NATO zirvesi: Türk dýþ politikasý için fýrsatlarýn tespiti

Yeni sistem devreye girer girmez, Baþkan ve iktidar ekibinin hýzla gündeme yoðunlaþacaklarý anlaþýlýyor. Türkiye ile ilgili üretilecek politikalarýn büyük kýsmý doðrudan ülke içine ait olacak. Dolayýsýyla reform ekibi, öncelikle içerideki sorunlara el atacak. Ancak Türkiye’yi ilgilendiren sorunlarýn hepsi içerideki geliþmelerden kaynaklanmýyor. 

Dünyadaki her geliþme, doðrudan Türkiye’yi; Türkiye’deki her geliþme de küresel yapýnýn alt sistemlerini etkiliyor. ABD’nin Ýran yaptýrýmlarý, Çin ile süregiden anlaþmazlýklar, Avrupa ile yaþanan ticaret savaþlarý küresel geliþmelerin ana çerçevesini çiziyor. Bu konulardaki her geliþme doðrudan ya da dolaylý olarak Türkiye’nin ekonomisini, güvenliðini, dolayýsýyla geleceðini etkileyecek nitelikte. 

Söz konusu tablo içinde, yeni kadrolarý bekleyen en temel konulardan birisi Rusya. Zira, ABD’nin Çin, Avrupa ülkeleri ya da diðer birçok ülkeye karþý politikalarý açýkken Rusya politikasý net deðil. Bu da Rusya ile iliþkileri olan birçok ülkenin karar almasýný zor hale getiriyor. 

  

Rusya sorunsalý

Rusya-ABD iliþkileri, dünyanýn kaderi olarak görülebilir ve bu durum NATO zirvelerindeki tartýþmalardan rahatça izlenebilir. NATO’nun Doðu Avrupalý ortaklarýna göre, Rusya hala büyük bir tehdit. Bu nedenle Avrupa savunmasýnda ABD’nin elini çekmemesi ve koruma iþlevini sürdürmesi gerekiyor. 

Baltýk’ta yeni bir NATO tümeni kurulacak olmasý bu beklentiyle iliþkilendirilebilir. Ancak esas mesele, NATO ile Rusya’nýn Arktik Bölgesi’nde girdikleri mücadele. Dolayýsýyla ABD’nin Baltýklardaki faaliyetlerini artýrmasýnýn nedeni, doðrudan Avrupa’nýn Doðu’sunu Rusya’dan korumak olmayabilir. ABD için Rusya Kuzey Kutup bölgesinde doðrudan, Karadeniz ve Akdeniz’de ise yarý doðrudan bir muhatap. Buralarda müttefiklerinin sorumluluk almasýný istiyor. Hal böyle olunca, Avrupa’nýn “göçmenler” dýþýna çýkýp gerçek dost ve düþmanlarýný belirlemesi  bekleniyor. 

Avrupa koruma istiyorsa, masrafýna da katlanmalý diyen ABD, savunma harcamalarýný artýrmak istemeyen NATO üyelerine baþka bir seçenek sunuyor. Seçenek, ABD’nin Avrupa’yý korumaya devam etmesi karþýlýðýnda AB’nin ABD ekonomisine boyun eðmesi. 

 

Avrupa sorunsalý  

NATO’daki hemen tüm tartýþmalarýn özü, ABD’nin Avrupa’yý razý ettirme çabasý olarak görülebilir. Bu durumda ABD’nin Rusya’yý Avrupa için tehdit olarak gösterdiði, ama aslýnda pek de öyle görmediði düþünülebilir. 

Meselenin Türkiye açýsýndan önemi ise ABD’nin benzer bir tutumu Türkiye’ye karþý da kullanmasý. ABD, bir yandan Rusya’nýn Türkiye’yi NATO’dan koparmaya çalýþtýðýný ileri sürüyor; öte yandan Avrupa’ya dönüp bu durum sizin yüzünüzden diyor. PKK’ya verdiði desteði de, “Türkiye savruldu, bölgede yeni müttefiklere ihtiyaç vardý” diye açýklýyor. 

Söz konusu koþullarda Türkiye’nin NATO ittifakýndaki pozisyonunu güçlendirecek adýmlar atmasý bekleniyor olabilir; buna ihtiyaç da var. Ayrýca, ABD, Rusya ya da Avrupa ülkelerinin Türkiye’ye ne dediklerine bakarak politika üretmek kadar, onlarýn birbirlerine ne dediklerine bakarak da karar vermek önemli. Diðer oyuncularýn birbirlerine ne sunduklarý, birbirlerini kibarca neyle tehdit ettiklerini izlemenin en verimli mekaný ise NATO. 

NATO zirvesinde Baþkan’ýn ikili görüþmeleri son derece yaþamsal. Ancak, baþkalarýnýn ikili görüþmelerinin de izlenmesi gerekiyor. Küresel sistemdeki gerginlikler ve büyük güçlerin stratejik sýkýþmýþlýklarý söz konusuyken bu NATO zirvesinin yeni politikalar üretmek için deðerli fýrsatlar sunduðu söylenebilir.