(Dünkü yazýda, ‘NATO’nun kuruluþunun 70. yýlý münasebetiyle, o yapýlanmayý gerekli kýlan tarihî hadiselere deðinilmiþti; devam edelim.)
***
Evet, 8 Mayýs 1945 günü, Almanya’nýn teslimiyeti ile savaþ, 2. Dünya Savaþý’nýn Avrupa cephesinde bitmiþti. Amerika ve bütün Batý Avrupa, zafer þenlikleri içindeyken, Stalin, savaþýn baþýnda Hitler’le anlaþarak yuttuðu Doðu Avrupa ve Baltýk ülkelerinden sonra þimdi de, Almanya’nýn doðusunu yutuyordu.
Amerika, biraz uyanýr gibi olmuþtu. Stalin’i de gölgede býrakacak bir karþý hamle ile en üstün güç olduðunun tartýþýlmazlýðýný dünyaya göstermek için, 5-8 Aðustos günleri Japonya’nýn Hiroþima ve Nagazaki þehirlerine iki atom bombasý atýp yüzbinlerce sivil insaný kavurarak, savaþý Uzak Doðu’da da bitirmiþti. Gerçekte ise o korkunç silah ile teslim alýnan bütün dünya idi.
Evet, ‘nasyonal sosyalizm’ çökertilmiþti; ama þimdi, kapitalist emperyalizmin karþýsýna komünist emperyalizm dikilmiþ, Winston Churchill’in deyimiyle bir ‘demirperde’ çekilmiþ ve bir ‘Soðuk Savaþ’ baþlamýþtý. Artýk, bir tarafta, B. Amerika; karþýsýnda ise, Sovyet Rusya vardý. Ve Stalin bütün Orta ve Doðu Avrupa ülkeleri ve Balkanlar’da, yerli komünistler eliyle kukla rejimler kurmayý sürdürüyordu.
***
Ýþte o zaman, komünizmin ilerlemesini durdurmak için, 30 Kasým 1949 günü, ‘Kuzey Atlantik Antlaþmasý Teþkilatý’ demek olan (North Atlantic Treathy Organisation) ve bu kelimelerin baþ harfleri esas alýnarak NATO doðdu.
25 yýl süreli bir antlaþma idi bu.. 25 yýl sonunda ayrýlmak istemeyenler devam edeceklerdi. B. Amerika aslî beyin ve karar merkeziydi.
***
Ama, bu arada, Stalin, Türkiye’ye de 1946’da, bir ültimatom vererek ‘Boðazlarda ve Kars, Ardahan üzerine yeni düzenlemeler’ isteyince Ýsmet Ýnönü, bu isteði reddederek, gönderdiði gizli cevabî notada, ‘Türk halkýnýn vatanýna karþý vazifesini yerine getirmediði bir örnek yoktur’ dedi. Ama ‘Bu gizli cevabî notadan büyük dostumuz B. Amerika da haberdâr edilmiþtir’ demeyi de ihmal etmedi.
Amerika kendisine sýðýnan Türkiye’yi gördü. Amerika’nýn savaþtaki ünlü zýrhlýsý savaþ gemisi Missouri, o sýrada Amerika’da ölen Türkiye büyükelçisinin cenazesini getirmek bahanesiyle Ýstanbul’a gönderildi. O gün resmî tatil ilân edildi; yüzbinler sokaklarda Sovyet Rusya’ya karþý gösteriler yaptýlar, ‘Amerikan muhabbeti’ de böyle baþladý.
Ama Türkiye’nin bedel ödemesi lâzýmdý. Nitekim, Kore yarýmadasý Kuzey veGüney diye bölünüp, komünistlerle kapitalistler arasýnda savaþ çýkýnca. Türkiye de 1952’de binlerce asker gönderdi Kore’ye ve binlerce kurban verdi ve nihayet Türkiye 1953 yýlýnda NATO’ya alýndý.
‘NATO, Hristiyan ülkeler arasý bir ittifaktýr’ diyen Avrupalýlara, Türkiye yöneticileri, ‘Halkýmýz evet, Müslümandýr, ama rejimimiz laiktir’ diye taahhütlerde bulundular.
Cumhurbaþkaný Celâl Bayar, 1954’de Ýsmet Ýnönü’yle görüþürken, ‘Paþam, NATO’ya girmekte geç bile kalmýþýz’ deyince; Ýnönü’nün, ‘Celâl Bey, aldýlar da mý girmedik?’ demesi meþhurdur.
***
Sovyetler Birliði 1990’da daðýldýðýnda Doðu Avrupa’daki komünist rejimler de birer birer devrildi ve NATO’ya karþý 1955’de kurulan Varþova Paktý da daðýldý.
O zaman, ‘Avrupa artýk kendi savunma ordusunu kurmalýdýr’ fikri ortaya atýldý. Ama 1991’de Napoli’de toplanan NATO Zirvesi’nde, Amerikan Baþkaný (Baba) Bush, ‘Avrupa’yý savaþta biz kurtardýk ve biz kurduk, asla çekilmeyeceðiz!’ deyince konu kapandý.
Þimdi, Fransa Baþkaný Macron, NATO’nun ‘beyin ölümü gerçekleþti’ diyor. Fransa, 1966’da General De Gaulle tarafýndan NATO’nun askerî kanadýndan çekilmiþ ama 2009’da N. Sarkozy döneminde yeniden dönmüþtü NATO’ya..
***
Ve þimdi Avrupa’nýn güçlü ordularý yok. Türkiye, Amerika’dan sonra en güçlü ikinci orduya sahip ve Fransa hariç, diðer Avrupa ülkeleri, ‘NATO’nun jandarmasý’ olarak gördükleri için, ‘Türkiyesiz kendimizi koruyamayýz’ diyorlar.
Meselenin özü bu…