Necdet Sakaoğlu'nun ardından

Felsefe Hocası Berat Demirci modern bir hiciv ustasıdır. Usta kalemiyle önemli tespitlerde bulunur. Sosyal medya hesabından yaptığı bir paylaşım önüme düştü: Akademi manastır düzenine sahip olmasa Prof. Dr. gibi unvanlar, Necdet Sakaoğlu gibi adamlara doğrudan verilirdi. Allah rahmet eylesin.

1939 yılında Divriği'de doğan Necdet Sakaoğlu dün Amasra'da vefat etti. Kendisi Cumhuriyet'in yetiştirdiği değerli öğretmenlerden biriydi. Milli Eğitim Bakanlığı'nda hemen her kademede uzun yıllar görev yaptı, en sonunda Talim Terbiye Kurulu üyeliğinden emekli oldu.

Necdet Sakaoğlu ve kuşağının en belirgin özelliği çalışkanlık ve istikrar. O da ömrünün sonuna kadar çalışmayı hiç bırakmadı.

Selçuklu ve Osmanlı dönemine dair yüzlerce çalışmasında tarihimizin bilinmeyen yönlerine ışık tuttu. Türkiye'nin kültürel mirasını tescil eden yerel tarih çalışmalarına imza attı. Yazdıkları araştırmacılar için başvuru kaynakları arasında yer aldı.

Necdet Hoca'nın hayata bakışındaki çok yönlülük çalışmalarına da yansıdı. Çalışmalarında Türk tarihini devlet yapısından sosyal hayata geniş bir yelpazede, farklı boyutlarıyla konu edindi.

Çeşm-i Cihan Amasra eseriyle yerel tarihi gün ışığına çıkarırken Osmanlı Eğitim Tarihi, Cumhuriyet Dönemi Eğitim Tarihi eserleriyle Türkiye Cumhuriyeti'nin eğitim alanındaki gelişimine yoğunlaştı.

Tanzimat'tan Cumhuriyet'e Tarih Sözlüğü ile Osmanlı modernleşmesinin sistematik bir analizini sundu. Osmanlı sultanlarının hayatlarını anlattı, kadın sultanların Osmanlı tarihindeki rolünü ortaya koydu. Bu satırlarda izah edilemeyecek ölçüde, sayıda ve çeşitte önemli eserler bıraktı.

84 yıllık hayatında yaptığı çalışmalar, ardında bıraktığı eserlerle kıyaslandığında az sayıda denilebilecek ödüle layık görüldü. Bunlar arasında 1969'da Milliyet gazetesinin düzenlediği çeviri dalında Karacan Ödülü, yine 1971'de Milliyet gazetesinin düzenlediği inceleme dalında Karacan Ödülü, 1985 yılında da Anadolu Derebeyi Ocaklarından Köse Paşa Hanedanı adlı eseriyle Sedat Simavi Vakfı Sosyal Bilimler Ödülü var.

Türkiye üniversitelerinde genç akademisyenler, bir unvan alabilmek veya atama yükseltilme kriterlerini tamamlayabilmek için kısa yoldan yayın yapma peşinde koşarken Necdet Hoca hayatını araştırmaya ve yazmaya adadı. Akademisyenler unvan aldıktan sonra dinlenmeye çekilirken o bir unvan peşinde koşmadan ilim dünyasına kaynak eserler bıraktı.

Mekânı cennet olsun.