Cumhurbaþkaný Erdoðan bunlara “illegal iþler yaptýnýz” dedi ya.
Ýmralý Heyeti adýna kameralarý toplayýp bir açýklama ihtiyacý hissetti, Sýrrý Süreyya Önder.
“Yolun sonuna geliyoruz” dedi.
Önce “illegal iþler”den ne kast ediliyor bakmakta fayda var.
Siz deðil miydiniz, “Oslo Görüþmeleri” sýzdýðýnda üzerine alýnmayan, cemaate toz kondurmayan, “MÝT yapmýþtýr” yalanýna sarýlan?
Siz deðil miydiniz o görüþmelerden sonra “Habur olayý”yla sürece bir baþka darbe vuran?
Devletle görüþürken devletleþmeye çalýþan, süreci gerdikçe geren, yollar kesip kimlik soran, “vergiden pay istiyorum” deyip bir baþka þýmarýklýk gösteren yine siz deðil miydiniz?
Seçilmiþ sivil siyaset “çözüm süreci”nin devamý, kan akmasýnýn önlenmesi için sabýrla hareket edip, bazý olaylarý görmezden gelirken, ipleri iyice germek “illegal” deðil dene?
Hadi o zamana kadar ufak tefek sayýlabilecek, en azýndan kanýn akmadýðý olaylar, “illegal” tutumlar göz ardý edildi. Peki “serhýldan” çaðrýsýnýn neresi legaldi Sayýn Önder?
Partinizin “görünen” Eþ Genel Baþkaný Selahattin Demirtaþ, devrim çaðrýsýyla insanlarý sokaða döktü. Sizin nazarýnýzda “Berkin Elvan” kadar deðeri olmayan Yasin Börü ve 50’ye yakýn ismi katletti, öldürdü, ölmelerine neden oldu. Ardýndan boncuk boncuk terleyerek düzenlediði basýn toplantýsýnda sanki bir baþkasý sokaða çaðýrmýþ gibi “Böyle olacaðýný nereden bilirdim?” anlamýna gelecek birkaç cümle sarf etti.
Ne siz ne de yandaþlarýnýz “selhýndan”ýn neden olduðu ölümleri görmediniz, göremediniz.
Bunun neresi legaldi ki “illegal” dendiðinde bozuluyorsunuz.
Ya Aðrý Diyadin’de yaþananlar. Provokasyon demekten baþka bir þey diyemediniz. Bu nasýl provokasyon ki sýrtýnýzý dayadýðýnýz “dað” kadrolarýnýz 10 saat süren çatýþmaya girebiliyor, mühimmatý önceden getirebiliyor, adýna bahar þenliði dedikleri toplantýya katýlýp, silahlarýyla oy pusulasýnýn yönünü gösterebiliyorlar.
Bunun neresi legal?
Üstelik bu konuda da açýklamanýz “Orada PKK’lýlarýn olduðu bilindiði halde neden asker gönderiliyor?”dan öteye gidemiyor.
Pardon asker tedbir almayacaktý da sizin adamlarýnýz silahlý zorbalýða devam mý etmeliydi?
Batýya (Niþantaþý ve Cihangir’e) namlunun ucunu gizleyerek “silahla iþimiz yok” yalanýný sunuyorsunuz, Doðu’ya silah gösterip tehdit ediyorsunuz, Avrupa’ya demokras hak ve özgürlüklerden bahsediyorsunuz. Yalan olsa da legal olan bu.
Ama esas soru þu.
Sýrrý Süreyya Önder “bu anlayýþla gidilecek yolun sonuna geliyoruz” diyor ya. Pardon siz ne zaman o yola girdiniz ki sonuna geldiðinizi düþünüyorsunuz?
En konforlu siyaset daha öncekilerin yaptýðý gibi “kürt sorunu”nu görmeden ya da öteleyerek siyaset yapmaktý.
Erdoðan bunu yapmadý. Siz ortalarda yokken, ya da sorunu daða havale edip ovada konforlu siyaset yaparken, “siyasi kariyerime mal olsa da bu sorunu çözeceðim” dedi.
Siz ortada yokken, daha bir talepte bulunmamýþken, sizin taleplerinizin de ötesinde “demokratikleþme paketleri” açýkladý, uyguladý.
“Acaba dað ne düþünür?” sorusu sizin aklýnýzda gezinirken, Erdoðan seçmen kitlesini de aðýr aðýr deðiþtirdi. Temel hak ve hürriyetlerin her insanýn hakký olduðunu gösterdi. Sadece seçmenini deðil devleti de deðiþtirdi.
Tüm bu hamleleri yapan, geçmiþle yüzleþen ve yola tek baþýna çýkan bir ismi “masayý devirmekle” itham etmek kolay.
Sayýn Önder, “Masayý tekmelerseniz Genelkurmay’da baþka bir masa kurulur” diyorsunuz ya. Yaptýðýnýz “illegal iþler”e bakýnca belki de bunu gerçekten istiyorsunuz.