Nasýl onaracaðýnýzý bilmiyorsanýz, bozmaktan vazgeçin!

Malum, seçim öncesi son yazý…

Siyasetten bahsetmek, oy tahminleri yapmak ya da seçim sonuçlarý için alternatif senaryolar konuþmak mümkün.

Ama bu seçiminden, seçimin sonucundan öteye geçip, bu ülkenin geleceðini, dünyanýn geleceðini de artýk konuþmaya baþlamanýn zamaný geldi de geçiyor.

Aþaðýda 12 yaþýnda bir çocuðun mektubunu göreceksiniz. Bütün siyasilerin, bütün öðretmenlerin, bütün anne-babalarýn okumalý.

Okuyun, okutun, çevremizde ulaþabildiðimiz herkesten sorumluyuz, unutmayýn..

Artýk münakaþa deðil, müzakere zamaný.

Artýk didiþme deðil, yürüme zamaný.

Artýk dünün deðil, yarýnýn zamaný.

***

Yýl 1992.

Yer Birleþmiþ Milletler Dünya Zirvesi, Rio de Janerio.

O tarihte 12 yaþýnda olan Kanadalý Severn Suzuki üç arkadaþýyla birlikte para toplayýp toplantýya katýlmaya karar verir.

Küçük kýzýn bu özgüveni çok beðenilir ve ona bir konuþma hakký tanýnýr.

Severn Suzuki alýr mikrofunu eline ve çok önemli bir konuþma yapra. Suzuki yaptýðý bu konuþma ile "dünyayý beþ dakikalýðýna susturan çocuk" olarak tarihe geçer.

***

“Merhabalar, ben Severn Suzuki, Çevresel Çocuk Organizasyonu (ECO) adýna konuþuyorum.

Biz Kanada'dan 12 ve 13 yaþ grubunda olan çocuklarýz ve bir fark yaratmaya çalýþýyoruz; Vanessa Suttie, Morgan Geisler, Michelle Quig ve ben. Buraya gelmek için gerekli parayý kendimiz topladýk ve beþ bin millik yolu, siz yetiþkinlere, yöntemlerinizi deðiþtirmeniz gerektiðini söylemek için geldik.

Buraya hiçbir gizli amacým olmadan geldim. Ben geleceðim için mücadele ediyorum.

Benim geleceðimi kaybetmem, bir seçimi kaybetmek gibi bir þey deðil. Ya da stok piyasasýnda birkaç puan kaybetmek deðil. Ben burada bütün gelecek nesiller için konuþuyorum.

Ben dünyanýn her tarafýnda çýðlýklarý duyulmayan ve açlýktan ölmek üzere olan çocuklar için konuþuyorum.

Ben dünyanýn üzerinde gidecek baþka yerleri kalmadýðý için ölmekte olan sayýsýz hayvan adýna konuþuyorum.

Ben þimdi gün ýþýðýna çýkmaya korkuyorum, çünkü ozonda delikler var. Havayý ciðerlerime çekerken korkuyorum çünkü içinde hangi kimyasallar var bilmiyorum. Eskiden Vancouver’da babamla balýða giderdik. Birkaç yýl önce her tarafý kanserli bir balýk bulduk. Ve þimdi gezegenimizdeki hayvanlarýn teker teker soylarýnýn tükendiðini öðreniyoruz. Sonsuza kadar yok oluyorlar.

Hayat sürem içinde, sürüler halinde dolaþan vahþi hayvanlarý görebilmeyi düþlüyorum. Yabani kuþlarý ve kelebeklerle dolu yaðmur ormanlarýný...Fakat þimdi merak ediyorum bunlar benim çocuklarýmýn görebileceði zamana kadar bile dayanabilecekler mi?

Benim yaþlarýmdayken böyle küçük þeyler için endiþelenmek zorunda kaldýnýz mý? Bütün bunlar þimdi gözlerimizin önünde oluyor ve bizler, sanki elimizde sýnýrsýz çözüm olanaðý ve sýnýrsýz zaman varmýþ gibi davranýyoruz. Ben sadece bir çocuðum ve bütün çözümlere tabii ki sahip deðilim. Fakat farkýna varmanýzý istiyorum ki bütün çözümlere siz de sahip deðilsiniz:

· Ozon katmanýndaki deliði nasýl onaracaðýnýzý bilmiyorsunuz.

· Su akýmý öldüðünde Somon balýðýný nasýl geri getireceðinizi bilmiyorsunuz.

· Þimdi soyu tükenmiþ olan hayvanlarý nasýl geri getireceðinizi bilmiyorsunuz.

· Þimdi yerlerinde koca çöllerin olduðu ormanlarý nasýl geri getireceðinizi bilmiyorsunuz.

Madem nasýl onaracaðýnýzý bilmiyorsunuz, o halde lütfen bozmaktan vazgeçin!

Burada hükümetlerinizin temsilcileri olabilirsiniz, iþ adamlarý, organizasyoncular, gazeteciler ya da politikacýlar; fakat gerçekte siz annelersiniz ve babalarsýnýz, teyzelersiniz, amcalarsýnýz ve hepiniz birilerinin çocuklarýsýnýz.

Ben hala bir çocuðum ama biliyorum ki hepimiz ailenin bir parçasýyýz, 5 milyar gücünde daha geniþ bakacak olursak 30 milyon tür gücünde ve hepimiz ayný havayý paylaþýyoruz, ayný suyu ve topraklarý. Sýnýrlar ve hükümetler bunu asla deðiþtiremez.

Ben hala bir çocuðum ama burada ayný þeyin içinde olduðumuzu biliyorum ve tek bir dünya gibi tek bir amaca doðru ilerlememiz gerekir.

Kýzgýn olsam da kör deðilim, korku içinde olsam da dünyaya nasýl hissettiðimi söylemekten korkmuyorum.

Benim ülkemde çok fazla israf var. Satýn alýyoruz ve atýyoruz, satýn al ve at gitsin ve kuzey ülkeleri henüz yoksul olanlarla paylaþmýyor. Ýhtiyacýmýzdan fazlasýna sahip olmamýza raðmen, zenginliðimizin bir miktarýný kaybetmekten korkuyoruz.

Paylaþmaktan korkuyoruz...

Kanada’da ayrýcalýklý bir yaþam sürüyoruz. Çokca yiyeceðimiz, suyumuz ve barýnaðýmýz var. Saatlerimiz, bisikletlerimiz, bilgisayarlarýmýz ve televizyonlarýmýz var. Bu listeyi bitirmek iki gün alabilir.”

Ýki gün önce burada Brezilya’da, sokakta yaþayan çocuklarla birlikte vakit geçirdik ve gerçekten þok olduk. Bu çocuklardan bir tanesi þöyle dedi: “Keþke zengin olsaydým. Eðer zengin olsaydým, bu sokaklarda yaþayan bütün çocuklara yiyecek, elbise, ilaç, sýðýnacak bir çatý, sevgi ve þefkat verebilirdim…”

Sokakta yaþayan ve hiçbir þeyi olmayan benim yaþýmdaki bir çocuk paylaþmaya bu denli gönüllüyse, neden biz her þeye sahip olanlar hala bu kadar açgözlüyüz?

Benimle ayný yaþta olan bu çocuklarý düþünmekten kendimi alýkoyamýyorum, nerede doðmuþ olduðunuz nasýl da büyük farklar yaratýyor. Ben de onlardan birisi olabilirdim, Rio'nun Favellas bölgesinde yaþayanlardan. Ya da Somali'de açlýktan ölmek üzere olanlardan birisi olabilirdim. Ortadoðu’da savaþ kurbaný olanlardan birisi veya Hindistan'da bir dilenci...

Ben henüz sadece bir çocuðum, ama savaþlar için harcanan onca para yoksulluðun ve çevresel çözümlerin bulunmasýnda kullanýlsa, dünyanýn nasýl harika bir yer olabileceðini biliyorum.

Okullarda, hatta anaokullarýnda bile bize nasýl davranacaðýmýzý öðretiyorsunuz:

· Diðerleriyle kavga etmeyin,

· Çalýþkan olun,

· Diðerlerine karþý saygýlý olun,

· Daðýttýðýnýzý toplayýn,

· Diðer canlýlara zarar vermeyin,

· Paylaþýn, açgözlü olmayýn.

Peki madem öyle, bize yapmamamýzý söylediðiniz þeyleri neden sizler yapýyorsunuz?

Bu toplantýya katýlan sizler sakýn unutmayýn bunu kimler için yaptýðýnýzý, bizler sizin kendi çocuklarýnýzýz. Nasýl bir dünyada yetiþeceðimize sizler karar veriyorsunuz. Ebeveynler çocuklarýný rahatlatabilmek için "Her þey güzel olacak" diyebilmeli ve "Elimizden gelenin en iyisini yapýyoruz" ve bir de "bu dünyanýn sonu deðil"...

Ama artýk bunlarý söyleyebileceðinizi sanmýyorum. Sizin öncelikler listenizde bile yer alabiliyor muyuz?

Babam her zaman "Sen yaptýðýn þeysin, söylediðin deðil" der ve sizin yaptýklarýnýz geceleri beni aðlatýyor.

Siz yetiþkinler bizleri sevdiðinizi söylüyorsunuz. Size meydan okuyorum, lütfen yaptýklarýnýz sözlerinizi yansýtsýn…

Teþekkürler.”