Yeni bir hasmým türedi: Ekrem Ýmamoðlu...
Ne yazarsam yazayým, önce illegal “Basýn Konseyi”ne, sonra mahkemeye koþuyor. (Basýn Konseyi’nden alacaðý “kýnama” kararýnýn, mahkemede elini güçlendireceðini düþünüyor. Hangi hakla gazeteci yargýladýðýný bilmediðimiz Basýn Konseyi de bu oyuna figüranlýk yapýyor. Basýn adýna yüz karasý...)
Ýyi de yazsam, kötü de yazsam, Ýmamoðlu “mahkemeye koþma görevini” ihmal etmiyor.
Þöyle bir rakam vereyim:
Muhterem, “mazbatalý-mazbatasýz”, Büyükþehir Belediye Baþkanlýðý yetkisini kullanmaya baþladýktan sonra, hakkýnda yazdýðým bütün yazýlar için dava açtý.
Soruyorum: “Militanlarýnýzý mý sokaða dökeceksiniz?” Çünkü, seçimler iptal edilirse, YSK’yý ve Türkiye’yi “sokak”la tehdit ediyordu.
Hemen mahkemeye koþuyor...
Soruyorum: “Samanyolu TV’de program yaptýðýn dönemde, Fenerbahçe’yi ‘þikecilikle’ itham ediyordun. Bugün hangi yüzle Fenerbahçe’nin maçýna gidiyorsun?”
Hemen mahkemeye koþuyor...
Soruyorum: “Yüzünde hoþgörü gülümsemesi var ama hoþa gitmeyen gazeteci ve yazarlarý Basýn Konseyi aracýlýðýyla susturmaya çalýþýyorsun. Bu ne perhiz, bu ne lahana turþusu?”
Hemen mahkemeye koþuyor...
Uzatýlabilir...
Hülasa, Ekrem Ýmamoðlu, hakkýndaki ithamlarým ve sorularým için mahkemeye gitti.
Hoþlanmýyor.
Sorularla “sýkýþtýrýlmaktan” hoþlanmýyor.
FETÖ kanallarýnda program yaptýðýnýn “bilinmesinden” hoþlanmýyor.
Ramazan ayýnda, teravih saatine çalgýlý çengili Ramazan konseri koyduðunun “hatýrlatýlmasýndan” hoþlanmýyor.
Hakkýnda 2016 yýlýnda FETÖ soruþturmasý açýlmýþ bulunduðunun faþ edilmesinden hoþlanmýyor... (Bu soruþturmaya ne oldu? Bilebildiðim kadarýyla, dosya henüz kapanmadý. Yani, Ýmamoðlu henüz aklanmadý. Dosya “açýk” durduðuna göre, her an bir sürprizle karþýlaþabiliriz.)
Ýstiyor ki, hep “güzelliklerini” analým...
Ýstiyor ki, Yasin-i Þerif’i nasýl patlattýðýný ve cami cemaatiyle nasýl ünsiyet kurduðunu yazalým.
Hadi yazalým da, hem Yasin-i Þerif okuyup hem Ramazan ayýnýn en önemli ritüeli haline gelmiþ dini yayýnlar fuarýna yasak getirmek, yani yer göstermemek de ne oluyor?
Hadi hep “güzelliklerini” analým da, teravih saatine konser koymak ve hoþa gitmeyen gazetecilerin “tecziyesini” istemek de ne oluyor?
Bir þey daha:
Neredeyse 40 yýldýr yazý-çizi iþleriyle uðraþýyorum, 28 yýldýr da aralýksýz köþe yazarlýðý yapýyorum; Ýmamoðlu evsafýnda birini ne gördüm, ne duydum:
Arkadaþýmýz fena halde “yaralý”; zayýf taraflarýyla kamuoyu önünde “görülmekten” hoþlanmýyor; daha doðrusu yaralarýnýn hatýrlatýlmasýný istemiyor, hatýrlatanlardan da ölümüne nefret ediyor ve “takýntýlý” bir halete giriyor.
Bu satýrlarýn yazarýna da takmýþ durumda...
Daha önce yüzlerce siyasetçi hakkýnda yazdým, binlercesiyle muhatap oldum... Hakkýmda davalar açtýrdým... Ama Ýmamoðlu gibi takýntýlýsýna rastlamadým...
Bu süreçte bir þey daha tecrübe ettim:
Ýmamoðlu en çok FETÖ anýþtýrmasýna (bir aralar Samanyolu TV’de program yaptýðýnýn ve hakkýnda FETÖ soruþturmasý açýldýðýnýn hatýrlatýlmasýna) bozuluyor.
En aðýr sözleri söyleyebilirsiniz, en aðýr eleþtirileri yöneltebilirsiniz...
“Siniri alýnmýþ hoþgörülü adam”ý oynayacaktýr...
Ama FETÖ anýþtýrmasý yapmamalýsýnýz.
Bu iþe neden bu kadar çok bozuluyor, ben de bunu anlamýyorum iþte!