Gazi’ye muhalefeti sebebiyle karalanan M. Sabri Efendi’nin Sevr’i imzaladýðýndan ölüm fetvalarý verdiðine kadar bir dizi iddia ortaya atýldý.
M. Sabri Efendi’nin iddia edilen fetvalarý vermediðini ve Sevr’e imza atmadýðýný Murat Bardakçý "Cehaletin de bir sýnýrý var!” baþlýklý yazýsýnda hatýrlattý.
Faydasý olmadý çünkü kin ve nefret gözlerini kör etmiþti.
Ayný minval üzere yazýlar devam etti.
***
Aslen Tokatlý olan Mustafa Sabri Efendi döneminin en önemli ilim adamlarýndan biriydi ve Gazi’ye muhalifti.
Bu yüzden sürgüne gönderilen ‘yüzellilik’lerdendi.
Þair Rýza Tevfik, nesir edebiyatýnýn gelmiþ geçmiþ en büyük temsilcisi Refik Hâlid Karay, gazeteciler Refi Cevat Ulunay, Tarýk Mümtaz Göztepe, ayrýca Çerkes Edhem ve istihbaratçý Kuþçubaþý Eþref listedeki meþhur isimlerdir.
Ýnönü cumhurbaþkaný olduðunda affedildiler ve bazýlarý yurda döndü bazýlarý dönmedi.
Affedildikleri için de her türlü vatandaþlýk haklarýna kavuþtular.
Tokatlýlar da hemþerileri M. Sabri Efendi’nin ismini önce bir vakfa sonra da bir liseye vererek yaþatmak istediler.
***
Doksanlý yýlarda adýna kurulan vakýf iddia edildiði gibi Adnan Çiçek zamanýnda deðil Nizamettin Aydýn zamanýnda kuruldu.
Kurucularý CHP il baþkaný dâhil Tokat’ýn tümünü temsil eden bir heyetti. Ben de o heyet içindeydim. Yapýlan yayýnlar üzerine CHP Ýl baþkaný istifa etmek zorunda kaldý.
Her gün binlerce insanýn iaþesini temin eden vakfýn ismine takan birileri dava açýnca isim Çiçek döneminde deðiþtirildi.
***
M. Sabri Efendidöneminin en saygýn ilim adamýdýr.
Ýslam dünyasýnýn fikri bir karmaþa içinde olduðu dönemde Mýsýr’a hicret etmek zorunda kalmýþ ve yazdýðý kitap ve makaleleriyle sapkýnlýklara karþý mücadele etmiþtir.
Mýsýrlýlarýn, M. Sabri Efendi'yi ve beraberinde deniz yoluyla Mýsýr’a gidenZahid Kevseri’yi kastederek, “Akdeniz’den üzerimize iki güneþ doðdu” sözü meþhurdur.
***
Sahihi Müslim þerhinde sekreterlik yaptýðým rahmetli Ahmet Davudoðlu hoca ve beþ sene kendisine refakat ettiðim Ali Ulvi Kurucu Bey, Mýsýr’da M. Sabri Efendi ile uzun süre görüþmüþler, hatta Ali Ulvi bey hatýratýnda M. Sabri Efendi'den uzun uzun bahseder. Her ikisi de M. Sabri hayranýydý.
M. Sabri Efendi’nin ilmi derinliðinden bahsederlerdi hatta Davudoðlu hocanýn 'M. Sabri Efendi kelamda müçtehid idi’ dediðini hatýrlýyorum.
***
Ýlmiyle temayüz etmiþ, Þeyhülislamlýk makamýna getirilmiþ kýsa süreli de olsa baþbakanlýða vekalet etmiþ Ýslam dünyasýnýn bir deðeri olarak kabul görmüþ hemþerilerinin ismini Tokatlýlar neden yaþatmasýn ki?
Nazým Hikmet’e gösterilen hoþgörü neden gösterilmesin ki?
M. Sabri Efendi’ye atfedilen suç siyasidir, affedilince temiz sayfa açýlýr. Ýsminin kullanýlmasýnda da hiçbir sakýnca yoktur, olmamalýdýr.
Týpký Nazým Hikmet isminin kullanýlmasý gibi.
***
Nazým amansýz bir Atatürk ve CHP muhalifidir, Gazi döneminde hakkýnda 11 dava açýlmýþtýr. Bir deniz subayý olmasýna raðmen Ýstiklal Savaþý’na katýlmamýþ ve Türkiye aleyhinde þiirler yazmýþtýr. Moskova’ya kaçmýþ, Stalin’e övgüler düzmüþ, Kruçev’e yazdýðý mektupta “19 yaþýmdan beri, yalnýzca kalbim ve kafamla deðil, geçmiþimle de Sovyetler Birliði’ne baðlýyým” demiþtir Nazým.
M. Sabri Efendi’ye küfredenlerin çoðu Nazým’ýn bu yönünü görmezden gelirler onun sanatýna itibar ederler.
Tamam.
M. Sabri Efendi’nin de affa uðramýþ siyasi yönüne deðil zirvedeki ilmine itibar etmek gerekmez mi?
Nazým’a gösterilen hoþgörü ve tahammülün M. Sabri Efendi’ye de gösterilmesi gerekmez mi?
Gerekmiyor, çünkü o Þeyhülislam!