Yýllardýr terörle uðraþýyoruz ve sadece askerî tedbirlerle bitmeyeceðini biliyoruz.
Nitekim, nihai çözümün silahla olmayacaðýný iyi bilen Erdoðan, aktif siyasetin zirvesinde iken büyük oy kaybýný göze alarak Çözüm Süreci’ni baþlatmýþ ve “Siyasi hayatýma mal olsa dahi bu süreci devam ettireceðim” demiþti.
Sonuç da vermiþti. Doðu ve Güneydoðu’nun yaylalarý þenlenmiþ, bölge halký 30 yýl sonra “huzur”un ne olduðunu öðrenmiþti.
Ne var ki, “PKK silah býrakacak, huzur baki kalacak” diye beklerken terör geri döndü ve yine yuvalarý söndürdü...
Mücadelenin yoðun olarak sürdüðü bu günlerde yine etrafta “Çözüm” balonlarý uçmaya baþlayýnca Baþbakan Yýldýrým, “Çözüm mözüm yok kardeþim” diye kestirip attý!
Bu ne demek þimdi?..
Devlet çözüm mü istemiyor yoksa “çözüm”ü askeri yöntemlerde mi arýyor?
“Çözüm”cülerin derdi çözüm deðil
Aslýnda terörün bitmesini en fazla devlet ve Kürdüyle Türküyle bu millet istiyor.
Ama ne gariptir ki “Çözüm-diyalog” sakýzýný, sadece terör örgütü sözcüleriyle kendilerini kanaat önderi zanneden bazý ‘pekeke’ciler çiðniyor.
“Barýþ olmayan bir ortamý pakete boðsanýz ne olur” diyorlar.
Doðruluk payý olan bir tespit ama ne hikmetse, bu çok bilmiþler; “PKK derhal silahý býrakmalý” diyemiyorlar.
“Barýþ” olmasý için devletin “Paketler içeri, askerler dýþarý” diyerek bütün güvenlik güçlerini bölgeden çekmesi mi gerekiyor?
Acaba bu zevat nasýl bir çözüm hayal ediyor?
Masanýn bir tarafýnda devlet, diðer tarafýnda ise PKK’nýn “Cemal”i, saðýnda “Cemil”i, solunda “Avareþ”, yanýnda keleþ...
Öyle mi?..
Oysa silahla çözüm olmayacaðýný iyi biliyorlar ama silahý býrakýnca bir “hiç” olduklarýný da iyi bildikleri için býrakamýyorlar.
Zaten 2013’te de onun için yan çizdiler.
PKK, silah dýþýnda her þeyini kaybetti
Terör örgütü en kötü dönemini yaþýyor.
Zira...
- PKK “misyonu”nu kaybetti...
Uzun yýllar devletin bölgedeki yanlýþ politikalarýný istismar ettiler, gençlerin daða çýkmasý için onlarca gerekçe ürettiler. Oysa bugün PKK bütün motivasyonunu kaybetmiþtir, teröristler bile niçin savaþtýðýný bilmiyor artýk.
- PKK tabanýný kaybetti...
Eskiden, “Kürtler için savaþýyoruz” diyor, birilerini de kandýrýyorlardý. Ama özellikle “hendek yüzleþmesi”nden sonra hiçbir Kürt, PKK’dan bir gelecek beklemiyor.
O halde þu anda, “PKK kimin adýna savaþýyor?” sorusuna makul bir cevap verebilen var mý?
Terör örgütünün muhatap alýnmasý için kendini yýrtanlarýn, “yerli” hiçbir þeyi kalmayan PKK’nýn masada kimi temsil edeceðini de söylemeleri gerekir.
- PKK güven kaybetti...
Yandaþlarýn dillerine doladýklarý çözüm sürecini biz daha yakýn zamanda yaþadýk.
Her þey çözülmek üzereydi.
Öcalan da son sözünü söyledi; “Artýk silaha gerek kalmadý” dedi.
Peki ne oldu?..
Meðer Öcalan “Lider” filan deðilmiþ...
Öcalan dedi diye silah býrakmamýzý beklemek demagojidir” dediler.
Þimdi de ayný masala inanmamýzý bekliyorlar.
Can çekiþiyor, can simidi istiyor
Çözüm yaygarasýnýn sebebi baþka.
Bakmayýn öyle uzaktan kumandalý; kalleþ eylemlere, PKK can çekiþiyor...
Ayrýca terörle mücadele daha yeni baþlýyor.
15 Temmuz aslýnda PKK’ya en büyük darbe oldu.
Artýk FETÖ’cü dostlarýndan tüyo gelmiyor, uçaklar daðý taþý bombalayýp dönmüyor.
Onun için bu “çözüm”cüler aslýnda PKK’ya can simidi uzatýyor.
PKK zaman kazansýn, yeniden toparlansýn!..
Çok beklersiniz...
Yoksa elbette çözüm olacak.
Ama önce “silah” engeli ortadan kaldýrýlacak.