Yukarýdaki iki sual, iki ayrý dünyanýn sorularýdýr. Elbette ayný vakýa için sorular olduklarýnda. Bu sorular yaþanan bir kriz, sorun veya engel karþýsýnda tutumunuzu belirler. Birisinden siyaset çýkarken, diðerinden siyaset düþmanlýðý çýkar. Bir soruna dair her iki soru da sorulabilir. Lakin teorik olarak her iki soru da ayný anda kullanýlabilir olmakla beraber, aralarýnda hiyerarþi kaçýnýlmazdýr. Meselenin kýrýlma aný tam da burasýdýr.
Çok geriye gitmeden, sadece son bir kaç yýlýn siyasi bilançosu bile, bu suallerin hiyerarþisini, kimin nasýl kurduðunun da hikayesidir aslýnda. Elbette hiyerarþinin nasýl olacaðýna dair verilen karar, ortaya çýkan neticeyi ve maliyeti de belirlemiþtir.
‘Ne yapmalý?’suali devrimcidir. Neredeyse konforlu hiçbir an ve alan sunmaz size. Her seferinde en engebeli, en zahmetli yolu tercih ettiðiniz hissini verir. Menzili ve istikameti bellidir. Ufak sapmalarýn bile hemen hissedilmesini saðlar. Kararlý olmayý icbar eder. Normlarý amorf dünyadan kurtarýr ve kararlara dönüþtürür. Kararsýzlýðýn alaný olabildiðince daralýr. Alýnan kararýn aktif veya pasif bir içeriðe sahip olmasý neticeyi deðiþtirmez. Bazen en kanlý, en canlý kavgalar için; bazen de her sýnýrý zorlayacak kadar sabretmek içindir alýnan karar. Tarafsýzlýðýn da alaný daralýr. Daha doðrusu bir imkansýz çaba olan tarafsýzlýktan insaný kurtarýr. Ýnandýðýn gibi görünmen, göründüðün gibi inanman için alan açar, cesaret verir. Kazalarý çok, düþüþleri sýk, krizleri fazladýr. Her üçünü de en hýzlý ve yarayla da olsa atlatýr.
***
‘Ne yapmalý?’ suali siyasal bir sorudur. Gerçekçidir. Cevabý çoðulcudur. Tercihleri hýzla kararlara dönüþtürür. Adaletin tecellisi, imkan varsa gecikmez. Ýstisnaya hak ettiði deðerin verilmesini saðlar. Bu yolla kaideler bir anlama kavuþur ve hukuk düzeninin kurulmasýna imkan doðar. Þeffaflýðý icbar eder. Gizli ajanda kuramaz. Maslahat üretir, kararlarýn mesnedinde illetin deðiþimini gözetir. Kelimenin tam anlamýyla þimdiki zamanda yaþar. Eþzamanlama krizleri içerisinde anakronizme düþmez. ‘Uzun vaded e’ hepimizin öleceðine iman eder. Öznenin kendisi olduðunu verili bilgi olarak kabul eder. Bu emaneti baþkalarýna vermez. Ucuz pahaya emaneti satmaz. Yarýn emanetin sahibinin soracaðý hesabý unutmaz.
‘Nasýl görünür?’ suali, eðer ilk sorulan olursa, anti-siyasal bir sorudur. Baþtan, irade transferiyle baþlar. Edilgen bir pozisyon, diþi bir týynet inþa eder. Gizli öznesi ‘kime göre’ olduðundan, cevap da baþkasýnýn, tek tip ve bellidir. Pozisyon alýnmak istenmeyen durumlarýn sorusudur ‘Nasýl görünür?’. Günü kurtarýr. Yarýný yok eder. Þimdiki zamandan kaçar ama gelecek de inþa edemez. Bir sömürge sorusudur ve kolonyal özne ruh hali inþa eder. ‘Siyah deri, beyaz maske’ travmasýnýn en trajik halleri yaþanýr. Zaman içerisinde ‘ev zencisi’ hali içselleþtirilir, tarla zencilerinin can sýkýcý hallerine de katlanmak en zahmetli iþe dönüþür.
Osmanlý son döneminden bu yana ‘nasýl görünür’ suali hep soruldu. Maalesef, ‘ne yapmalý’ dünyasý çoðu kez kaybetti. Kemalizm neredeyse baþtan aþaðý ‘nasýl görünür’ dünyasýnýn teolojisiyle asra yakýn zamaný millete zehir etti. En son, 17 Aralýk’la, zuhuratýna artýk herkesin þahitlik ettiði, ‘paralel yapý’ üzerinden, ‘Nasýl görünür’ aklýnýn en sefil halleri ortaya saçýldý. Bugünlerde, 2011 seçimlerinden bu yana benzer bir gerilimi yaþýyoruz. ‘Nasýl görünür?’ dünyasýnýn farklý kýlýk ve ideolojilerdeki tezahürleriyle ‘Ne yapmalý?’ dünyasý karþý karþýya gelip duruyor.
‘Nasýl görünür?’ dünyasý, post-kolonyal bir odak olarak ‘Ne yapmalý?’ dünyasýnýn karþýsýnda anti-siyasal pozisyonu tahkim ettiðine þahitlik etmeye devam edeceðiz. Siyasal karþýtlýðý derinleþtikçe kendisini otoriterleþme, kutuplaþma ve diktatörlük ezberleriyle ifade edecek. Bu durumun bir kýrýlma aný olacak elbette. Lakin inþa ettikleri nihilist tasavvurun sýnýrýný zorlamalarý gerekiyor. ‘Ne yapmalý?’ dünyasý ise inþa döneminde bu tasavvuru da yönetmek zorunda olduðunu fark etmeli.