Antalya’da gerçekleþen NATO Dýþiþleri Bakanlarý toplantýsý, NATO’nun gelecekteki faaliyetleri hakkýnda genel bir çerçeve sundu. En somut vurgu da Afganistan’daki faaliyetlerin “Geniþletilmiþ Sürekli Ortaklýk” adý altýnda 2016’da da devam edeceðine yapýldý.
“Geniþletilmiþ Sürekli Ortaklýk” kavramý, Afganistan’daki misyonun Rusya’yý dýþlamayan bir faaliyet olduðunu ortaya koyarken ayný zamanda yerel ve bölgesel oyuncularýn bundan böyle Afganistan’da istikrarýn saðlanmasýnda daha fazla rol alacaklarýný ima ediyor. Bununla birlikte toplantýda söz alan Afganistan Dýþiþleri Bakaný Rabbani’nin sözlerine bakýlýrsa, esas sorun NATO’nun misyonunu sürdürüp sürdürmemesine yönelik ilkesel tutumlarda deðil; misyonun NATO üyelerine olan maliyeti.
Afganistan konusunda NATO’nun mali fedakarlýða hangi üyeleriyle ve hangi oranda katýlmaya devam edecekleri ve mali yükü NATO üyesi olmayan hangi ülkelerle paylaþacaklarý sorularýnýn yanýtlarý, 2016 Varþova toplantýsýna býrakýldý. Kýsacasý bu yaþamsal konuda pek yol alýnamadý; daha çok bu maliyetin NATO dýþý ülkelerle paylaþýlmasý mümkün mü, bu tartýþýldý.
Diðer baþlýklar
Antalya toplantýsýnda ele alýnan diðer konularý ise kabaca Ukrayna, Suriye ve IÞÝD sorunlarý olarak özetlemek mümkün.
Suriye, Ortadoðu’da istikrar, IÞÝD de uluslararasý terörizm konularýyla iliþkilendirilmekte. Bu çerçevede NATO’nun genel yaklaþýmý bakýmýndan bu iki konu, birbirlerinden ayrý ele alýnma eðiliminde. Söz konusu eðilim, önce IÞÝD ile mücadele, sonra Suriye’deki yönetim zafiyetini çözme türünden bir yol haritasýna iþaret ediyor.
Anlaþýldýðý kadarýyla baþýný Türkiye’nin çektiði bir grup NATO üyesi devlet ise, bu iki sorunun katiyen ayrýlabilir olmadýðýný, çözüm arayýþlarýný eþ zamanlý bir planlamayla ele alýnmasý gerektiðini savunuyor. Muhtemelen, yapýlan tüm görüþmelerde “terörizmle” mücadele konusunda herkes hem fikir olduðunu dile getirmiþtir. Ancak “terörle” nasýl mücadele edileceði konusunda tüm NATO üyelerinin ayný yöntemlerde anlaþmamýþ olduklarý tahmin edilebilir.
Benzer biçimde, Suriye’nin gelecekteki siyasi yapýsý hakkýnda da üyeler arasýnda farklýlýklar olduðunu, birden fazla modelin ileri sürüldüðünü söylemek zor olmaz.
Bununla birlikte, esas olarak Suriye konusunun gelip Rusya-ABD iliþkilerine dayandýðý bu toplantýda açýkça ilan edilmiþ durumda; bu da bir þey.
Esas baþlýk
ABD Dýþiþleri Bakaný Kerry’nin konuþmasý, Ukrayna ve Suriye sorunlarý nedeniyle Rus-Amerikan iliþkilerinin fazlasýyla gerildiðini ve sorunlarýn çözümü için öncelikle bu gerilimin düþürülmesi gerektiðine iþaret ediyordu. Kerry, gerilimi düþürme yönteminin yüz yüze görüþme olduðunu söyledi.
Bu, NATO toplantýsýnýn hemen öncesinde Kerry’nin yaptýðý görüþmeleri ifade ediyordu. Suriye, IÞÝD ve Afganistan konularýnda Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri ile yaptýðý görüþmeler ile Putin’le Rusya’da bir araya gelmesi, “yüz yüze” konuþma giriþiminin baþladýðýnýn iþaretiydi.
Kerry, bu ikili görüþmeleri yaparak, ABD’nin iki konudaki tutumunu NATO müttefiklerine bir anlamda beyan etti. Birinci tutum, sorunlarýn çözümünde rol oynayan “aracý” devletleri; ikincisi ise “aradaki” devletleri devreden çýkarmak. Bunlardan ilki, Ortadoðu sorunlarýna angaje olmuþ ülkeleri, ikincisi ise bazý Avrupalý müttefikleri kast ediyor.
Dolayýsýyla bundan sonra NATO müttefiklerinin birbirlerine olan baðlýlýk sýnavýna tabi tutulacaklarý bir döneme girileceði, NATO üyesi olmayan ülkelerle müttefiklerin iliþkilerinin de Washington üzerinden düzenlenmesi ilkesinin benimseneceði öngörülebilir.