Hani “Saray’ýn Gladyosu” diye bir cümle sarf etmiþtin.
Bu son yalanýn da deðildi üstelik.
O yalana göre Kürtleri öldürmek, iþkence etmek için Beþtepe’de bir örgüt oluþturulmuþtu ya.
“Delilin nedir?” sorusuna bile muhatap olmamýþtýn.
Attýkça atmýþtýn.
Bir ara kazara, yabancý bir gazeteci sormuþtu.
Ortak hareket ettiðin diðer Genel Baþkanýn “Benim adým Kemal” dediði gibi sen de “biliyoruz” demekle yetinmiþtin.
Bir baþka ülkede olsan, tefe konulup çalýnýrdýn ama bu ülkede seni pamuklara sarýp sarmalayan terör medyasý toz kondurmamýþtý.
Eline saz verip, yüzüne de maskeni yerleþtirip ekranlarda çalýp söyletmiþlerdi.
Aradan bir zaman geçti.
Ne sen utandýn, bu ve bunun gibi attýðýn binlerce iftiradan, ne de seni bu iftira nedeniyle göklere çýkaran yazar çizer taifesi.
Baktýn bu yalan dolana raðmen yüzüne tükürülmedi. Yalan ve tezviratýný artýrdýn da artýrdýn.
Güvenlik güçleri, senin terörist bile diyemediðin, kadýn çocuk sivil katillerine operasyon yapýnca, partinin milletvekillerini kalkan yapýp bölgeye göndermiþ, kendin de Avrupa’daki amirlerine rapor vermeye gitmiþtin ya.
Ýþte o güvenlik güçleri senin teröristlerini tepeleyince birden o “Saray’ýn Gladyosu” yalanýný hatýrladýn herhalde.
Partinin Diyarbakýr’daki il binasýnda, yani 6-7-8 Ekim tarihinde 52 kiþiyi öldürme emrini verdikten sonra boncuk boncuk terleyerek açýklama yaptýðýn o binada, yine kameralarýn karþýsýna geçtin.
Nasýl olsa terör medyasý da arkandaydý.
Yine estirdikçe estirdin.
“Her yerde AKP ve ýrkçý güruhlar sokaklarda faþizm rüzgarý estirerek Kürt adýna ne varsa, HDP demiyorum, Kürt’e benzeyen ne varsa her þeyi yakýp yýkma ve ülkede toplumun muhalif kesimlerine diz çöktürme operasyonu yapýlýyor” dedin ya.
Yine sorulmadý sana.
“Delilin nedir birader?” sorusu sorulmadýðý için yine attýkça attýn.
“Bunlar bizzat isim isim tespitli, maaþlý ve bu iþleri yapsýnlar diye resmi olarak görevlendirilmiþ çetelerdir” dedin.
Bir tane isim açýklayamadýn.
“Bu milleti anasýndan doðduðuna piþman etmeye hakkýnýz vardýr” deyip Kürtlere deðil, tetikçilerine açýk mesaj yolladýn.
Fakat bu kez seni eskisi kadar ciddiye alan olmadý.
Hýzýný alamadýn “Akan kanla ilgili HDP’nin zerre-i miskal siyasi sorumluluðu yoktur” dedin.
Ýþte bunu demeyecektin.
Sen salladýkça televizyonlar yayýndan birer birer çýktý.
“Cici çocuk”tan eli kanlý, iftiracý olduðunu mu hatýrladýlar birden, emin deðilim.
Sen de emin olamamýþsýn ki, “Bir barýþ umudu olsun fizana giderim” sözüne payanda olsun diye yola çýktýn.
Yandaþlarýn seni Kandil’e gidecek sandý herhalde.
Çünkü elinde silahla masumlarý öldürenler onlardý.
Kandil’e gidip “durdurun bu kaný” diyeceðini sandýlar zahar..
Oysa sen Cizre’nin yolunu tutmuþtun.
Köþeye sýkýþan katilleri daha önce gönderdiðin vekillerin kurtaramadýðý için, “çocuða iþ buyur sonra kendin yap” misali, kendin kurtarmaya çalýþtýn.
Ama bir zamanlama hatasý yaptýn.
Med Nuçe televizyonunda “Cizre’de bitme noktasýna geldik. N’olur bize yardým edin” diye salya sümük aðlayan teröristin açýklamasýndan hemen sonra Cizre yoluna düþünce terör medyan bile sallamadý seni.
Daha dur.
Madem hesap defterini açtýn...
Sen milletten hesap sormadan millet senden bu þehitlerin hesabýný “sandýkta” soracak.
Sadece senden mi? Terör medyasýnda da soracak elbet.
Aslýnda “Chucky” olan seni “Cici Çocuk” gibi gösteren terör medyasý da hesap verecek.