NATO Zirvesi

Birleþik Krallýða baðlý Ýskoçya’da ayrýlma referandumu yaklaþýrken, Galler gölgesinde NATO zirvesi gerçekleþiyor. Ýngilizler, zirvenin referandum sonuçlarýna etki etmesini hesaplamýþlar mýdýr bilinmez, ancak fýrsatý kaçýrmayacaklardýr. Fýrsat, Rusya’nýn hala nasýl büyük bir tehdit olduðunun hatýrlatýlmasý. Madem Rusya büyük bir tehdit, madem Ukrayna’yý Batý’ya kaptýrmama konusunda ýsrarlý, o zaman bu politikasýný baþka yerlerde de uygulayabilir.

Bu anlayýþýn NATO zirvesinin zemini olduðu söylenmeli. Rusya’ya karþý olan güvensizlik, Avrupa’nýn doðusunun askeri olarak güçlendirilmesini meþru ve hatta zorunlu görmeyi kolaylaþtýrýyor.

Rusya’ya karþý NATO’nun öncelikli hedefi Doðu Avrupa ve Baltýk ülkelerine askeri yýðýnak yapýlmasý. Söz konusu ülkeler dünden razý, dolayýsýyla bir sorun yok. Ancak Rusya’nýn AB ve NATO üyesi ülkeleri hedefine koyacaðý nereden belli? O açýk deðil.

Anlaþýlan ABD, Doðu Avrupa ülkeleri üzerindeki etkinliðini Rusya sayesinde arttýrma beklentisinde; yani baþka oyuncularýn bu bölgede etkili olmasýný katiyen istemiyor.

Ukrayna maddesi

NATO’nun ikinci hedefi, Ukrayna krizinde gerilimin düþürülmesi. Bu, ancak Ukrayna’nýn NATO’ya alýnmasýnýn ertelendiði konusunda Rusya’nýn ikna edilmesine baðlý. Madem ki ateþkes görüþmeleri yapýlýyor, demek ki Putin kýsmen ikna olmuþ. Ancak anlaþýldýðý kadarýyla Ukrayna olmamýþ.

Ukrayna devlet baþkaný ýsrarla ateþkes görüþmelerinin Rusya ile yürütüldüðünü söylerken Rusya savaþan taraf kendisi olmadýðý için doðrudan muhatap da olamayacaðýný ifade ediyor. Yani Rusya, týpký NATO gibi, ateþkes saðlayacak oyuncu pozisyonunda kalmayý isterken Ukrayna onu savaþan konumunda göstermek istiyor.

Ukrayna deneyimsiz bir tutum içinde, zira NATO da Rusya’yý savaþan taraf olarak görme eðiliminde deðil. Ukrayna konusunda bal gibi taraf olsa da, onu savaþan ilan etmek Rusya-NATO savaþýný da ilan etmek olur. Oysa amaç Rusya ile savaþmak deðil, pazarlýk yapmak.

NATO zirvesi, pazarlýklarýn genel çerçevesinin çizildiðini, ayrýntýlarýn da liderlere býrakýldýðý anlamýna geliyor. Özetle, Ukrayna Krizi’nde Rusya ile ABD’nin anlaþtýðýný, Batý’nýn Ukrayna’nýn yakasýný býrakacaðýný söyleyebiliriz. NATO, Ukrayna’nýn arkasýnda olduðunu açýklasa da aslýnda bunu Batý’ya çekilerek yapmýþ olacak.

IÞÝD maddesi

Zemin bu uzlaþmaya dayanýyor, ancak Avrupa-Rusya iliþkilerinin kývamý pazarlýða baðlanmýþ durumda. ABD, Rusya-Avrupa baðýnýn zayýflatýlmasýnda gayet ýsrarlý; karþýlýðýnda da Rusya’nýn desteklediði rejimlerin Ortadoðu’da kalmalarý saðlanacak gibi.

Pazarlýklara Ortadoðu’nun da dahil olduðunu NATO zirvesinde IÞÝD konusunun ele alýnacaðýndan anlýyoruz. IÞÝD ile mücadele konusunda mutabakat saðlanmýþ da nasýl yapýlacaðý konusunda kararlar alýnacak. Bu durumda IÞÝD’le mücadele edecek güçler arasýna Avrupa ülkelerinin de dahil olmasýna ihtiyaç var. Avrupa’nýn elinden Rusya alýnýnca yerine bir þeyler vermek gerekebilir.

Ýþte en kritik nokta burada. Zira ÝÞID’le mücadele ittifaký, Ortadoðu’da faaliyet gösteren bazý Avrupa devletlerinin dýþarýda, bazýlarýnýn da içeride kalmalarý anlamýna gelecek. Türkiye’yi dýþarýda býrakanlarýn dýþlanmasý söz konusu olacaðýndan, Türkiye’nin de yeniden ‘içeride’ olmasý beklenecek; tabi dolaylý olarak. Dolaylý giriþimlerden birisi ve en yaþamsal olaný Çözüm Süreci. Diðerleri ise sýnýr denetimleri ve mücadele ittifakýna lojistik destek.

NATO zirvesinde tam da kim ne kadar ne verebilir, onlar görüþülüyor; her katkýnýn bir maliyeti var onlar tartýþýlýyor. Türkiye’nin eli güçlü, zira ‘dinlendiði’ ortaya çýktýðý için pazarlýklarý yukarýdan kesebilir. Ama Merkel’le Obama neyi görüþür, iþte esas mesele burada.