ýn genel ulusal çýkarlarý aleyhine olmak üzere Türkiye ile iliþkiler içine girmiþtir. Yurtdýþý iki baðlantýsý önemli (!) suç delili olarak öne sürülmektedir. Bunlardan biri Gazze’de Hamas’la, diðeri Türkiye ile iliþki kurmasý. Yine iddiaya göre darbe ihtimalinin belirmesi üzerine oðlunu Türkiye’ye gönderen Mursi, Türkiye’den “direnin” talimatýný almýþtýr. Ýstihbarat generali Azeb’e göre, Ýhvan üyelerinin yattýðý hapishane baskýnýný Türkiye ve Hamas ortaklaþa planlamýþlardýr.”
“Bu iddialarýn Ýhvan mahkumlarýna idam ve müebbet hapis cezalarý verilmesi için öne sürülmüþ uydurma þeyler olduðunu düþünebiliriz. Nitekim Ýhvan’a verilen aðýr cezalar da bu fiillerden dolayý deðil, bunlarýn tamamý birer bahane, yukarýdan direktif alan yargýnýn kendini hukukla iliþkilendirmeye çalýþtýðý bir pamuk ipliði. Asýl zamirde yatan sebep baþka!”
Bulaç sonra “....Bu suçlamalarýn ciddiye alýnýr bir yaný yok. Mursi’nin Ýhvan’dan talimat aldýðý kesin deðil; Ýhvan Mýsýr’ýn zararýna çalýþan bir cemaat deðil; Mursi kendi programýný baþkalarýna zorla uygulatacak zamana sahip olmadý” da diyor. Yani cinayet mahkemesinin bütün malzemelerine karþý çýkýyor.
Ama...
Burada, Mursi’ye ve Ýhvan’a yönelik tüm suçlamalarýn Sisi yönetiminin tezgahý olduðunu yazan Bulaç, sonra bu suçlamalarý alýp Türkiye’nin üzerine giydiriyor. Malzemeyi de Sisi yargýsýndan ve medyasýndan devþirerek.
Nasýl bir iþ bu Ali Bey?
Bulaç’ýn yazýsýnýn son cümlesi “Bölgede sadece Ýhvan deðil, Ýslami hareketler idam edilmek isteniyor” þeklinde. Bu tespiti doðru olabilir.
Ama Ali Bulaç Bey burada biraz akýl yürütse, uluslararasý odaklarda “islami hareketlere yönelik idam duygusu”nun öncelikle Erdoðan’a karþý geliþtirildiðini çok net görecek. Ve maalesef þu andaki kendi çizgisinin ve bu çizgide yer almanýn sebebi olan Camiaya verilen misyonun bu olduðunu da görecek. Çok yazýk.