Ne selülit ne AMK’ymış...

Memlekette başka mesele kalmamış gibi bir hafta boyunca Gülben Ergen’in selülit fotoğraflarıyla AMK Gazetesi’nin adı konuşuldu köşelerde. Gülben Ergen meselesinin konuşulması gereken yanlarından başlayalım... “Tüm dünyada starların bu tür fotoğrafları haber olur” diyen bir grup var ki, haksız da değiller. Bulvar gazeteleri, okunmaktan çok fotoğraflarına ve başlıklarına bakılan gazetelerde bu tür haberler yapılır. Buna karşın “Yaptınız da ne oldu, kadın vücuduna neden saldırıyorsunuz?” diye soran bir başka grup var ki onlar da haksız değil. Tarafların birbirlerini anlamadıkları nokta şu, bulvar gazeteciliğinde kadın bedeni veya insan hakları gibi dertler yoktur, onlara göre şöhretsen haber olursun. Saygın gazetecilikle, sansasyonel gazetecilik anlayışı arasındaki algı farkı sürdükçe bu ve benzeri kavgalar bitmez...

***

 

Gülben Ergen ilk gün mağdur ve haklıydı ama öyle kalamadı. Fotoğrafı üzerine kalem oynatanlara ‘kara fatmalar’ diye saldırmak tahminen hem konuyu hem de kendini gündemde tutma arzusundan doğan abuk bir karışım. Gülben Ergen’i pek samimi bulmam, hayatını annelik üzerinden temize çeken vurgularından hoşlanmam ama Çocuklar Gülsün çabasına da saygı duyarım. Böyle bir çerçevede ilk kez 3 çocuk annesi olmayı doğru bir noktada kullandı Gülben Ergen.Keşke tepkisini gösterdikten sonra sussa ve tartışmanın dışında kalabilmeyi becerebilseydi. Böylesi, yıldızların selülitli fotoğraflarını basmayan gazetelerin tercihi gibi daha saygın olurdu...

***

 

Bir haftadır her köşede, “AMK diye gazete adı olmaz” diye yazılıp duruyor.Sanki çok yazılınca gazete sahipleri “hakikaten ayıp ettik” deyip adlarını değiştirecekler.

AMK’nin isim babası Yiğit Şardan ve yayın yönetmeni kararı savunup duruyorlar. Daha fazla yazmak onların reklamından başka bir işe yaramıyor. Saygınlık, sansasyonel olma tercihi sadece selülit fotoğraflarında değil isim seçiminde de yaşanıyor.

***

 

Metroda engelli, yaşlı ve hamileler için ayrılan asansörlere engelli, yaşlı ve hamileler dışında herkes biniyor.Selülit ya da AMK üzerine kalem oynatanlar halkın arasına karışmadıkları için bu sorunları bilmez, sadece yolları üzerinde gördüklerini yazarlar. 

 

Tıpkı siyaset gibi halkın arasına karışmadan yapılan gazeteciliğin sınırı da budur işte. Kırk katır mı kırk satır mı sözü gibi AMK mı alırsınız yoksa selülit mi?...