Ýngiliz BBC kanalý canlý yayýnda hazýmsýzlýðýný nasýl da gizleyemiyor.
Törenin yapýldýðý Cumhurbaþkanlýðý Külliyesi’nden “AK Saray” diye bahsediyor!
Oysa orasý kralýn oturduðu saray deðil milletin evi. Orada oturacak olan da milletin hür iradesiyle ve helal oylarýyla seçilmiþ Baþkan!
Kendi ülkeleriyle karýþtýrýyorlar dersek Ýngiltere’ye haksýzlýk olur.
Doðru Ýngiltere’de saray var; sarayda oturan Kraliçe ve Prensler var. Lakin demokrasi de var.
Demek ki sarayýn/monarþinin olduðu yerde demokrasinin olamayacaðý tezi doðru deðil!
Buna sanýrým en fazla gardrop Kemalistler veya CHP içinde öbeklenmiþ Jakoben Cumhuriyetçiler kýzacaklardýr!
Baksanýza, Cumhuriyetimiz yerli yerinde duruyor.
Demokrasimiz týkýr týkýr iþliyor.
Cumhur kendi Baþkaný’ný ve hükümetini doðrudan seçiyor.
Yasama organýnýn üyelerini de sandýkta seçiyor.
Ama sözünü ettiðim azýnlýkçý güruh Cumhuriyet’in elden gittiðini ve demokrasinin yok edildiðini söyleyip duruyor.
Onlar da týpký Ýngiliz BBC kanalý gibi "saray" ve "diktatörlük" edebiyatý yapýyor.
Ama ne hikmetse ayný güruh kadim monarþisi ve görkemli saraylarýyla tanýnan Ýngiltere’ye Cumhuriyet ve demokrasi adýna laf kondurmuyor!
Ýngiliz BBC kanalý “AK Saray” derken aslýnda “Diktatörlük” algýsýný beslemeye çalýþýyor!
Onlar için “milli irade” tek baþýna anlamlý deðil!
Ýlginçtir, bizim Jakoben Cumhuriyetçilerimiz ile Ýngiliz BBC’nin kafasý “Erdoðan düþmanlýðý” söz konusu olunca hemen ortaklaþabiliyor.
Normalde bir araya gelmemesi mümkün olmayan iki ayrý kafa yapýsý çünkü.
“Bizimkiler”in kafasý Fransýz çünkü; dibine kadar Jakoben...
Cumhuriyet’imize bir þey olduðu yok.
Yeni bir hükümet modelinde karar kýldýk sadece.
Sistem deðiþikliðini “Cumhuriyet’ten vazgeçmek!” olarak takdim edenler aklýmýzla alay etmekten vazgeçsinler.
Türkiye’de bir hanedan rejimi yok.
Cumhur, kimin kendisini yöneteceðine doðrudan sandýkta karar veriyor.
Ýstemediklerinin biletini de sandýkta kesiyor.
Yani sandýkla geliniyor, sandýkla gidiliyor.
Dolayýsýyla ne cumhura raðmen bir þey yapýlýyor, ne de cumhura bir þey dayatýlýyor.
“Ama Cumhur seçmesini bilmiyor!” diyorsanýz o bahsi diðerdir.
Bunu diyenlerin Cumhur ve Cumhuriyetçilik anlayýþlarý zinhar demokrasiyle baðdaþmýyor.
Yeri gelmiþken hemen belirtelim: Bu güruhun Cumhuriyetçilik anlayýþý çöktü.
Kendileri anlayýþlarýyla beraber muhalefete mahkum edildikleri için “Cumhuriyet bitti!” diyorlar.
Oysa siyaseten biten kendileri!
Demokrasi elbette sadece sandýktan ibaret deðildir.
Lakin bilinmelidir ki sandýksýz demokrasi olmaz.
Cumhur iradesini sandýk marifetiyle ortaya koyar.
Ve herkes sandýktan çýkan iradeye saygýlý olur.
Cumhuriyetçiliðin de, demokratlýðýn da ölçüsü budur!
Lakin bir gerçek de þudur: Sandýktan çýkanlar her istediklerini yapan krallar deðillerdir!
Özgürlükçülük ve çoðulculuk mutlaka korunmasý gereken ölçülerdir.
Demokratik bir ülkenin vatandaþlarý temel hak ve özgürlüklerde birbirlerinin eþitidirler.
Sandýktan çýkanlar vatandaþlarýn özgürlüklerini ve farklýlýklarýný korumakla yükümlüdürler.
***
Cumhurun Baþkaný olarak Erdoðan’ýn Külliye’de verdiði mesajlar iþte yeni dönemde bu anlayýþýn korunup geliþtirileceði anlayýþý üzerine oturuyor.
“Herkesin Baþkaný” olarak herkesin özgürlüðü, refahý ve mutluluðu için çalýþacaðýna dair yaptýðý vurgu yeni dönemin ruhunu özetliyor.
Yeni kabinedeki çeþitlilik ve renklilik de bunun göstergesi.
Artýk karþýmýzda o eski sistemde gördüðümüz bir parti hükümeti yok.