Nazlý Ilýcak hakkýnda “gözaltý” kararý çýktý... Suçlu olup olmadýðýný bilemem. Buna yargý karar verecek.
Biz ancak, “ahlak yargýlamasý” yaparýz.
Bana sorarsanýz, ahlaken “problemli” bir yerde duruyor.
Kendisini “Hizmet hareketi” olarak yutturan FETÖ’nün, ayný zamanda bir “casusluk þebekesi” olduðu ortaya çýktýðý halde, Nazlý Haným desteklerini sürdürdü, Hocaefendisini kurtarmak için militanca bir savaþ verdi.
Gözaltý kararýnýn uygulanýp uygulanmadýðýný bilmiyorum.
Kaçtýðý ya da gizlendiði söyleniyor.
Fakat ben önceki gün kendisini Taksim’de gördüm... Cismini deðil elbette, ruhunu...
CHP’nin düzenlediði “darbelere hayýr” mitinginde Nazlý Ilýcak’ýn ruhu dolaþýyordu.
Bu cümleden olarak, miting hakkýnda da bir çift söz söylemem gerekiyor.
Birlik ve beraberlik görüntüsü, darbelere karþý ortak tavýr, laiklerle dindarlarýn buluþmasý, FETÖ’nün iþgal giriþimine karþý mücadele, barýþ, kardeþlik, dayanýþma...
Hepsi iyi hoþ da... Ortaya çýkan bu güzel fotoðrafta CHP’yi, hususen Kemal Kýlýçdaroðlu’nu “pay” sahibi kýlmak biraz ayýp olmuyor mu?
Sýrf kardeþlik fotoðrafýnda güzel duruyor diye, Kýlýçdaroðlu’na hak etmediði bir payeyi neden verelim ki?
Beyefendi 15 Temmuz’da, “darbenin akýbeti” anlaþýlýncaya kadar ortalýkta görünmedi. Gece yarýsýndan epey sonra, Baþbakan Binali Yýldýrým’ý arayýp, “Darbeleri kabul edemeyiz” mealinden kuru bir açýklama yaptý. O kadar... Baþka da bir þey yapmadý.
Kitlesi de (CHP’ye oy vermiþ “aydýnlanmýþ” insanlar da) meydanlarda yoktu. Akþamýn geç saatlerinde marketlere doluþup makarna, ekmek, sigara, kuyruðuna girdiler. Tanklar çýkýnca da alkýþladýlar. Baðdat Caddesi’nde sergiledikleri kepazelik internet ortamýnda kayýtlýdýr. Açýp izleyebilirsiniz. Bazý muhitlerde de, tencere-tava çalarak darbecilere destek çýktýlar. CHP’nin sözcülüðüne soyunmuþ Halk TV’de, sabaha kadar, darbecilerin TRT’de okuttuklarý korsan bildiriyi döndürüp durdu.
Bunlarý yazmak zorunda kaldýðým için, “birlik ve beraberlik” diye ölen arkadaþlardan özür dilerim.
Pazar günü “darbelere hayýr” baþlýðý altýnda gerçekleþtirilen CHP mitingini, daha doðrusu “miting” kýlýfý giydirilmiþ o ortaoyununu izlemeseydim, bunlarý yazmayacaktým.
Baþlýk “darbelere hayýr”dý ama tipik bir “Cumhuriyet mitingi” izledik.
Ülkemin “aydýnlanmýþ” insanlarý, ortada sýcak bir olay varken, darbeye kalkýþan gözü dönmüþ çeteyi deðil, darbeye maruz kalmýþ Erdoðan’ý ve AK Parti’yi lanetlediler.
Lafta kalacak olsa da, darbeye karþý olduklarýný söylemeleri bir geliþmeydi... Çünkü ayný kitle, Cumhuriyet mitinglerinde “ordu göreve” pankartlarý açmýþtý. Oralardan buralara geldiler. Bunu, her þeye raðmen, “iyileþme iþareti” saymalý.
Fakat Kýlýçdaroðlu’nun konuþmasý için ayný þeyleri söyleyemeyeceðim.
Kýlýçdaroðlu, bulduðumuz yerde duruyor.
Milim ilerleme kaydetmiþ deðil.
Darbelere karþý olduðunu söylüyor ama karþý olduklarý tek darbenin “Erdoðan darbesi” olduðunu anlamamýzý istiyor.
Ülke felaketin kýyýsýndan dönmüþ, darbeye kalkýþan FETÖ militanlarý suçüstü yakalanmýþ, geniþ tutuklamalar baþlamýþ ama Kemal Kýlýçdaroðlu hâlâ “dikta” diye geveleyip duruyor, hâlâ Erdoðan’a laf sokmaya çalýþýyor.
Memleketimizin bir darbeye maruz kaldýðýný söylüyor ama darbecilerin kim olduðunu, darbenin nereden geldiðini karartýyor. FETÖ’yü ise aðzýna almýyor.
Öyle bir konuþma ki, “Bunu Nazlý Ilýcak kaleme almýþ” deseler, kimse þaþýrmaz.
Zaten ben de þaþýrmadýðýmý söylemek için yazdým bu yazýyý.