Bir televizyon ekranýnda gördüm, içim acýdý, yüreðim burkuldu. Cizre’yi terkeden bir vatandaþ, bu ilçede hayat normale dönünce, yýkýntýlar arasýndaki evine burnunu kapatarak giriyor ve yakýlmýþ yýkýlmýþ evinin bölmelerinde umutsuzluk ve hüzün dolu bir yüz ifadesiyle dolanýp duruyordu.
Sadece bu deðil tabi. Sur’da kurtarýlan çocuklarýn anlattýklarýný dehþet içinde kalarak dinliyorsunuz. Çocuklar doksan yaþýnda bir kiþinin yakýldýðýný anlatýyorlar. Teslim olan biri, örgütün içindeki o acýmasýz iþleyiþi anlatýyor. Ýç infazlar, toplumun sosyal tecrit yaþayanlarýna verilen güç ve bu gücün iþgal edilen o mahallerde acýmasýzca kullanýlmasý.
Nusaybin’deki trafik noktasýna üç ton bombayla saldýrdýlar, iki polisimiz þehit oldu, aralarýnda çocuklarýn olduðu 50 kiþi yaralandý.
Özyönetim talebinin kara bir yalan olduðunu gördü herkes.
PKK/HDP, Kürtler’in en doðal haklarýnýn önünü kesmek isteyen bir felaket olduðunu herkese göstermiþ oldu.
Bu örgüt, on yýl hiç bir iþ yapmadan halka anlatýlsaydý, bir halkýn baþýna açabileceði belalarý, felaketleri, Cizre ve Sur’da yarattýðý yýkým boyutunda anlatmak mümkün olmazdý.
PKK, yanýna HDP’yi de alarak, çok kýsa sürede, Ortadoðu’nun þiddet ve terörde sýnýr tanýmayan , en yýkýcý örgütlerinden biri olduðunu ispatlamýþ oldu.
HDP’de bu zulmün mimarý olanlar, bu zulmü barýþ ve demokrasi formatýnda destekleyenler, en güçlü olduklarý þehirlerde bile þimdi ancak, birkaç yüz kiþiye seslenmeye çalýþýyor ve destek istiyorlar.
Batman, Van, Muþ, Mersin-Akdeniz ve daha baþka yerlerde Sur ve Cizre gibi yerle bir olsun, yakýlýp yýkýlsýn diye mi?
Türkiye uluslararasý çapta bir ihaneti geride býraktý.
Kürt sivil toplumu, Kürt partileri ve aydýnlarý birkaç satýrlýk basýn açýklamalarýyla yetinmemeli, ülkenin bir bölgesinde Kürt halkýna reva görülen bu zulmün izini sürmelidir.
Yüzde doksanýn üstünde oy vermiþ bir halký, bir anda, savaþ maðduru bir halk haline getiren bir örgüt için ciddi bir muhasebe ve sorgulama zamanýdýr.
Üniversiteler, sivil toplum, aydýnlar, sanatçýlar, bir anda bize yaþatýlan bu büyük felaketin sebeplerini, býkmadan, usanmadan anlatmalýdýr.
Þimdi hep beraber tarihe bir kayýt düþürmenin zamanýdýr.
Bu sorgulama olmadan, bu kaydý tarihe düþürmeden, Türkiye’nin ve Kürt halkýnýn bu musibetlerden kurtulmasý mümkün deðildir.
Unutmayacaðýz ve unutturmayacaðýz...